• içinde bir korku filminin arka planında yer alabilecek ses ögelerini barındıran subgenre. dinlerken insanın içini karartabilir ama aynı zamanda dans da ettirir.

    acid ve hypnotic techno dinleyenlerin yanında bir de dark techno koymaları bir gerekir.

    birkaç örnek:
    lucyd - omnificent
    nastia reigel - trust, intimacy
  • "tekno" terimi 1980'lerin başında almanya'da ortaya çıkmasına rağmen 1988'de techno! the new dance sound of detroit derlemesinin birleşik krallık'ta yayımlanmasıyla detroit kaynaklı bir elektronik dans müziği tarzı için kullanılmaya başlamıştır. detroit tekno kraftwerk, giorgio moroder ve yellow magic orchestra gibi synthpop sanatçılarının müziğinin afrikan amerikan kökenli house, elektro ve funk gibi elektronik müzik tarzlarıyla birleşmesiyle ortaya çıkmıştır. bunların yanında amerikan geç kapitalist toplumunda popüler olan fütüristlik ve bilim kurgusal temalar da etkili olmuştur. 1980'lerin ortalarından sonuna kadar juan atkins, derrick may, kevin saunderson (the belleville three olarak da bilinirler); eddie fowlkes, blake baxter ve james pennington'ın ürettiği müzik detroit teknosunun "ilk dalgası" olarak görülür.

    detroit tekno müziğin akla gelen ilk isimlerinden biri olan jeff mills tekno müzik için şu sözleri söylemiş: ”tekno dans müziği olarak tasarlanmadı, fütürist bir ifade olarak tasarlandı. tekno müzik aslında hayal edemeyeceğiniz bir şeydir. eğer asla duymayı ummayacağınız bir şey duyarsanız, o tekno’dur.” çoğu kişinin dinleyemediği ve gürültülü bulduğu bu tür, dinlemeye başlayanların da bağımlısı olduğu bir tür aynı zamanda. öyle ki tekno bağımlıları bir süre sonra bu müzik türünün yaşam tarzı olduğunu dile getiriyorlar.

    her alt dalda olduğu gibi tekno müzik de yine kendi içinde farklı türlere ayrılarak kendisini beslemeye devam ediyor. minimal, ambient, hardcore, industrial, acid, trance, deep, detroit, oldschool… gibi çeşitleriyle tekno müzik, ”arka planda çalsın o esnada ben işime bakayım veya ders çalışayım” müziği kesinlikle değil. çünkü dinlerken sadece müziğe konsantre oluyorsunuz ve hayal kurarken bile ritimle yoğun bas etkisi sizi rahat bırakmıyor. müziğin havası değiştikçe sizin de modunuz değişiyor ve tekdüze olmadığı için sıkılmadan gelecek tınıları dinliyorsunuz.

    tekno müziğin doğuşu

    detroit’de ve berlin’in yer altı kulüplerinde ortaya çıkan tekno, 80’li yıllarda yükselişe geçerek zamanla tüm dünyayı kasıp kavurmaya başlar. detroit o yılllarda otomotiv sektörüyle öne çıkan ve fabrikalarında binlerce işçinin çalıştığı bir şehirdir. sanayideki makineleşmenin artmasıyla, işçiler işsiz kalmaya başlar. işsiz kalanların bir kısmı tekno müziğin ortaya çıkmasında rol oynar. detroit’in kenar mahallelerinde yaşayan kevin saunderson, darrick may ve juan atkins kendi müzik türlerini oluşturmak isterler. yaptıkları bir müzik radyoda yayınlanır ve büyük beğeni toplar. the belleville three adını alan bu grup, fütüristik detroit müziğin öncüleri olarak tarihe adını yazdırır.

    detroit sahnesinden çıkan işler başlangıçta göz ardı edilir ve çok ciddiye alınmaz. ne de olsa müziği icra edenlerin çoğu siyahidir ve bu sebeple ghetto kültürünün bir parçası olarak görülür. 80’lerin ortasına gelindiğinde, işin rengi değişmeye başlar ve avrupa kulüpleri tekno & house müziği bağrına basar. detroit ve duvarlarını yıkan berlin güzergahında esen müziği, günümüzde elektronik müzik festivalleri (tomorrowland, awakenings… gibi) ve ünlü dj’ler aracılığıyla dinlemeyen kalmadı desek yeridir. batı berlin’de doğan, elektronik müzik yapımcısı ve tekno kraliçesi ellen allien‘in röportajını izleyerek berlin’de gelişen tekno hakkında bilgi edinebilirsiniz.

    tekno & tekkno arasındaki fark nedir?
    öncelikle orijinal adı techno olan türü, biz türkçe’ye çevirirken ”tekno” şeklinde ifade ediyoruz. fakat söylenenlere göre, tekno ile techno kelimeleri arasında bir fark bulunuyor. techno çoğunlukla kulüplerde ve yasal mekanlarda çalınan müziği ifade ederken, tekno yasadışı ve yüksek sesle yapılan partilerde çalınan müziği ifade ediyor. bu minik ayrımdan sonra gelelim tekno & tekkno ilişkisine. tekkno’daki ”k” harfi, müzikteki sesin sertliğini duyurmak için kullanılıyor. berlin gençleri tarafından 89 yılında çıkan ve detroit teknosundan ayrılan bu terimde, müziğin ritmine göre ”k” harfi artırılıyor. (tekkkno gibi).

    çıkış yeri detroit olan bu tür, günümüzde dünya çapında 1,5 milyar insan tarafından dinlenerek ve 7,1 milyar dolarlık piyasa değeriyle, günümüz müzik piyasasında kendine önemli bir yer edinmiştir.
  • alemin en kral listesini paylasiyorum sizlerle gencler. her gun ekliyorum 2-3 sarki, kiymetini bilin.
  • ebsm ile birlikte techno müziğin en iyi versiyonudur. yüksek bpmde uyuştucu çekip kafa bulan eşekleri saymazsak, technoyu techno yapan dark techno'dur. ben müziğin her türlüsünün melodik bir altyapı içermesi gerektiğini düşünüyorum. bu yüzden rave partilerde tek düze techno müzikler dinlemek, kulağına saygı duyanların yapmayacağı bir iştir.
hesabın var mı? giriş yap