• fransızcası, "à travail égal salaire égal", olarak geçmekte.
  • kadınlar açısından bazı problematiklere sebep olabilecek taleptir. kadın ve erkeğin eşit iş yaptığı durumlarda dile getirilebilen bu talep, erkeklerle kadınların kalın çizgilerle ayrılmış, farklı işler yapmaları durumunda dile getirilemez durumdadır.

    örneğin sekreterlerden ve mühendislerden oluşan bir kuruma, kadınlar sadece sekreterlik ve erkekler de sadece mühendislik pozisyonu için alınıyorlarsa, kadınlar, erkeklerle eşit iş yapmadıkları iddia edilerek daha az ücrete tabi tutulur ve kurumdan hak talep edemez duruma getirilir. böyle durumlar için ab üyesi ülkeler ve abd'de, "eşit işe eşit ücret" talebi yerine "eşit değere eşit ücret" ilkesi kullanılmaktadır. böylece bir kadın sekreter, kendi ücretini sorgulamak için bir erkek sekreter bulmak zorunda kalmayacaktır. karşılaştırma yapmak için bazı iş değerlendirme teknikleri kullanılmaktadır ve yine abd'de bu yöntem kullanılmaya başlandıktan sonra açılan davalarla kadın çalışanların ücretlerindeki oran 20% kadar artmıştır.
  • bizde olmaz efendim,
    ne canan göknil, ne eren yorulmazer ne de hasan mingü benimle aynı ücrete çalışmaz,
    bana da kimse o parayı vermez; tıpatıp aynı işi yapsam, hatta daha iyisini yapsam bile;
    çünkü ben o sosyetenin içinde değilim, o piyasanın yalakası değilim...
  • yalandır...
  • türkiye'de "eşit ücret" bölümü büyük ölçüde uygulanmaktadır. düzen tutmuştur bu ülkede. nasıl mı?

    öncelikle "asgari ücret" yerel değil, ülke çapında uygulanır. entry tarihi itibariyle brüt 608,40 ytl olan para; afyon'da 200 ytl, ankara'da 500 ytl kira ödemeye mahkum iki işçiye de verilir. şahane! bu iki kişinin mutfak masraflarından ecük kısarak, araba alması beklenir bir de. tey tey.

    kamu ve özel sektör cephelerindeki zam yağışları ise her zaman paraleldir eşitlik adına. koskoca devlet memuruna altı ayda bir 20 ytl zam yaptığı için, patronlara çalışanını terslemeye imkan doğar. "bak senin muadilin, ofis işi yapan adamlar da bu kadar zam alıyor! ben devletten büyük değilim." deyu. mükemmel! zaten çalışan insanın hayattan beklentisi ne ki? biraz eşitlik, biraz emeklilik. ama biraz...

    "eşit ücret"i beyle beyle çözdük tamam da, "eşit iş" bölümündeki problem ise el değmemişliği ile durur. herkesin işi başından aşkın. "ay çok yoğunum hayatım" tüm çalışanların mottosudur. ve fekat heyhat "üç kuruşa benden bu kadar" der geçer be aynı çalışan içten içe. düşük ücret ve uzun mesai saatleri; ne sosyal hayata imkan verir, ne de insana işini özletir. işe git gel, mesaiyi doldur, yat evde uyu. en fazla şikayet et, söylene söylene çalış. ülkemdeki "eşit işe eşit ücret" güzelliğinin çalışma hayatındaki düzeni budur.
  • sol bek ibrahim uzulmez'e sol bek roberto carlos'la ayni parayi vermeyen besiktas jimnastik kulubumuzun insan haklari evrensel beyannamesi'ni hice sayan hakaretini ortaya cikartan muazzamlik.
  • 2008 yılında yayımlanan genelgeye göre 4 yıllık süreç içerisinde gerçekleştirilmesi öngörülen icraat. 2008 temmuz ayından itibaren başlatılan ücret dengeleme çalışmaları güya 6 aylık periyotlarda kamuda aynı işi yaptığı halde daha düşük ücret alan çalışanların maaşlarında iyileştirmeler yapılarak 4 yılın sonunda eşit işe eşit ücret dönemi başlatılacaktı. lakin şu an hükümet bütçedeki sorunlardan dolayı bu uygulamayı rafa kaldırmış gibi gözüküyor. elbette ki büyük bir adaletsizlik doğuran bu sorun derhal çözülmelidir.
  • (bkz: safsata)
  • ünvanları aynı olduğu için bddk uzmanı ile tarım ve köyişleri bakanlığı uzmanını aynı iş yapıyor olarak değerlendirenlerin muhteşem sloganı.

    evet türk tarımı ile türk bankacılık sektörü gerçekten aynı ilkelerle yönetiliyor aslında düşünülünce..
hesabın var mı? giriş yap