• diken'in, hedef büyük albümünün 10. sıradaki, kapanış parçası. sözlerini de yazayım tam olsun:

    bir yol var önümde uçsuz bucaksız,
    bakıyorum, bakıyorum ben!
    yığılmışım dizlerimin üstüne,
    ağlıyorum, ağlıyorum ben.
    yalnız bir çocuğum,
    yürümekten korkuyorum,
    sonra bir melek gelip
    yanıma, diyor ki:

    [nakarat]
    asla vazgeçme
    başın öne eğilmesin
    asla vazgeçme
    bil ki tanrı seninle

    yemin ettim yürümeye,
    ardıma bakmaksızın hem de,
    kalkıyorum, kalkıyorum ben.
    ellerimde gözyaşım,
    sel olmuş akıp gidiyor,
    yürüyorum, yürüyorum ben.
    ne kadar uzakta da olsa
    o güneşin ışığı,
    yüreğim hep yakındır sana...

    [nakarat]

    ben sildim şimdi gözyaşımı,
    dizlerimde değilim,
    yürüyorum,
    artık, korkmuyorum ki!
    tanrım verdiğin sabır,
    bana zırh oldu,
    artık vazgeçmiyorum ki,
    artık yenilmiyorum ki.

    [nakarat]
  • (bkz: hold tight)
  • kedilerin yaşam felsefesi.
  • what dreams may come filminin de en önemli mottolarındandır. filmde o kadar çok hüzün vardır ki "never give up!", "don't give up" replikleri elzem olmuştur güçlü bir adamın tutunabilmesi için.
  • dark soulsda dancer'ın bulunduğu odadaki kan izlerini görüp yüreğim yana yana mücadele edenlere bıraktığım not.

    (bkz: don't give up)
  • harlan cobenin gençlik temalı polisiye, gerilim romanlarından biri. dram içerdiğini de söyleyebilirim. zaten kitap bir gencin intiharıyla başlıyor. aile ilişkileri ön planda. çok beni benden alan, merak içinde okuduğum bir kitap olmadı. olayları ve karakterleri biraz yüzeysel buldum ve gerilim dozu da kesinlikle düşüktü. özellikle gençlik sorunları ve aile ilişkilerine eşlik eden gizemden hoşlananların sevebileceği bir roman.
  • kararlı yalnızların iç sesi.
  • bir motivasyon sözüdür.
    asla vazgeçme demek kolay olabilir ama uygulaması zordur. nasıl, hangi güçle, ne kadar daha vazgeçme dedirtir.
  • kendim olmaktan, iyi olmaktan ve nefes aldığım her saniye için mutlu olmaya çalışmaktan asla vazgeçmeyeceğim.
  • orijinal adı sie sehen dich olan bir harlan coben gerilim, polisiye romanı.

    bir sahaftan ilk baskılarından birini indirimli olarak almış, kitaplığımın bir köşesine bırakıp pek yüzüne bakma şansı yakalayamamıştım. yaklaşık 3 gün önce rafları düzenlerken fark ettim bu kitabı almış olduğumu. gerilim, polisiye, gizem, dram meraklısı bir kitapsever olarak daha önce adını sıkça duyduğum ama hiçbir kitabını okumadığım harlan coben'i ilk başlarda isminden dolayı kadın sanıyordum. hatta kitaba başladığımda da isminden kadın vibe'ı aldığımdan öyle sanmaya devam ettim. bu müthiş kitabı okuyunca "ulan kimmiş bu harlan coben?" diyip internette aratmamla kel, polak bir abimiz olduğunu öğrendim*

    kitap edebi ağırlıkta değil, sanki bir filmin yazılara dökülmüş senaryosu gibi. anlatımı hafif, diyalogları bol, betimlemeler güzel. türkçe'ye de bir kaç kelime hatası dışında güzel çevirilmiş. gelelim olumlu noktalarına; olayları, karakter gelişimlerini anlatırken bol bol diyaloga başvurulması anlatımı çok rahatlatmış. kafa bulandırmadan, anlatmak istediğini gayet güzel anlatarak devam ediyor. ayrıca 2022 yılı içerisinde bu kadar sürükleyici bir kitap okumamıştım, son sayfalara yaklaştığımda resmen bitmesin istedim. olumsuz yönleri de var elbette.. mesela kitabın sonu, geri kalanında verdiği heyecanı vermeyip, beklentilerin altında kalıyor. daha farklı ve uğraşılmış bir son olabilirdi diye düşünüyorum. kitabın başlarında ağırdan başlayan olaylar bir anda hızlanıyor, finalde oldu bittiye geliyor gibi hissettim. sanki bir 30 sayfa daha olsa fena olmazmış.

    özetle; 2022 yılı içerisinde okuduğum en iyi ilk 3 kitap arasına gelebilecek, başyapıt değil ama kaliteli bir kitap okumak istiyorsanız hiç düşünmeden edinmeniz gereken bir kitap. iyi okumalar.
hesabın var mı? giriş yap