• netflix'te yayınlanan belgeselin tam adı, cracked up the darrell hammond story. saturday night live'in gedikli -dile kolay 24 yıl- oyuncusu darrell hammond'un çocukluk travmalarını yansıtan oldukça vurucu, zaman zaman hırpalayıcı ama genel olarak cesaret ve umut veren bir yapım.
    darrell hammond, ondokuz yaşından itibaren kendini kesen, alkol problemi yaşayan, üniversite eğitimini sürdüremeyen ve yolunu kaybetmiş bir insanken bir çok kez akıl sağlığı hastanelerine yatırılmış ve çoğul kişilikten şizofreniy, borderline kişilik bozukluğundan bipolara bir çok teşhis almış ancak uygulanan tedavilerle pek de iyileşme sağlayamamış bir adam. hayatının bir aşamasında neyse ki yeteneğini fark ediyor ve o alana yönelerek kendine güzel bir yol çizip oldukça başarılı oluyor. ama alkol ve uyuşturucu problemi ile kendine zarar verme davranışından kurtulamıyor. belgeselde anlattığı kadarıyla çocukluğuna dair belli belirsiz flashbackler dışında çok da anlamlandıramadığı duruma psikiyatrik tedavilerinde de çok eğilinmiyor. bu aşamada belgesel özellikle ruh sağlığı uzmanlarının koyduğu teşhis ve etiketlerin bir insanı tanımak için ne kadar yetersiz olabileceğine dair önemli bir eleştiriyi de bize sunuyor.

    işlerin çıkmaza geldiği bir noktada yattığı bir merkezde onu ve yaralarını fark eden bir psikoterapistle çalışmaksa darrell'un hayatını değiştiriyor. süreçte keşfettikleriyle başladığı yolculuk sonunda "god, if you're not up there, i'm f*cked" adlı kitabı yazarak kendini ortaya koyuyor, seminerlere, tv-radyo programlarına katılarak diğer mağdurlara da ses olmaya çalışıyor. yazdığı kitaptan bir sahne eseri de çıkarıyor ve anladığım kadarıyla artık bu konuyu kendine misyon edinerek çok daha büyük bir kitleye ulaşmak adına bu belgeseli hazırlamaya karar veriyor. yapım netflix'e gelmeden önce de yayılması için yoğun çaba sarf edildiği, internet sitesi'nden belli oluyor. https://www.crackedupmovie.com/

    insanın en temel güven nesnesi olan, dünyayı ve kendini algılayışının anahtarı olan anneden görebileceği istismarın ne kadar derin olabileceğini görüyoruz belgeselde. bu aşamada aklıma sybill romanını da getirdi aslında. bence işin en güzel yanlarından biri de terapinin ve daha doğrusu anlaşılmak ve kabullenilmenin darrell için ne çok şeyi değiştirdiği ama aslında hala hayatın onun için ne kadar zor olduğu da dengeli bir şekilde aktarılabilmiş olması. mutlu sonla biten bir peri masalı ya da hollywood öyküsü satmıyor yani. ben tek bir insanın hayatına odaklanmış belgeselleri çok seviyorum zaten ama burada birçok insana dokunacak, fark ettirecek ya da değişme motivasyonu sağlayabilecek bir şeyler de olduğu için de ayrıca tavsiye ederim.

    bu arada yapım sırasında beden kayıt tutar kitabıyla tanıdığımız ve travmanın nöropsikolojisi ve bedendeki etkileri üzerinde uzmanlaşmış psikiyatrist bessel van der kolk'u da görüyoruz. "issues in our tissues" ifadesi de yine aklımda kalanlardan.
hesabın var mı? giriş yap