emina
-
yunanca'da, "aybaşı hali" anlamında olup, türkçe'de, "kolera ve tifo" olarak da kullanılır.
-
-
gül yüzlü, sıcacık, isminin güzelliği yüzüne ve kalbine yansımış, uzaklardaki* dost, kardeş insan.
-
ciwan haco'nun öğrencilik yaparken kimseden yardım almadan çıkardığı amatör albümü.
-
kultur shock'un hashishi isimli şarkısı da bu sevdalinka'dan adapte edilmiş gibi birşeydir.
emina'nın türkçe sözleri işe şöyle olmakta:
"kapıyı aç,dinimle yemin ederim,
bozarım direkleri ve menteşeleri
herkes bana kızsın
çünkü senin için ölürüm emina
akşam,sıcacık hamamdan dönerken,
yaşlı imamın bahçesinden geçtim;
yaseminin gölgesinde, bahçenin içinde,
ibriği ile elinde duruyordu emina!
selamımı verdim,dinimle yemin ederim,
duymak istemedi bile güzel emina!
gümüş ibriğe henüz su doldurmuştu ki,
bahçedeki gülleri sulamaya gitti!
ağacın dallarından rüzgar geldi,
göğsünün üzerindeki örgülerini açtı.
saçları mavi sümbüller gibi koktu.
benim başımda fırtınalar koptu!
dinimle yemin ederim, öyle boş ki,
sultanın önünde olsa, hiç utanmaz!
üstelik yürürken ve göğüslerini oynattığı zaman,
hocanın muskası bile bana yardım edemez!
az kaldı düşüyordum, dinimle yemin ederim,
ama güzel emina bana gelmedi!
yalnız bir defa bana kaşlarını çattı,
ben onun için ölüyorum, hainin umurunda bile değil!
yaşlı şair öldü, öldü emina
yasemin dolu bahçe boş kaldı;
ibrik kırıldı,çiçekler soldu,
emina şarkisi hiçbir zaman ölmeyecek!" -
boşnak grup hari mata hari'nin söylediği şarkı burdan dinleyebilirsiniz...http://www.youtube.com/watch?v=y59dbm3awr0
-
sözlerini de yazayım tam olsun...
znas li gdje cu sad
moja bivsa draga
daleko mi je grad
daleko sam od praga
gdje sam rast’o
i s njim se davno rastao
znas li gdje cu sad
kad me niko nece
tugu pokrij mi
usnama od srece
sve sam prosao
da bih tebi dosao
refren
nista nemam
o emina
sad si ti
moja domovina
sad si jedini
melem mojih rana
da li pamtis hlad
bijelog jorgovana
tu sam te ljubio
tu sam sve izgubio
reci, sapni mi
nista nije vazno
sada trebas mi
zagrli me snazno
za suze ne pitaj
mirises na rodni kraj -
geri dönülmesi güç bir kasabadan bahseder şarkı... hari mata hari savaş esnasında almanya'ya gitmiş bir de... işte birleştirince savaşı anlatır gibi. emina üzerinden bosna'ya olan aşk mıdır anlatılan bilinmez...
-
yukarıda boşnakça sözleri yazılan ve hari mata hari'ye ait olan "emina" adlı şarkıyı türkçeye çevirelim...daha bir "tam olsun"
şimdi nereye gideceğimi biliyor musun
benim eski sevgilim
büyüdüğüm eşik,
büyüdüğüm şehir
benden çok uzak
ve ondan epeydir ayrıldım
şimdi nereye gideceğimi biliyor musun
beni kimse istemediğinde
acıyı bahtlı(mutlu) dudaklardan gizle
herşeyden vazgeçtim
sana gelebilmek için
nakarat
hiçbrişeyim yok (senden başka)
oo emina
sen benim vatanımsın
şimdi sen
yaralarımın biricik merhemisin
beyaz erguvanın gölgesini (serinliğini)
hatırlıyor musun
orada seni öpmüştüm
orada herşeyi kaybetmiştim
söyle, fısılda bana
hiçbirşey önemli değil
şimdi sen bana lazımsın
bana sımsıkı sarıl
gözyaşlarım için sorma
doğum yeri kokuyorsun -
himzo polovina'nın sesiyle ünlenen, aleksa šantic'e ait eski bir sevdalinka. mostar sevdah reunion'ın dinlerken o'nunla dolduğum, en güzel şarkısı.
mostar sevdah reuinon'un yorumuyla: http://www.youtube.com/watch?v=urcmmktct3q
himzo polovino'nun sesinden: http://www.youtube.com/…_from=pl&index=0&playnext=1
mostar sevdah reunion'ın kullandığı sözleri:
"sinoc, kad se vratih iz topla hamama,
prodoh pokraj bašte staroga imama;
kad tamo, u bašti, u hladu jasmina,
s ibrikom u ruci stajaše emina.
ja kakva je, pusta! tako mi imana,
stid je ne bi bilo da je kod sultana!
pa još kad se šece i plecima krece…
- ni hodzin mi zapis više pomoc nece!…
ja joj nazvah selam. al’ moga mi dina,
ne šce ni da cuje lijepa emina,
no u srebren ibrik zahitila vode
pa po bašti dule zalivati ode;
s grana vjetar duhnu pa niz pleci puste
rasplete joj one pletenice guste,
zamirisa kosa ko zumbuli plavi,
a meni se krenu bururet u glavi!
malo ne posrnuh, mojega mi dina,
no meni ne dode lijepa emina.
samo me je jednom pogledala mrko,
niti haje, alcak, što za njome crko’!…"
ingilizcesi:
"last night, returning from the warm hamam,
i passed by the garden of the old imam,
and lo, in the garden, in the shade of a jasmine,
there with a pitcher in her hand stood emina.
what beauty! by my muslim faith i could swear,
she wouldn’t be ashamed if she were at the sultan’s!
and the way she walks and her shoulders move . . .
–not even a hodja’s amulet could help me!
i offered her salaam, but by my faith,
beautiful emina wouldn’t even hear it.
instead, scooping water in her silver pitcher,
around the garden she went to water the roses.
a wind blew from the branches down her lovely shoulders
unraveling those thick braids of hers.
her hair gave off a scent of blue hyacinths,
making me giddy and confused!
i nearly stumbled, i swear by my faith,
but beautiful emina didn’t come to me.
she only gave me a frowning look,
not caring, the naughty one, that i’m crazy for her!"
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap