• ayrılık insanlar icin: kadını erkeği tabiki de olmaz, ama erkeğin ki daha ağır geciyor nezdimde. erkek aşk acısı yaşamaz, ölüm yaşar, kendinden geçer, depresyona girer, kafasına her şeyi takar. bakımsızdır, pasaklanır, küflenir evi.
    bir kaç dk yüzünü görebilmek için günübirlik şehirlerarası yolculuğa bile çıkar. terkedilirken bile fedakarlık yapar.
    bu erkeğin çevresinde mutlaka: "sana kız mı yok" diyen bir klişeci de mevcuttur. yarasını deşer.
    erkek, aşk acısını unutmaz, unuttuğun zanneder.
    alkol, saçma sapan ps oyunlarında teselli arar.

    ya kızlar?

    hemen şıkır şıkır giyinip çoşmaya giderler. bir de sosyal medyadan ayrıldığını herkese duyurma merak vardır, mutlaka pusuda bekleyen bir adam da olur nedense. instagram, twitter hemen aktifleşir. acılarını eğlenerek, gerdan kırarak atmaya çalısırlar. bir de bunlardan yanında "ececim sana hic yakışmıyordu zaten" diyen bir gerizekalı da mutlak bulunur. sonra bi çocukla tanışılır, bir öpüş yapılır, diğer gerizekalı acı mı çekiyor, üzülüyor mu, kim takar yalova kaymakamını, güzelinden bir fotoğraf paylaşılır. olaylar gelişir.

    biri saksımızı çiğneyip gitti
    biri duvarları yıktı
    camları kırdı
    fırtına gelip aramıza serildi
    biri milyon kere çoğaltıp hüzünleri
    her şeyi kötüledi
    bizi yaraladı
    biri şarabımızı döktü
    soğanımızı çaldı
    biri hiç yoktan vurdu kafeste kuşumuzu
    ciğerim yanıyor, yüreğim kanıyor
  • erkek acı çektiğini belli eder, ilgi ve şefkat bekler ve ilgi ve şefkat beklerken saçmalar.

    kadın ise acı çektiğini gizleyip belli etmez, güçlü görünmeye çalışır ve güçlü görünmeye çalışırken saçmalar.
  • yaşanmış bir hikayeden kesit olarak sunuyum hemen.

    haziran ortasında ayrılmıştım malum dişi kişilikten. neyse sözde sevdiğini ayrılamadığını falan belirten yığınla sms/telefon ve ordan burdan mesaj aldım yığınla (içerikleri okusanız ağlarsınız hergün aynı şey 2 ay boyunca). herhangi bir şekilde dönüş yapmadım. zaten yaz boyu evde takıldım sınav mevzularından dolayı herhangi bir eğlence vs ortamında bulunmadım.

    ardından yine birgün yetti artık diyip açtım telefonunu, ağustosun son haftası olmalı, derdini öğrenmek istedim neydi bu ısrar? neyse konuşuldu edildi falan, iletişim halinde olalım vs diye yağdırmaya başladı. dedim tamam engellemiyorum whatsapp'ı burası dursun bari (birazda acıdım diyelim).

    1 hafta falan geçti dedim şunun ağzını bir yoklayım ne yapmış ne etmiş, madem bu kadar seviyor falan belki bir şans veririm diye, muhabbeti sürdürdüm biraz gevşedi tabi, bir de ne duyuyum kız kalkmış tatile gitmiş, gülücüklü bikinili fotolar çekmiş, biraz yanmış vs. budur işte abicim aradaki fark.
  • kadınlar istedikleri gibi belli edebilir. bu konuda başkasından da yardım alabilir. yaninda her türlü destekleyici kız arkadaşları, ablası, ailesi, bu zor zamaninda destek çıkmak isteyen cok anlayisli firsatci erkeklerimiz bulunabilir.

    ama erkek kendi icinde yasar, anlatsa bile en yakin arkadaşı üstünkörü ve aldırmadan sana kız mı yok kanka şeklinde yaklaşır olaya. pismanlığını, hüznünü, ayrılığını tek başına yaşar ya dusunup durur kafayi yer ya da içmekle avunmaya çalışır.

    bence aralarındaki fark tek bu.
  • çok ağır ama geçiyor ne olursa olsun geçiyor iki tarafta bir şekilde hayatına devam ediyor fikret kızılok şarkılarında iyi anlatır

    düz değil düzen değil az değil ezen değil
    boz değil bozan değil
    bir gül biter içimde içimde içimde
    tam bildiğim biçimde biçimde biçimde
    oy gecenin tam üçünde gecenin tam üçünde
    sevda gibi kanımda can verirken elimde
    pençe gibi düşümde uy değil uyku değil
    uy değil uyku değil
    bir gül biter içimde
    gecenin tam üçünde
    can değil canan değil er değil eren değil
    geç değil erken değil
    bir gül biter içimde içimde içimde
    tam bildiğim biçimde
    oy gecenin tam üçünde gecenin tam üçünde
  • kadinlar ayriligin ilk zamanlarinda daha guclu hissederler etkisini. bu etki cok uzun surmeden azalarak kaybolur. bir de kadinlarin soyle bir huyu var; ayrildiktan sonra ilgi gormedikleri icin ( sevgiliden), hali hazirda etrafta pusmus cakallardan birisine tutunur, atlatma donemi bu gariplerin duygulariyla beslenerek gecirir, sonrada sutlarlar.

    erkeklerde ise; ayrilik sonrasi ilk bi rahatlama, ozgurlesme hissi olur. gorusulemeyen arkadaslarla erkek erkege muhabbet icki ortamlari doner. sonra ayriligin acisi yavas yavas, farkettirmeden ustune oturup bogmaya baslar. ıste bundan dolayidir ki erkegin acisi daha uzun surer ve zor atlatir. kadinlarin bahsetmis oldugum davranisini yapan yokmu, vardir ama nadir.

    bu hikayede boyle biter
  • erkek aşk acısı falan çekmez, en kötü anında gider başka birini bulur. olan da kıza olur.
  • ınsanlarin ne hissettiğini bilemeyecegimiz için yapılması gereksiz karsilastirma.
  • acıları lütfen yarıştırmayalım.
  • kızları bilmem de erkek kendinin de yanındaki dostlarının da ağzına sıçar, hayattan soğutur. hiçbir şeyden mutlu olmadan, her şeyde kaderin oyunu (bkz: kaderimin oyunu) görülerek yaşanır bir süre.
hesabın var mı? giriş yap