• ölülerin yakılmasında hiçbir sorun yoktur. çünkü antik çağ'da değiliz.

    (bkz: krematoryum)
  • kesinlikle doğru önermedir. isteyenlerin cenazelerinin bu şekilde yakılması işlemine tabi tutulması için ülkemizde de bir takım tesisler kurulmalıdır.
  • ben cesetlerin yakilmasini cok anlamsiz buluyorum.

    cesetler basit bir sekilde et, kemik ve deriden olusan bir yigindir ve toprak icin besleyici deger tasimaktadir. ornek vermek gerekirse, bugun mezarlik dedigimiz araziler kisa vadede bile cok verimli topraklar olabilir. zira icerisinde barindirdigi ciddi bir potansiyel var.

    ancak cesedi yaktiginiz zaman, bu bedenin barindirdigi hic bir besleyici maddeyi dogaya kazandirmamis oluyorsunuz.

    amerikada bunu zaman zaman acar insanlarin fikrini sorarim, gomulmeyi neden tercih etmediklerini sorarim, sonrasinda gomulmus olsalar dogaya katkilari olacagini soyler dusuncelerini alirim. bir cok yabanci arkadasim da bu konuda "aslinda gercekten dogru bir yaklasim" diyerek donus yapmistir bana.

    not: bir dine mensup degilim, gomulme merasimini degil bedenin gomulmesinin onemli oldugunu vurguluyorum. onermemde herhangi bir dini sebep yok.

    not 2: zamaninda italyanlarin baslattigi, bedenden agac'a tarzinda bir gomme hizmeti verilmesi planlaniyordu. ozetle, sizin bedeninizi ve agac tohumlarini belirli bir sekilde bir araya getirip, sizi gomuyorlar ve uzun yillar boyunca agac sadece sizin bedeninizden beslenerek buyuyor. bu hem sizi sevenlerin sizi hatirlamasi ve manen hissetmesi icin harika bir fikir, hem de dogaya faydali bir fikir. ben olursem gercekten amacim bu sekilde "benim bedenimle buyuyen" bir agacin parcasi olmak. tum benligimle uyusuyor bu fikir.
  • zamanında avustralyalı bir müşterimle bu konu üzerine biraz laflamıştık. eleman cesetlerden kurtulmanın en çevreci yöntemleri konusuna takmış bi tipti, enteresan bi muhabbet olmuştu. şimdi efendim, ölüleri gömmek o kadar çevre dostu bi yöntem değilmiş. çünkü ölülerin morgda kaldığı süre içinde vücutlarına enjekte edilen formaldehit vb maddeler yeraltı sularına karışabiliyor, toprağı filan zehirleyebiliyormuş. öte yandan krematoryumlar da o kadar mantıklı bir seçenek değilmiş. bir cesedin yakılabilmesi için yaklaşık 450 lt lpg gerekiyormuş. baya bi karbon emisyonu oluşuyormuş yani.

    eleman muhabbet boyunca pek çok yöntemi gömdükten sonra dayanamayıp sordum çevreye en zararsızı ne ola ki diye. cesedi sahile bırakıp yengeçlere yem etmek en doğa dostu yöntemmiş efendim. o yüzden boş bakkal daşşak tartar misali tüm mesaisini bu işi araştırmaya harcamış olan ozi kardeşimizi bu konuda bir otorite olarak kabul ediyorum ve mantıklı bir gömü yöntemi arayanlara cenazelerini sahile yengeç yemi olarak bırakmaya davet ediyorum.*
  • yakmadan önce bağışçı olması şartıyla işe yarar organlarını almanın unutulmaması gereken işlem.

    yazık olur o karaciğere, kornealara, kalbe falan.
  • 7.000.000.000.000.000.000.000.000.000 (7 oktilyon) bu konuda çalışan bilim insanlarının ortalama bir insanın nedenini oluşturan atom sayısını tabir ettikleri sayı.. bir insan ölünce kaçınılmaz olarak doğaya karışıyor.. teorim o ki; kötü insanları derine gömelim.. iyiler için bi çeşit fermantasyon uygulayıp atomlarını doğaya daha çabuk karışarak diğer insanların vücutlarında varlıklarını sürdürmelerini sağlayabilirsek kişi başı 2 milyar atom düşer..
  • sadece mantık kullanılacaksa capsula mundi tek seçenektir aslında.
  • mantıklı olmayan durum.

    ilerde bir teknoloji çıkıp da sizi diriltebilecek düzeye ulaşırsa yakıldığınız için sıkıntı duyabilirsiniz.
  • kadavra olarak bağışlamayı düşünüyorum. işleri bittikten sonra yakabilirler.
  • bence değil. aslında bi süre ben de bu durumu sorgulamıştım. sonrasında babamla bu konuyu tartışmıştık.''kül olup uçacağına,toprağa gitsin börtü böcek faydalansın'' demişti, mantıklı da gelmişti. aynı organ bağışlamak gibi, geride kalanlar faydalansın :)
hesabın var mı? giriş yap