• etyen mahcupyanın bugunku yorumunda yonelttiği ve cevapladığı soru.

    türkiye'nin gerçek anlamıyla tarihten, yani somut yaşanmışlıkların nedenlerinin anlaşılmaya çalışılmasından hazzetmemesinin nedenleri bir sır değil. osmanlı'dan cumhuriyet'e geçiş açık bir süreklilik ima etmesine karşın, bunu bir 'kopuş' olarak resmetmek isteyen bir bakışın varlığı, nedenlerden biri. dahası yeni yönetimin meşruiyeti yepyeni bir kimliği öne çıkardığı ölçüde, bu kimliğin içi zorunlu olarak tarih dışı bir ideolojik malzeme ile dolduruldu. dolayısıyla türkiye toplumu sanki tarihsel sürecin doğal uzantısı olarak değil de, bir anda zamanın ortasına düşmüş ama kadim geçmişle apaçık bağlantı içinde olan bir 'yeniden doğuş' olarak algılandı. böylece tarih dışı bir kadim geçmişle yine tarih dışı bir 'yeniden doğuş' fikriyatı bir araya geldi ve tabii, olan gerçekten yaşanmış geçmişe oldu... bu geçmişi unutmakla kalmadık, onu unutmanın meşru olduğuna kendimizi inandırdık.

    devamı için:

    http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=614581

    edit: soru neden degil, niçin şekilden sorulmuş, ama siz idare edin.
  • cevabı "hadis ve tefsir okumaları nedeniyle," olan soru.

    (bkz: ataturk hadisleri ve nutuk tefsiri)
  • inkılap tarihi'ni saymassanız, gercekten de üzerinde durulması gereken soru. acizane şunlardan dolayıdır diyebileceğim bazı cevaplarım da mevcuttur hani.
    1. inkılap tarihi bize yeter.
    2. tarih dediğin kahramanlık hikayesi, bizde kendi hikayelerimizle avunuruz.
    3. çılgın türkler
    4. ülkeyi biz kurduk tarihi de yazacak olan bizleriz.
    5. atatürkçüyüz, güçlüyüz. e madem güçlüyüz tarih bilmeye ne hacet.
    6. daha 1923-2007 arasını bile doğru dürüst okuyamadık, kalan 5032 yılı nasıl okuyalım.
    7. uzun iş
    8. delikanlıyı bozar.
    9. işimize gelmiyor.

    şimdilik olası cevaplarım bunlar. geliştirilebilir tabi. aslında soru atatürkçüler tarihi nasıl okur. şeklinde olsaydı, daha entellektüel daha irfani bir kaç kelam eylerdik lakin soruyla kayıtlı kaldıgımızdan, kafidir deyip entry i bitiriyoruz.
  • cevabı şu olabilen soru:

    "okumasını yaptıkları tarih doğa kuralları gibi pozitif bir tarih olduğundandır. arapların arkamızdan vurması, çanakkale savaşı nedeniyle sovyet devriminin yaşanması gibi, bunların hepsi doğa yasası gibi sabit ve açıktır, bu nedenle tarih okumasına, yorumlanmasına, incelenmesine gerek yoktur."

    (bkz: turk tarih yazmayi sever ama tarih okumayi sevmez)
  • çok kuvvetli bi yazı olduğundan karşı cevabın da aynı düzeyde olmasını umut ediyoruz. aslında yazıda anlatılan pek çok şeyi herkes -atatürkçüler de dahil olmak üzere- dillendiriyor fakat mahçupyan'ın yazısı biraz provokatif bi başlığa sahip olmasından dolayı atatürkçülerin kendilerini karşı mevkide konumlamalarına sebep oluyor. yoksa bu ülkede tarih eğitiminin yerlerde süründüğüne katılmayan yok aslında.

    bence yazının en kuvvetli fikri şu; bi ideolojinin kağıt üstündeki idealize edilmiş hali değil, yaşanan hali gerçektir diyor ve o ideolojinin yaşanan hali üstünden değerlendirilmesi gerekir diyor. bu yüzden atatürkçülüğün saylan'ın ve kışlalı'nın kağıt üstünde anlattıkları şeklinin naif ve tarihi gerçeklerden kopuk olduğunu iddia ediyor. atatürkçülerin cevap vermesi gereken de bu iddia aslında. atatürkçülük o kağıt üstündeki ideal resmedilişinden farklı mı yaşanmaktadır, eğer öyleyse bunun sebebi nedir, ideolojinin kendi içindeki tutarsızlığı mıdır yoksa başka sebepler midir..

    sonuç olarak mahçupyan'ın aslında çok da haksız olmadığını belirtmek gerek. atatürkçülerin tarih ve ideoloji konusunda nesnel ve tarihe dayalı bi değerlendirme ölçütlerinin olmadığını zaten şu çılgın türkler kitabı ile en son görmüştük. atatürk'ün sözlerini bile sansürleyen atatürkçülerin olduğu bi memlekette mahçupyan'ın yazısına aynı düzeyde bi cevap beklemek fazla mı hayalcilik oluyor acaba?
  • -ataturkculer neden tarih okumazlar nejdet?
    -abi çünkü karanlık geleceğe suruklemek isteyenler fırsat vermiyor
    -nasıl yani olm?
    -abi fırsat bulamıyorlar yani onlarla ugraşmaktan, yoksa mümkün mü?
  • kavram karmasalari yaratan sacma bir genellemedir. soyle sorular akla geliyor ardi arkasina: ataturkcu nedir? gorusu nelerdir? 'tarih okumamak' nasil tanimlanir, nasil sekilde icra edilir? 'ataturkculer neden tarih okumaz' tek yargili bir fiil cumlesidir (aslinda soru cumlesi gibi gozukuyor ancak bir yargi yapilmis)... cumleyi su sekilde basitlestirebiliriz: 'ataturkculer tarih okumaz'. bu baglamda cumleyi kuran kisi tartismaya acik bir nokta birakmiyor. boylesine guclu bir cumleyi hangi gerceklere veya gozlemlere dayanarak soyledi?

    sorular cok ama hepsini cevaplamak icin oldukca saglam bir yaziya ihtiyac var diye dusunuyorum. etyen mahcupyan'in yazisini okudum ve bu sorularin veya bunlarla beraber gelecek turev sorularin cevaplarini bulamadim. kisisel gorusum komple bir yazi olmamis, saglam bir universite de gecer not alir mi o bile tartisilir. bir nevi sallama kahve agzindan pek ote goremedim.
  • neden sonuc iliskisini tamamen tersine cevirmis sey, artik her neyse. insan ataturkcu (ataturkcu deyince ne tip bir insandan bahsettigimizi anliyoruz degil mi? ) olduktan sonra ben artik tarih okumayayim, gerek yok demez. kisaca atarkcu okumaz demek yanlistir, cunku okumamanin sebebini ataturkculuk gibi gosteriyor. oysa gercek su: adam gibi tarih okuyan ataturkcu olmaz. tarihi, nedensellik iliskilerini, tarihin akisini falan bilen, anlayan insan icin ataturkculuk zaten baglanilmasi abes bir kavram.

    okuyan adam, ataturkculuk diye geldigimiz yari putlastirma, ataturkun kisiligini dokunulmaz, tartisilmaz kilma ile sonuclanan kisiyi ideolojiye ideolojiyi de kisiye sabitleme isinin ne kadar sacma oldugunu bilir falan.

    yoksa insan ataturkcu ya da baska birseyci oldugu icin tarih okumaktan vazgecmez, insan okuyorsa, okudugunu anlayip analiz edebiliyorsa koru korune ataturkcu olmaz, dolayisiyla sadece adam gibi tarih okumayanlar ataturkcu olur.

    elbette ataturkculuk bu konuda tek degil, herhangi baska bir tarihsel dogmayi ataturkculuk yerine koyabiliriz.
  • ethen mahçupyan'ın ağzından anlatması gerektiği şeyi yanlış yerinden anlattığı yazı. öncelikle bütün atatürkçüleri böyle bir küme altında toplamak yanlıştır. hatta kendine kemalist diyenleri de . (bkz: ataturkculukle kemalizm arasindaki farklar/#9046966)

    ancak bir şey gerçektir. kendine atatürkçü sıfatını yakıştırıp da ortaya çıkan ve aydın tanımına uyabilecek hiç kimse tarafımdan saptanamamıştır. atatürkçü diye konuşanların hiç biri sınıfsal ilişkiler üzerinden konuşamaz, hiç biri burjuva sözcüğünü ağzına alamaz. sadece bütün toplumsal olayları laiklik-düncilik ekseninden ya da çok yüzeysel eleştiri biçiminde anlatırlar.

    oysa, atatürkçü sıfatı taşıyıp da, yükselen islam burjuvazisi ile, elit kitle arasındaki çekişmenin üstyapıda dincilik-laiklik diye tezahür ettiğini, islamcı kesimlerin orta sınıf kalıplarını benimsemelerinin aslında radikalliklerini kırdığını ve bu yüzden toplumsal akışı bozmanın yanlış olduğunu, yasakçılıkla radikal uçların kuvvetlendiğini söyleyen olmadı. hiç bir atatürkçü'nün ağzıdan çağdaş bir sosyolog ya da antropolog adını duyamadım ben ya da bu kavramsal çerçeveden bakan bir atatürkçü.

    aslında bu durum, kendilerine atatürkçü diyen kitlenin fikren zayıf olması ve çok kolaylıkla eleştirilmesine yol açıyor. nutuk'tan alınıp üzerine göz yaşı katılmış "şu çılgın türkler" hangi kuramsal çerçeveden sesleniyor ya da lise ders kitapları seviyesini geçebilmiş kaç yakın tarih kitabı var.

    keşke gerçekten , bu gerçekleri gören ve atatürk'e sahip çıkan bir aydınımız olsa diyorum...ve ethen bey de mahçup olup sussa

    edit : en ufak bir eleştiri bile zamanın ötesine gönderiyor. bu da ne kadar haklı olunduğunun göstergesi
hesabın var mı? giriş yap