• kadıköy, fenerbahçe dalyan'da tenis kortları, yüzme havuzu, jimnastik salonu, yaz okulu, restaurantı, bar ve bilardo salonlarıyla 20 bin metrekareye oturmuş, 1982 den beri faaliyette olan kulüptür.. dalyan kulubü öyle pek önemli kulüplerden sanmayın; üye olurken büyük kulüp, anadolu kulübü vs gibi kelle başına referans falan gerekmiyor burada. yıllık kulüp üyelik aidatını bastırıp pekala üye olunabiliyor. sonraki duhuliye elbette cüzi bir ücret karşılığı.

    dalyan club, son zamanlarda ise adından fransa merkezli assompsion rahipler topluluğu’nun (congregation des augustins de l’assomption), ve bu topluluğun hayatta kalan iki üyesinden biri olan peder xavier jacob'un sözleriyle dikkat çekmiş, gündeme gelmiştir, jacob :

    ''burası* bize aittir,1892 yılında o zamanki padişah*, ferman çıkararak fenerbahçe'deki araziyi topluluğumuza bağışlamış. ferman hâlâ bizde'' dediği, aihm'lik olmuş, bitmeyen senfoni tadında şimdi yeniden gündemdeki, sonrasını merakla beklediğimiz bir kulüp işte..

    detaylı haber ve kaynak için :
    (bkz: http://www.hurriyetim.com.tr/…~2@nvid~429195,00.asp)

    dalyan club'un sitesi için :
    (bkz: http://www.dalyanclub.com/)
  • akşamları havuz başında düğünler filan düzenlenen yer.evde olduğum zaman, mecburen dinlediğim üzere bu düğünlerin çok enteresan playlistleri oluyor.örneğin gecenin başlangıcında illa ki frank sinatra parçaları çalınır; "biz sevmeyiz öyle avam eğlenceleri" izlenimi verilir.akabinde kalite yavaş yavaş mariah carey, celine dion seviyesine gelir.biraz daha böyle sürdükten sonra sahneye "azıyo muyuuuaaz" diye kendini paralayan tipler çıkar, elitliği filan bir kenara bırakıp herkes "azmaya" başlar.*
  • küvetten az büyücek havuzu ile beni çok şaşırtmış idi vaktiyle. sakin dingin ve yeşil bir mekandı, o başka...
  • girisi atlihan sokak uzerindedir.
  • yemeklerinin güzelliği dışında ayrıca müthiş bir levhayı içinde barındırır . . . aslında tenis kortunun ismini belirtmek amacıyla kortu çevreleyen tellerin üzerine yerleştirilmiş olsa da sarı fon üzerine siyah harflerle yazılarak hazırlanmış levha, kelimeleri yamultmaya dünden hazır kişilere saniyelik eğlencelik olanağı sunuyor:

    "nadir gez kortu"*
  • fenerbahçe'de haftasonları şehirden uzaklaşmış gibi hissettiren, yeşillikler içerisinde çok iyi vakit geçirilen düzgün bir mekan. eve yaklaşık 15 dakika mesafede olması da ayrıca güzelliğine güzellik katıyor.
  • haftasonları her gece sikko sikko şarkıları yasal ses sınırının çok üstünde çalarak ve detone karilara söyleterek uyku zevkime sıçmakta ısrarlı, kararlı mekan.

    detone karı, bu da sana geliyor, ay şekerim, sen ordan deli para kaldırıyorsun, git bir şan kursuna yazıl da ekşi sözlük'teki senden rahatsız yilansi fare cocuk çıkıp da senin hakkında atıp tutamasın. hadi gülüm hadi.
  • cuma akşamları saat 22:00'da eli yüzü düzgün bir milongaya ev sahipliği yapmakta olan kulüp.
    müzik fena değildir (tanda'lar cortina'lar duymayı beklemeyin tabi), gelen dansçı kalitesi de fena değildir, evinize yakınsa cuma akşamlarının hoşça geçirilebileceği bir mekandır.
  • açık hava sineması ile nostalji yaratmayı hedefleyen, fakat adam gibi organizasyon yapmaktan aciz oldukları için, yüzlerine gözlerine bulaştıran güzel mekan, harika dalyar club. gittiğinizde şaşırmamanız için deneyimimizi aktarayım isterim.

    aldığınız biletlerin üzerinde 21:30 yazmaktadır. gidip 100 kadar kişi ile beraber oturup filmi izlemeye başlarsınız. şansınıza izlemek istediğiniz bir filme denk gelmişsinizdir. film başlar, ses sistemi patlaktır perde 3 parçadan oluşmuştur falan ama bunlar keyfinizi bozmaz, film aksiyon ıvır zıvır içermediği için, filme odaklanırsınız. filmin 45. dakikasında görevini sonradan öğreneceğiniz bir şef garson gelir; "kusura bakmayın! filmi erken başlatmışız, baştan başlatıcaz" der. o sırada şef garson bey ile beraber 20-30 kişi gelir ve bir yerlere oturmaya, sığışmaya çalışırlar. ilk başta film izlemeye çalışan 100 kişi isyanlardadır. gerçi sonradan gelen grup da isyanlardadır. ortada ise sadece yetkisiz bir şef garson vardır. ilk grup "ulaaan aynı yerleri niye yeniden izliyoruz?" diye yırtınır. ikinci grup; "bize mail geldi - sms geldi 22:00 dediler. bizim ne günahımız var?" diye yırtınır.

    bu noktadan sonra, hem şef garsonla, hem de diğer grupla tartışan insanlar bir çözüm arar, yetkili arar ama elde şef garsondan başka kimse yoktur. kimse olayın özüyle yani salak organizasyonla ilgilenmez, herkes kendi istediği olsun peşindedir. en sonunda kalabalık grup baskın gelir. film kaldığı yerden devam edecektir. tabi bunca tantanadan sonra film izlemek isteyen olursa diyordum ki, bizimle beraber iki grubu toplasanız, ancak 15 kişi "hacım paramızı verin, böyle boktan iş organizasyon olur mu? biz gidiyoruz!" diyerek ortamı terk etti. geriye kalanlar hiçbir şey olmamış gibi filme kaldıkları yerden devam ettiler. sanırım sonradan gelenlere de hızlıca bir özet geçtiler. bu şudur, bu bu işi yapar burada böyle böyle oldu diyerek, hızlandırılmış bir turun ardından onlar da filme adapte olabildi. devamını göremediğimiz için gece nasıl sonlandı bilemiyoruz.

    (bkz: bu da böyle bir anımdır)

    edit : bir de aldığımız biletler ile ikram edilen patlamış mısırlar var. marketlerde satılan, plastik su bardaklarıyla servis yapılan bu sebeple çok değerli olduğu için az az verildiğini düşündüğüm pörtlemiş mısırları unutmamak lazım.
    (bkz: yapma canım yapma arkadaşım)
  • haftasonları (bazen hafta içleri de) burada "eğlence" bitmeden fenerbahçe'de çoğu evde uyku uyumak imkansızdır.

    yakın zamanda bu işletmenin batmasını diliyorum içten içe.
hesabın var mı? giriş yap