• "antalya ilçelerindeki ve köylerindeki geleneksel osmanlı mimarisini yansıtan özgün yapılar, "düğmeli ev" olarak biliniyor. geleneksel akseki evi, 2 katlı ve taş duvarlardan oluşuyor. taş duvar asıl taşıyıcı gibi görünse de evi ahşap iskelet taşıyor. evdeki taş duvarda dikine atılan kısa parçaları, yöre halkı "düğme" olarak adlandırıyor. bu düğmelerde andız ağacı kullanılıyor." şeklinde tanımlanan evler.

    (bkz: ibradı/@enchanter)

    edit: caps
  • düğmeli evlerin püf noktası özetini alıntıyla ve duyduklarımdan vereyim: evlerde kerpiç, çimento, yapıştırıcı hiçbir malzeme yok. duvar taşla örülürken köşelere büyük taşlar köşe taşı, yüklenici sütun gibi yerleştiriliyor, aralara moloz ve ufak taşlar serpiştiriliyor. taş duvarda belli aralıkla atılan hatıllar yüklerin yatay dağılımını sağlıyor. onların üzerine ızgara gibi gene yatay ama dik açıyla konan pişduvanlar da duvarda oluşabilecek yarılmayı, meme yapıp pörtlemeyi engelleyecek şekilde bir örgü oluşturur. bu iskeleti oluşturan ağaçların duvarın dışına taşmış biçimde yüzeyde kalan uçlarına halk düğme, ormanalı ise pişduvan der. düğmeler ilerili gerili değişik bir görüntü oluşturur, ustan iş bitiminde alttaki düğmeleri merdiven gibi kullanıp bir bıçkıyla yukarıdan aşağı doğu aşırı çıkıntıları keserek iner gelirmiş.

    (bkz: ormana/@ibisile)
    (bkz: ürünlü)
    (bkz: ibradı)
    (bkz: taş ev), helik/@ibisile
  • antalya 'nın ibradı ilçesinin ürünlü köyü ile ormana köylerinde rastlayabileceğiniz;
    inşaatında tek bir çivi çakılmadan, yöredeki malzemeler kullanılarak (ağaç ve taş) yapılan yapılardır.
    bu evlerin en büyük özelliği harç veya çimento gibi herhangi bir malzeme kullanmadan yapılmış olmalarıdır. yapılarda yörede bulunan toros sediri (katran ağacı) ve yine yüksek yaylalarda yetişen andız ağacı kullanılmıştır. yapının iskeleti ağaçtan oluşturulmuş ve içlerine taş yığılmıştır. bu mimari tarza “hatıllı kuru duvar” denilmiştir. bu yapılarda taş duvar asıl taşıyıcı gibi görünse de evi ahşap iskelet taşımaktadır. duvardan taşan hatıl uçlarının düğme gibi gözükmesinden dolayı bu evlere "düğmeli ev" (pişduvan) denmektedir. ...1 , ...2 ,

    böyle bir evde 128 yaşına kadar, huzur içinde yaşamamak için hiç bir sebep yok. evlerin kendine has ağaç kokusu da cabası.

    dünyanın en güzel yatak odalarından biri: ...3
    dünyanın en güzel mutfaklarından biri: ...4
    dünyanın en güzel odalarından biri: ....5
    dünyanın en güzel salonlarından biri: ....6 , ...7
    dünyanın en güzel ocaklarından birkaçı: ...8 , ....9

    edit: 1040. entryme ithafen; dandanakan savaşı' na selam olsun.
  • akseki-ibradı havzasında geleneksel yöntemlerle inşa edilmiş yapılar. kendine özgü inşa tekniği ile özgün olan bu yapılar ünik eser olarak nitelendirilirler. oldukça kıymeti evlerdir maalesef günümüzde restore edilmesi büyük bir maliyet gerektirdiği için koruma altında çürümeye terk edilmişlerdir. restore edilen evler de bulunmakla beraber taklit düğmeli evlerde mantar gibi türemektedir.

    bu kültürel mirasın gelecek kuşaklara aktarılması yönünde çalışmalar derhal başlamalıdır..
  • neredeyse yedi yüzyıldır merkeziyetçiliğin dibini yaşayan ve buna bağlı olarak gelişen tekdüzelikten sanat hususunda da ziyadesiyle payını alan coğrafyamızda, parmakla sayılabilecek özgün şeylerden biridir bu evler. eskiden yapılanlarında duvarı ayakta tutmak için herhangi bir harç kullanılmaz; sadece bölgede kolaylıkla temin edilebilen sedir ağaçları ve taşlar ile bina ayakta dururdu. günümüzde görülen ve estetik olarak göze çarpan konaklar, kamu binaları ve evlerin ortaya çıkışı, bölge insanının, ticarette ve dönem bürokrasisinde yükseldiği dönemlere rastlar.

    benim de yangınların gündemde olduğu bu dönemde (bir de çok güzel bir örneğinin yandığını öğrenince) aklıma geldi. üzücü ama, akseki ve ibradı bölgesi alışıktır bu tür olumsuzluklara. sadece ibradı'da, 19.yy sonlarında patlak veren üç büyük yangında, bunun gibi binlerce ev ve konak maalesef yanmıştır. bu büyük yangınlardan sonra tekrar inşalar olsa bile, bölge, türkiye'nin geri kalanında olduğu gibi betonarme faşizmine kurban gitmiştir...

    aradan geçen onca zamana rağmen sorunlarımızın hala aynı olması da ilginçtir. bölge insanı yine yalnız ve sorunlarını kendi başına, kısıtlı imkanları ile çözmeye çalışırken devlet, sıkıntısız dönemlerde topladığı ağır vergilere rağmen, ortalıklarda yoktur. artık yeni bir şeyler ortaya koymayı da geçtim; elimizdekini koruyabilecek kuvvet ve bilince ulaşmak kısmet olsun bize.
  • gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdü. bizim değerimizdi. mirasımızdı. yazık oldu.
  • antalya'nın akseki ilçesi cevizli beldesinde de bulunan evlerdir. hüzünlü de bir hikayesi vardır.

    1933 yılında cumhuriyetin 10'uncu yılını kutlamak için halk, köy okulunda yapılan kutlamalara gidiyor. bu sırada bir evde başlayan yangın, evlerin de ahşap olmasından dolayı birden yayılarak mahallenin büyük kısmını etkisi altına alıyor ve 105 ev bu yangından zarar görüyor.
    dönemin antalya milletvekili rasih kaplan, cumhurbaşkanı mustafa kemal atatürk'e durumu izah ediyor ve atatürk o zaman cebinden 1000 tl vererek evlerin derhal yeniden yapılaması emrini veriyor. 2 yıl içinde 105 düğmeli ev yapılarak sahiplerine teslim ediliyor.
    bugün adı atatürk mahallesi olan o mahallede 59 düğmeli ev kaldı. ve bu evler, antalya kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulu kararınca 2002 yılında kültür mirası sayılarak koruma altına alındı.
    daha detaylı bilgi için

    işte o düğmeli evlerin arasında annemin ve babamın doğduğu evler de vardır. (bkz: gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür)
  • antalya'nın ibradı ilçesi ormana köyünde bulunan evlerdir. ayrıca buraya 7 km uzaklıktaki altınbeşik mağarasının da bulunduğu ürünlü köyünde de var aynı evlerden ama ormana köyünde daha çok tabii. 300den fazla var sanırım. çok düzenli ve kendine has köyler ikisi de. harç ve çimento kullanılmadan yapılmış bu evler, eski yörük evleri.

    görsel 1
    görsel 2
    görsel 3
    görsel 4
    görsel 5
    görsel 6
hesabın var mı? giriş yap