• luis garcía berlanga'nın 1963 yapımı filmi. filmde, ev sahibi olabilmek için emekliliği gelen kayınpederinin mesleği olan idam infaz memurluğunu seçmek zorunda kalan bir adamın komik/dramatik hikayesi üzerinden idam cezası eleştiriliyor.

    berlanga, filmi kasıtlı olarak mı bu olay üzerine çekti yada tesadüf mü bilmiyorum fakat filmin çekildiği sene ispanya'da, franco rejimine muhalif, komunist parti üyesi üç kişinin idamı gerçekleştirilmiş. özellikle bu sebepten yönetmen, franco'nun bizzat kendisinden tepki almış ve film venedik film festivali'nde gösterildiği sırada ispanya'nın italya'daki büyükelçisi tarafından kınanmış.

    sonuç olarak, el verdugo, eleştirinin insanın gözüne sokulmadan yapıldığı güzel bir kara mizah örneği olmuş.
  • güzel mi değil mi konusunda pek karar verdiremese de izlenebilirliği olan, süresi zaten pek zorlamayan ve komedi türüne dahil edilse de gülmenin beklenmeyeceği film. ama aslında karakterler komedilik, sadece gülmeyi beklememeli seyircisi. komik de komik de değil.

    toplumun cellata bakışını göz önüne seriyor ancak bu toplumdan topluma ceza yasalarından, idama alışmışlıktan, uygulanmalardan vs. değişebilir. daha üzerine durulacak olan cellat kişinin değişmeyen gerçeği olan insan öldürmesi, bunun aynı şekilde rahatsız edici yanı ki evet, bu konuyu güzel öne çıkarmış.

    aslında güzel film ya... değerlendirince gördüm bunu. izleyeni "niye yaptım?" dedirtmez, memnun da eder. yalnız ciddi anlamda "küflü" film. yani internette daha iyi çözünürlükle bulunur mu bilemiyorum ama benim bulduğum kötüydü oldukça. sesler, görüntüler... 63 yapımı, doğal da bildiğin "küflü" işte. öyle.
  • luis garcia berlanga'nın şahane filmi.
  • imdb'de ingilizce adı "the executioner".

    kara komedidir. biraz da absürde yaklaşır. berlage'e venedik film festivalinde fipresci ödülünü getirmiştir.

    o sıralarda ölüme mahkum edilen komünist lider julian grimau sebebiyle uluslararası baskıyla karşılaşan franco'nun italya büyükelçisi sanchez vega filmi komünist olarak nitelemiştir.
  • (bkz: honore de balzac)'ın 1829'da yayınlanan (bkz: peninsular savaşları) sırasında ispanya'nın kıyı kasabası olan menda'da geçen hikayesi.
    hikayenin özeti için bu linki
    bırakıyorum.
    balzac'ın bu kısacık hikayedeki karakterlerin gelişimlerini betimlemeleriyle tamamlamasına hayran kalıyorum.
    8 yaşında ve kendisini tanımamızdan kısa süre sonra abisi tarafından öldürülecek olan manuel'i bile
    "bir ressam küçük manuel'in yüzünün çizgilerinde (bkz: jacques-louis david)'in cumhuriyet dönemindeki tablolarında çocuklara verdiği o romalı direnç ve ağırbaşlılık anlatımını bulabilirdi." tasviriyle yaşamının son anına kadar cesaret ve gururunu anlamamıza neden oluyor.
    mekan ve zaman kavramlarını da betimlemenin soyut öğeleri üzerine kurgulayarak hikayeye şiirsel bir taraf bırakması da anlatıma estetik açıdan önemli değer katmış.
    kısacası gününüze anlam katacağını düşündüğüm kısa ve biraz hüzünlü fakat hayal kurduran anlatımıyla başka yerlere gitmenizi, başka hissetmenizi sağlayacak güzel bir honore de balzac eseri.
hesabın var mı? giriş yap