• "argumentum ad verecundiam"... bir iddianın kabulü için otoriteye (kişi, örf, adet, kurumlar vs.) veya bunlara duyulan saygı, hürmet veya korkuya başvurmak. kişinin kendi tercih ve sorumluluklarıyla ilgili kararların denetimini, “kendisinden daha iyi bildiği inancıyla” başka birinin otoritesine bırakması... mesela ;

    tansu'yu ülkenin başına ben belâ ettim, demiş demirel. cüneyt arcayürek’in kitabında yazıyor. “bekleyen adam’ın gerçekleşen düşü” adlı kitap. vaktiyle emanetçi olarak partiyi teslim ettiği cindoruk için de hasta demiş demirel... adamı meclis başkanı yaptık demiş ve tarafsız kalamamasından yakınmış... hem de oktay ekşi’nin yazdıklarına hak vererek. demiş mi dememiş mi diye hiç tereddüt geçirmedim. çünkü cüneyt ağabey, böyle bir şey uydurmaz. belli ki demiş.

    (rauf tamer, 19.9.2000, sabah)

    yazar kitapta yazılanların doğruluğunu sadece cüneyt arcayürek’in kişiliğine bakarak iddia ediyor.

    (bkz: safsata kılavuzu)
  • günlük hayatta sıkça karşılaştığımız bir safsata çeşidi. bu safsatayı oluşturan kişiler; "uzmanlar", "otoriteler" vs. gibi özneleri çok severler... ayrıntılı bilgiye şuradan ulaşabilirsiniz:

    http://yalansavar.org/…2/07/09/bir-bilen-safsatasi/
  • hürriyet'in gezi parkı eylemlerinde izlediği yol. eylem kırıcılığı yapmaya çalışmıştır.

    uzmanlar uyarıyor!
  • argümanın sırf argümanı sunan kişinin bir otorite yada bilir kişi olmasından mütevellit doğru kabul edilmesi.

    örnek :
    celal şengör ve ne dese sorgulamadan doğru kabul eden müridleri.

    ağbi adam bilim insani sonucta porno sanattır diyorsa haklı tabiki salak mısın ?
hesabın var mı? giriş yap