• en temel fizik kurallarından biridir. madde; katı, sıvı ya da gaz hâlinde olmak üzere, boşluk bırakmaksızın doğayı kaplamaktadır.

    toplumsal yapılar da böyledir. söz gelimi; bir yerde otorite boşluğu doğmuşsa, o yerde oluşan boşluğu dolduracak alternatif radikal yapılar da mutlaka şekillenecektir.

    lâkin en korkuncu, insanın içinde bulunan boşluktur. ne yazık, insanlar bu boşluğu doldurmak için türlü nafile çabalara girişirler; alkol tüketimi, madde bağımlılığı, yeni bedenler tanımak-alışmak ve kaybetmek gibi.. çünkü acelesi vardır herkesin, "tanımaya ayıracak zamanları yoktur, aldıklarını hazır alırlar dükkânlardan, ama dost satan dükkânlar olmadığı için dostsuz kalırlar."

    nihâyetinde, tüketim üzerinden şekillenen geçici hazların ertelediği büyüyen boşluklar, bu boşlukların arasında kaybolmuş insanlık, iki haz arasındaki zaman dilimine sıkıştırılan anlık libidinal yanılsamalar, sorumluluklardan kaçmanın özgürlük addedildiği bohem hayatlar.. ve tabii ki, mangalda kül bırakmamacasına havada uçuşan sevgi(!) sözcükleri.. karşımızdaki bedenin kullanım hakkına(!) erişebilmek için anahtar olduğu düşünülen o sihirli sözcükler.. ne kadar kolaydır söylenmesi, geri alınması o kadar kolay..

    oysa bilinebilse ki; ''kendini bilmek, hakk'ı bilmektir. çünkü parça, bütünün bilgisini taşır. tüm kâinat insanın içinde, insan da tüm kâinatın içindedir." böylelikle, hakk'ın varlığı ile istilâ edilen, darmadağın olan benlik; boşluk bırakmaksızın varolan, kapsayıcı tek gerçekliğin dârına özünü çekmiş, vücudun şehrini yıkmış olacaktır. ve diyecektir ki; "sonra, bakındım ve o’ndan başka hiçbir şey göremedim. ve o’ndan başka hiçbir şey işitmedim. ve konuştuğumda o’ndan başka hiçbir şey dile getirmedim. ve dedim ki, 'ene hüve (ben o’yum)'." aşk ile..
  • termodinamik kanunları ile açıklanır. insan evrenin bir parçasıdır. insan bedeni de fiziksel kanunlara tabidir. fakat insanın içindeki boşluk kompleksleşmiş korteksi çalışan bir beynin kendi bilgi eksikliğini farketmesinden kaynaklanmaktadır. örneğin hayvanlar görece daha az zeki olduklarından muhtemelen böyle bir boşluk yaşamazlar. zira insan neden var olduğunu, bu evrenin amacını içinde bulunduğu ve dışına çıkamadığı ve neden sonuçsal işleyişine alıştığı evrenine göre sorgulamadan edemez. insan ilişkilerindeki boşluk ise çağımızın teknolojik durumu ile daha farklı açıklanabilir. öyleki internetin ve ulaşımın kolaylaşması hayatı hızlandırmıştır. arkadaşlıklar, sevgililikler de hızlı başlayıp bitmektedir çünkü alternatifler çok fazladır.
    sonuç olarak insanın içindeki ve günümüz insan ilişkilerindeki boşuk, manevi olduğundan ya da farklı fiziksel şartlar sonucu oluştuğundan; bu boşluğu giderme ihtiyacımız, evreninin kendi içindeki boşukları kapama içgüdüsü olan termodinamik ile açıklamaya çalışırken ancak bir analoji kurulabilir, temelleri aslında çok farklıdır.
  • bu cümlenin kimya da atom, molekül ve iyonların yapılarına bakılarak söylendiğini düşünüyorum . kimya dersinin solids and modern materials konusuna bakıldığında kristal katılar (crystalline solids) ve amorf katılar (amorphous solids) olarak iki gruba ayırdığımız katılardan ikincisi yani boşluklara sahip ve dağınık olanların çoğunlukla bilim tarafından araştırılma ihtiyacı dahi görülmemiştir. atomlar kendi aralarında yaptıkları boşlukları kapattıkça daha kararlı ve güçlü yapıları oluşmuştur .
  • çok sevgili felsefe hocam günseli karahan'ın derste bön bön bakıp, bedeni sınıfta fakat ruhu başka alemde olan arkadaşlar için kullandığı pek güzel lafı vardır:"kainat boşluğu sevmez.." ama öyle güzel söyleyişi var ki, hayran kalırsınız..
  • "çünkü, doğanın boşluktan nefret ettiği söylenir, ama bazı sevgililer ne derse desin, sevgi her zaman sırlardan nefret etmez." herman melville - pierre ya da belirsizlikler

    (bkz: doğa boşluğu sevmez)
hesabın var mı? giriş yap