*

  • cumhuriyetin, fikirlerine gökalp'tan ziyâde yaslandığı türkçü-batıcı düşünür. 1919 – 1920’de kaleme aldığı, türk yurdu’nda yayımlanan ve daha sonra 1927’de kitaplaştırdığı “üç medeniyet” başlıklı denemesi bu görüşleri açısından önemlidir. tıpkı akçura’nın “üç tarz – ı siyâset”i ve gökalp’ın “türkçülüğün esasları” gibi. ağaoğlu, türkçü, liberal ve modernist islâmcı olmaktan önce bir batıcıdır. hattâ öyle ki, azerbaycan’da “frenk ahmet” olarak isimlendirilmiş, mehmet emin resulzâde tarafından da batıcılığın nihâî sınırına vardığı ifâde edilmiştir. gökalp’ın seçmeci aktarmacılığına karşılık ağaoğlu, medeniyeti bir yaşam tarzı olarak bütüncül ele alır. ona göre “....bir medeniyet zümresi bölünemez bir bütündür, parçalanamaz. süzgeçten geçirilemez. galibiyet ve üstünlüğü kazanan onun bütünüdür”. ırk konusunda gustave le bon’un bilimsel olarak geçersizliğini ileri süren ağaoğlu, ziya gökalp’ın tam tersine kültür – medeniyet ayrımından kaçınmış, buna karşı çıkmış; bir medeniyetin sadece maddî ögelerini alıp moral değerlerini reddeden gökalp milliyetçiliğiyle bu anlamda çatışmıştır. ağaoğlu demiştir ki: “...bir milletin maddî varlığı ve dili dışında değişmeyen bir özü yoktur.” ona göre din, âile, hukuk, sanat, mimarî millî şahsiyetin esasını teşkil etmez ve değişebilir. ağaoğlu kemalist devrimlerin destekleyicilerindendir. ona göre mustafa kemal’in azimli irâdesiyle baştanbaşa batı medeniyet dâiresine girmiş olduk. bu konuda atatürk’ün devrimleri ile kendi görüşleri arasındaki bağı da yine bizzat kendisi kurmuş, “üç medeniyet” adlı denemesine yazdığı önsözde, bu yazılarda öngörülen değişikliklerin gerçekleştiğini ve konunun artık eski öneminin kalmadığını belirtmiştir.
  • islam'ı türklerin milli dini olarak gören milliyetçi aydın.

    "... binaenaleyh bütün bu tarihi ve hayati mütalaata istinadendir ki türkçüler islamiyet'i bir din-i milli, bir din-i kavmi addediyorlar.

    nasıl ki bir kavmin lisanını, tarihini, ananesini, inkar etmekle beraber o kavmin tarafdarı olmak kabil değildir; öylece bir kavmin dinin inkar etmekle o kavmin tarafdarı olunamaz.

    din kavmiyetin en mühim esaslarındandır. dünyada yaşayan ve bugün kavmiyetçe evc-i a'laya varmış olan milletlerin kaffesi evvelce din üzerine, dinin vahdeti üzerine teşkil etmişlerdir. din kavmiyet ve milletleri teşkil ve te'sisi için adeta bir maya rolünü oynuyor, hatta milli lisanın, milli adetlerin, akidelerin, milli tarz-ı düşüncenin, maişetin te'sis üzerine bile dinin büyük ve birinci derecede tesiri vardır"

    kaynak
  • (bkz: #86382416)
  • 1869 azerbaycan'ın karabağ bölgesinin şuşa kentinde doğmuştur.
    1889 azerbaycan'dan avrupa'ya eğitim almaya giden ilk kişi olarak sorbonne hukuk fakültesine girmiştir
    1909 rusya'da türk aydınlarına baskının artması üzerine bakü'yü terk ederek istanbul'a gelmek zorunda kalmış ve maarif müfettişi olmuştur. ardından süleymaniye kütüphanesi müdürlüğüne atanmıştır.
    1911 türk yurdu, 1912 türk ocağı cemiyetinin kurucuları arasında yer almıştır.
    1912 memuriyetten istifa ederek ittihat ve terakki'nin yönetim kurulunda yer almıştır.
    1914 afyonkarahisar'dan mebus seçilmiştir.
    1918-1919 azerbaycan'ın bağımsızlığını ilan etmesi üzerine, bakü'yü ermeni ve bolşevik çetelerden kurtarmak için anadolu'dan yola çıkan, kafkas islam ordu'sunun komutanı nuri paşa'nın siyasi müşaviri olarak memleketine gitmiştir. bakü'de azerbaycan cumhuriyet meclisine üye seçilmiş, istanbul'a döndüğünde ingilizler tarafından tutuklanarak ittihatçılarla birlikte malta'ya sürülmüştür.
    1921 serbest bırakılmış, anadolu'ya geçerek milli mücadeleye katılmıştır. atatürk'ün başında olduğu ankara hükümeti tarafından matbuat ve istihbarat umum müdürlüğüne atanmıştır. hakimiyeti milliye gazetesinde baş yazar olarak sürekli yazılar yazmış, kars'tan 2. ve 3. dönem milletvekili seçilmiştir. aynı dönem ankara hukuk mektebinde anayasa dersleri vermiştir.
    1925 1 martta anonim şirket haline getirilen anadolu ajansının ilk yönetim kurulu toplantısında aa yönetim kurulu başkanı seçilmiştir. 1928 yılına kadar bu görevi sürdürmüştür.
    1930 atatürk'ün isteği üzerine serbest cumhuriyet fırka'sının kuruluşuna katılmış partinin program ve tüzüğünü yazmıştır. serbest fırka kendini feshedince aktif politikadan uzaklaşmış, istanbula taşınmış darülfünun'da hukuk tarihi profesörü olmuştur.
    1939 19 mayıs'ta istanbul'da 69 yaşında vefat etmiştir.

    azerbaycanlı sitare hanım ile evlenen ağaoğlu'nun 5 çocuğu oldu:
    türkiye'nin ilk kadın avukatı süreyya ağaoğl, eğitimci ve milletvekili tezer taşkıran elektrik yüksek mühendisi ve iş adamı abdurrahman ağaoğlu, siyasetçi, edebiyatçı ve hukukçu samet ağaoğlu ve tıp doktoru gültekin ağaoğlu
  • "umumî harbin elîm neticesi ve mütarekeden beri cereyan eden hâdiseler bizi ister istemez şark'a yönlendirmeye mecbur bıraktı. sultan selim devri istisna edilmek üzere, altı yüz seneden beri unutmuş olduğumuz âleme doğru çevrildik. bu âlem de bizim gibi kahrolmuş ve felekzede idi. o da bizim gibi garp'ın kahır ve cebrine uğramıştı. orada da bizim gibi ve bizim ırk ve dinimize mensup birçok mazlûm, hukuklarına, mevcudiyetlerine tevavüz olunan akvam vardı.

    biz bugün şark siyaseti taraftarıyız. zira memleketimizin menfaatlerini bunda görüyoruz ve bugünkü şartlar devam ettiği, şark akvamı ve bilhassa rusya'da bugünkü vaziyet idame edildiği müddetçe bu siyasetin taraftarı olacağız.

    kalple, hisle şarklı olmak; dimağla, kafa ile garplı olmak!

    hars itibarıyla türk - islâm kalmak ve medeniyet itibarıyla da avrupalı olmak isterim!"

    (hakimiyet-i milliye, 1 ağustos 1922)
hesabın var mı? giriş yap