• elyazılarımız her ne kadar günlük hayatımızdaki mana ve ehemmiyetleri gittikçe azalsa da, hala ses tonumuz gibi, parmak izimiz gibi çok bize özgü, eşsiz benzersiz parçalarımızdır. gerçi şu var ki, küçükten elyazısı eğitimine önem veren ülkelerde o kadar da biricik değildir elyazıları, misal bütün almanların yazıları birbirine benzer. bu da graphology denen -ve örneğin fransız firmalarının yüzde sekseninin işe almada kriter olarak kullandığı- elyazısından karakter analizinin ne kadar sakat, ne kadar bilimsellikten uzak olduğunu gösterir (fransızların işe alırken burçlara baktıklarını da neşeyle hatırlatırım).
    diyeceğim odur ki, elyazısı önemlidir. okul çağlarındaki gençlerimiz için bilhassa önemlidir: yeni tamamladığımız bir araştırmanın sonuçları gösteriyor ki, aynı içerikteki iki kompozisyondan iyi elyazısıyla yazılmış olanı kötü elyazısıyla yazılmış olanına kıyasla net bir şekilde daha yüksek notlandırılıyor. öyle ki, iyi elyazısı-kötü içerik kombinasyonu kötü elyazısı-iyi içerik kombinasyonundan ortalamada daha yüksek not bile alabiliyor. neden allahım, neden? elyazısı, değerlendirende yazının sahibi hakkında bir beklenti yaratıyor, bu saptanmış bir şey. kimin yazdığını bilmiyorsak, istemsizce de olsa güzel bir yazının başarılı, karizmatik; çirkin bir yazının loser, pespaye bir kişiye ait olduğunu düşünmeye eğilimliyiz sanıyorum. bunun yanında çirkin, hele hele okunaksız yazının okuya(mayan)nda yarattığı şiddeti, celali, sinir buhranını eline fotokopi ders notu geçmiş her vatan evladı bilir. bu sebeplerden olacak elyazısının belirleyici etkisi.
    yazısı çirkin olup da bu yazılarıyla değerlendirilen tüm sözlük yazarlarına elyazılarını düzeltme, ayrıca içimizde halihazırda elyazısıyla yazılmış kompozisyonları değerlendiren ya da istikbalde bunu yapacaklar varsa bu bias'ı gözönüne alma çağrısı yaparak nihayet veriyorum bu makale özeti ruhlu entryime.
    bir de, kimin yazdığının bilinmediği durumlarda kadınların elyazılarıyla erkeklerin elyazılarının rahatça ayrılabilmeleri fenomeni var ki, bu da çok ilgimi çekiyor (bir yerde yüzde yetmiş oranında ayrılıyor diye okudum, fakat gözlemlerim bana bu rakamın daha yüksek olduğunu söylüyor).
    ayrıca ilgililer bakabilirler: sozluktekilerin elyazilari
  • baskın el ile tutulan kalem insanın psikolojik durumunu yansıtan bir ayna gibidir. insanın gözleri ve yüzü kadar bütün beden duruşu içinde elleri, duygularını en açık şekilde gösteren organlardan biridir. sinirlenen insanların elleri titrer, korkan ve sıkıntıya kapılan insanların elleri terler, güzel şeyler hisseden birinin elleri vücuduna göre daha sıcaktır, katı ve duygusuz birinin elleri ise buz gibi olabilir...
    tüm bunlar ellerin, insanın doğasından kopuk olmayan(-ki bu saçmalıktır) duygusal atakları ve duyguların dalgalanış şeklini estetik olarak form halinde gerçeğe dönüştüren birer parçamızdırlar. dolayısıyla insanın elleri ile yaptığı birşey (her ne kadar bastırabilse de) insanın kendisinden birşeyler taşır.

    elyazısı insanın duygusal halini çok yalın bir şekilde ifade eder. ancak bu ifade grafolojide olduğu gibi saltık ve karakteristik kademeye gitmeden önce sadece o an ve o yazının içindekiler ile ilişkin olarak algılanmalıdır. şiir yazan birinin el yazısı , dilekçe yazarken kullandığı elyazısına oranla daha güzel olabilir... her an herşeyde aynı tarz yazabilmek kişinin duygularının bastırılmış olduğunun en yalın göstergesidir. (buradan tevekkül ederek bütün sözlük yazarları duygusuz bier canidir sonucuna ulaşabiliriz : verdana ) almanlar bu konuda uzmandırlar. ancak onlar da teknik anlamda gelişkin bir kültürde oluşan disiplinize düşünce yapısını geliştirdiklerinden bir açıdan öndedirler. bir açıdan da aynı tip elyazılarının yaygın olduğu kültürlerde özgünlükler azalmış kişiliksel özellikler ve ayrıntılar kısıtlanmıştır . mesela sscb döneminde (sözümona kominist ülke)(bkz: faşizan kominizm) yapılan bütün konutlar aynı tip mimari özellikler taşımaktadırlar.
    insanın eliyle yaptığı her işten gönlü de mesuldür, diyerek doktora tezi gibi yazdığım entry mi sonlandırıyorum.
  • elle yazılmış yazı*. (bkz: elyazısı).
  • harflere biraz sekil verilir, uzantilari biraz daha uzatilip biraz daha kavislenir, havali olur falan da filan. ilkokuldayken divitle el yazisi dersi vardi.*
  • (bkz: hat sanati)
  • okullarda hakim yazı tekniği olarak öğretmedikleri için uzun öğrencilik yıllarımda hocanın not tutturması sırasında her harfi tek tek yazacam diye yazı yazmaktan nefret ettiğim, öğretselerdi çok iyi olacağını bildiğim yazı tekniği.
  • hep ozendigim yazi cesidi.kucukken buyuyunce yazmaya baslarim herhalde diye savsakladim hala ilkokul harfleri modelinde yaziorum.mal miyim neyim*
  • yazmayinca unutulan yazi yazma sekli.
hesabın var mı? giriş yap