• dante'nin iki ciltten olusan, latince, tamamlanmamis bir eseri. ayni zamanda edebiyatta elestirinin ve italyan edebiyati tarihinin ilk ornegi sayilir. dante, artik edebiyatta italyanca kullanmanin zamaninin geldigini, latincenin sadece deneme/makale gibi teknik islerde kullanilmasi gerektigini savunur. gerekcesi ise ailenin yaninda ogrendigimiz dogal dilin (ana dil) okulda ogrendigimiz ikinci dilden (dante icin bu latince oluyor) daha asil ve dogal oldugu icin sanat yapmaya * daha yatkin oldugudur. babil kulesi hikayesini de kullanarak eski dillerin nasil gelistigini anlatir. 14 farkli italyan dialektini reddederek sairler tarafindan ideal dilin yaratilip eserlerinde kullanilmasi gerektigini soyler. yine de kendisi floransa dialektiginden etkilenmistir. ikinci dunya savasi sonrasina kadar da tartisilan ve kesinlik kazanamayan, ancak televizyonun yayginlasmasiyla tek dile gecilmis bir dilmis italyanca. *

    bu linkten de dante'nin ilgili eserini ve diger eserlerini bilgisayariniza indirip hatmedebiliyor, ders calismamak icin yapilan anlamsiz hareketler'e entel bir bakis acisi kazandirabiliyorsunuz:

    http://www.greatdante.net/texts.html
  • efendim; hiristiyan ortaçağ avrupası'nın bir kusursuz dil tasarısını sistematik olarak ele aldığı ilk metindir bu. dante alighieri' nin 1303 ile 1305 tarihleri arasında yazmış olduğu düşünülmektedir.
    eser başlangıcında halk dillerinin çoğulluğu söz konusudur ve doğal dil niteliğiyle halkdili, evrensel ancak suni bir dilbilgisi modeli olan latinceyle zıtlık oluşturmaktadır.

    tanrı'yı hiçe saymanın bir ürünü olan babil kulesi 'nin inşasından önce, adem'in tanrı'yla konuştuğu ve adem'in torunlarının kullandığı kusursuz bir dil mevcutmuş, ancak confusio linguarum ile birlikte dillerin çoğulluğu doğmuş. dante dönemine göre sıradışı bir karşılaştırmalı dilbilim bilgisi ortaya koyuyor, önce dünyanın değişik bölgeleri arasındaki bölünmeyi izleyerek, sonra bugün roman adını vereceğimiz alanda, oc dili, oil dili ve si dili arasında bir ayrım yaparak, kaostan doğan değişik dillerin nasıl üçlü bir yolla çoğaldıklarını gösteriyor. si dili, çok sayıda ağza ayrılmıştır; bu ağızlar zaman zaman, örneğin; bologna'da olduğu gibi, şehrin bir bölgesinden ötekine değişmektedir. bunun nedeni ise, insanın görenekleri, alışkanlıkları ve dili açısından, zamanda olduğu kadar uzamda da, istikrarsız ve değişken bir hayvan olmasıdır.

    daha saygın ve seçkin bir dil bulmak istersek, çeşitli bölgesel halkdillerinin çözümleyici ve ciddi bir eleştirisini yapmamız gerekir; bunu yaparken şu noktayı göz önünde bulundurmalıyız: en iyi şairler, her biri kendi tarzınca, kendi şehirlerinin halkdilinden uzaklaşmış, illustre (bkz: ışık saçan), cardinale (kılavuz ve kural işlevi gören), regale (ulusal bir hükümdarlığın sarayında yer almaya layık, italyanların böyle bir hükümdarlığı olursa şayet) ve curiale (hükümetin, yargının, bilgeliğin dili) bir dili kendilerine hedef seçmişlerdir. bu halkdili, hem her italyan şehrinin hem de hiç kimsenindir, bir tür ideal bir kuralı temsil eder: en iyi şairler ona yaklaşmışlardır ve varolan halkdillerinin hepsi onun ideal normuna göre değerlendirilmelidir.

    de vulgari eloquentia'nın tamamlanmamış olan ikinci bölümü, biricik ve gerçek illustre halkdilinin oluşturulmasının kurallarını ele almaktadır: dante'nin kendisini üstün kurucusu olarak değerlendirdiği şiir dili; dante bu dili, âdem'in dilinin niteliğini, yani nesnelerle başlangıçtaki benzerliği yeniden bulan bir dil olarak confusio'nun dilleri karşısına koymaktadır.

    halkdilinin bir savunusu olan de vulgari eloquentia latince yazılmıştır. şair olarak dante halkdilinde yazmaktadır, ancak skolastik felsefeden beslenen bir düşünür ve uluslarüstü bir imparatorluğun dönüşünü arzulayan bir siyaset adamı olarak, gerek felsefe ve siyasetin gerek uluslararası hukukun ortak dilini bilir ve kullanır. (umberto eco 'nun la ricerca della lingua perfetta nella cultura europea 'sından, kemal atakay çevirisini kendi cümlelerimle aktarmaya giriştim.)
hesabın var mı? giriş yap