• ilerleyen zamanlarda adını sıkça duyacağımız bir yemek sihirbazı. harika yemekler yapmanın ötesinde dört dörtlük bir adam.
  • ah başlığı açılmış, hemen entry gireyim ki ileride bir gün "ben burak'ı te eskiden tanırım eheh" demeye kanıtım olsun - "burak zafer sırmaçekici'ye burak diyen hafif kilolu kadın" olmaya adaylığımı an itibariyle açıklıyorum.

    bu adamla oturup saatlerce yemek -ya da herhangi bir şey- konuşabilirsiniz. saatlerce içebilirsiniz. çok da güzel saatler olur bunlar. sonra artık mesele soğanın yeşil yaprağından çıkmış ve bambaşka bir mecraya dönmüştür, zira o esnada kafanız açılmıştır.

    devamını da yazarım, hele şuralar şenlensin.
  • yukarıdaki pasta videosunu izledim de fazla acemi duruyor. bir de sanırım bu pastadan önce hiç google'a kütük pasta yazıp aratmamış. yemek blogu yazan teyzeler bile daha gerçekçi kütük pastalar yapıyor. kendisini şef diye tanıttığına göre muhtemelen eğitimi olmalı. ama kütük pasta adı altında bildiğin çikolatalı rulo pasta yaptı. hayatta başarılar diliyorum.
  • keşke ben de bu herif kadar acemi olsam! adam resim çizer gibi yemek yapmış, daha ne olsun lan.

    bir de sanırım beşiktaşlı. selam olsun.
  • severek takip ettiğim şef. özellikle tart, cheesecake tarzı tatlılarda çok başarılı ve orijinal şeyler yapıyor. instagram hesabı da bir o kadar eğlenceli. seviyoruz.
  • lokanta armut'a geldiğimde dilerseniz dürüm var diye haber gönderdi mutfaktan, istedim, bakalım gelecek mi?

    oha ya, kuzu tandır dürüm getirdi adam.
  • mutfakta sakalları ve topuzuyla hijyen kurallarını ve durumunu sorgulatan şef.
    diğer yandan test ettik bir numarasını göremedik.
  • televizyona çıktığı her fırsatta ''ben eskiden reklam işleriyle uğraştım, reklamcılık yaptım, reklam, reklam, reklam..... diyen aşçı.
  • kanal d'deki programında, lokanta armut'ta sunduğu lavantalı dondurmadan da yapsa keşke.
  • yeni programın aşçısı olarak boy gösteriyor öğlen kuşağında. bence formatı güzel olmuş programın. anne ve aşçı oğlu bir aradalar. iyi püf noktaları da veriyor arada. ancak taşralı ezikliğini göz ardı edemeyeceğim. türkiyedeki her orta direk aile yapısında olduğu gibi anne zamanında köyden şehre göç etmiş, çocuklarını şehirde doğurmuş. tabii ki; köyle ilişkisi hala devam etmiş. şehirde doğan çocuk da programda, ben şehirliyim köylü değilim diye defalarca tekrar ederek, yaralı taşralı ezikliğini bas bas bağırttı. hayır nolcak? annen köyüne gidip gelirken 'hayır oğlum sen gelmiyorsun, çünkü sen benim köyümde değil şehirde doğdun.' mu diyor? paşa paşa alıp yanına seni de götürüyor. götürmese bile seni o köy kültürünün içinde yetiştiriyor. allahaşkına bin defa ben çok köye gitmedim, ben çok az köye gittim, ben şehirliyim diye ısrarla birbirini tekrar eden şu cümleleri illa belirtmek çok maksatlı. seni gidi taşralı çocuk, büyüdün de komplekse mi girdin.
hesabın var mı? giriş yap