bir şey
-
bir şeyin bir şeyi göstermesi zordur. bazen biz de olduğundan az, çok, zıt göstermeyi gereksinmemizle hepten üstüne tüy dikeriz.
kurcu, arnavutçada hiçbir şey (nothing) anlamında bir sözcükmüş. bir şey ise diçka biçiminde bir sözcük. piçka amcık, kar çük anlamındaymış.
sapık gibi ardı ardına giri giriyorum. yaa, aralara defne yaprağı birkaç bir şey olsa.
buranın zaman cinayetleri vardır, zaman öldürmek gerekli, kendine yetmek zor, oyalanmak nasıl oluyorsa zor. şile'de zaman, hep her an bir şey olacakmış gibi geçer. galiba zaman zaman bir şey, garip veya ilgiye değer şeyler oluyor da. yalnız şile'nin üstünde bir elektrik, bir tekinsizlik, bir değişik manyetik alan vardır, emin olun. (bkz: şile/@ibisile)
yetiştirmesindeki sabırsızlıktan mı nedir, ispanya'da siyah zeytin bilinmiyormuş. yeşil zeytin var, içi doldurulmuş salamura zeytin var, siyah zeytin yok gibi bir şey. ispanya'ya eğitim seferine gidip dönen kayınbiraderim anlatmıştı.
(ilk giri tarihi: 12.6.2018)
(bkz: şey/@ibisile)
(bkz: her şey)
(bkz: hiçbir şey/@ibisile)
(bkz: başka bir şey)
(bkz: bişey/@ibisile), bişe/@ibisile
(bkz: bir şeyler/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap