emrebyn

• dokuzuncu nesil edebiyatçı ^*.
• bu gayetle yakışıklı genç artık üniversiteli.^*
• beni karşılamak gibi ulvi bir harekette bulunan; edebiyatsever, sanatın ve sanatçının yanında olmayı ve onları sevmeyi kendine nihai bir görev olarak belirlemiş, sakallı bir dost.
• bir gün, bir derste hoca yeraltından notlar'dan bazı bölümleri kendi yazmış gibi okuyordu, işte bu arkadaş kalktı ayağa, söz aldı. romandan on altı sayfayı ezbere okudu. oturdu, hocanın halini düşünün. aynı şeyi kara kitap için yapmışlığı da var. ayrıca; vakti zamanında, biz, matematikten yirmi net yapınca sevinçten uyumazken, yine bu adam yarım saat sınavda durup kırk beşte kırk beş yapıyordu.. gitti edebiyat okudu, idealist beyefendi ne diyelim. burada karşılaşmamıza çok sevindim, herkesin tanımasını isterim.
• anlatılması güç arkadaş, kardeş, dosttur. kültürlü, entellektüel, bilgi dolu insanlardan biridir kendisi. 'kitap kurdu' tanımlamasına birebir uyar, çok iyi bir okuyucudur.
  
  her konuda yardımcı olmayı, konuşmayı sever. en önemlisi iyi bir dinleyicidir. pek severim kendisi, iyi ki tanımışım dediğim nadir insanlardan biridir. ondan öğreneceğim çok şey daha, uzun yıllar peşindeyim.
  ha, bu arada birlikte yaptığımız şans oyunlarının yatmasının tek sebebi benim, uğursuzluk var sanırım.
• emre dendi mi akan sular durur. her daim en ücra düşüncelerimi bile paylaştığım, akıl aldığım güzel dostum. ne zaman şu yazarı biliyor musun diye sorsam ooo bilmez miyim dediği için benden her zaman önde olan edebiyatsever, ben de onun çizdiği yollardan gidiyorum, daima takipteyim. bir on sene sonra onun ve benim imza günümüze gelirsiniz artık.
• 2007 yılında, siyasal'da yaptığı, nabi'den nazım hikmet'e türkçe şiirde isyan ve itirazın "sesi", sunumu sonrasında; nalbantoğlu hocanın odasında kendisiyle tanışmıştım. o gün de az konuşurdu ve utangaçtı, şimdi de. yoksa ısrarla, oğlum hakkımda yazdığın entryleri sil, ne o öyle her şeyi yazıyorsun, der miydi. kendisine sesleniyorum; almanya'ya hasret gidermeye gelmediğin sürece, silmiyorum, silmiyorum!