*

  • adından da belli olduğu üzere avrupa kökenli, ancak bugünlerde nba'de özellikle dwyane wade tarafından büyük sıklıkta kullanılan turnikeye giriş hareketi.

    hareket aslında topu sektirmeyi bırakıp potaya yöneldiğinizdeki iki adım hakkınızı kullanış şeklinizle alakalı. euro step'de ilk adımınızı bir tarafa atıp (örneğin savunmacınızın sağına), sonra birden yön değiştirip (örneğin soluna) yöneliyorsunuz. bu hareket ve benzerleri avrupa'da çok daha yaygınken, amerika'da oyuncular potaya drive ederken zıplama yeteneklerine ve güçlerine daha çok güvendiklerinden, düz bir çizgide hareket ediyorlar (lebron james'in maç sonlarındaki patentli hareketinin omzunu indirip potanın yan tarafına yüklenmek olduğunu düşünürsek, sanırım demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır). nba'de bu hareketin riski ise, doğru yapıldığında kurallara aykırı olmasa da, ilk bakışta sanki topla yüründü izlenimi verebilmesi. ancak wade'e steps çalacak hakem de pek çıkmadığından bu risk az.

    hareketin bir başka uzmanı ise tabi ki manu ginobili.

    http://www.youtube.com/watch?v=tmnbkztiwts&nr=1

    http://www.youtube.com/watch?v=qdbqfyn38ao
  • nba'i bu adımlamayla tanıştıran ise, gelmiş geçmiş en büyük avrupalı basketbolculardan biri, sarunas marciulionis'tir.
  • hakkını vererek uygulanması durumunda oldukça etkili bir hücum silahına dönüşebilen basketbol hareketidir.

    en iyi uygulayıcılarından bazıları ise dwyane wade ve manu ginóbili abilerimizdir.
  • troy filminde achilles'in yaptığı hareket.
    boagrius'u alıyordu bununla ama, hector yememişti.
  • son dönemin süperyıldızı james harden'ın ustası olduğu hareket.
  • bu başlığı manu ginobili olarak okudum pişman değilim.
  • james harden’ın ustaca yaptığı hareket.
    en son toronto raptors maçında yapınca çoğu kişi buraya “eurostep” nedir ya diye hücum edecektir.
  • socrates dergi dolayısıyla socrates youtube kanalı bünyesinde başlayacak yeni euroleauge programı. murat murathanoğlu, uğur ozan sulak ve alain digbeu kadroda. biraz amerikan mutfak kalitesinde olacağına inanıyorum. keyifli olacak.
    edit: ilk bölüm yayınlanmış. kaliteyi takip edin bence.
  • belgrad, 1963. vlade duroviç adlı 15 yaşındaki bir çocuk, yugoslavya profesyonel ligindeki baskın takım olan red star basketbol kulübüne ev sahipliği yapan, açık stadyumun tribününde bir koltukta oturuyordu. etrafında sigara içen seyirciler bulunuyordu.

    duroviç'in bakışları, red star'ın en skorer oyuncularından biri olan vladimir cvetkoviç'e sabitleniyor. cvetkoviç potaya doğru bir hamle yapıyor ve turnikeye girdiği sırada driblingini yapıp ve sağ ayağıyla sert bir adım atıyor. eşzamanlı olarak, sol bacağını, sonsuzluğa adım atarmış gibi kaldırıp, savunmacının bir tarafa yatmasını beklerken, sağ bacağıyla da dengeyi sağlıyor. savunmacı başlangıç açısını kesmek için hamle yapıyorsa da, cvetkoviç soluna doğru adımlayıp şutunu atıyor.

    bu hareket, duroviç’in dediğine göre, bugün, eurostep'in erken ve yavaş bir şekliydi. 70 yaşında ve avrupa'da başarılı bir kariyer ve koçluktan sonra emekli olan duroviç, bu hareketin yaklaşık 60 yıl boyunca versiyonlarını gördü. “bu hareket avrupa'da özellikle yugoslavya'da normaldi” diyor.

    bunların hepsi, eurostep'in ortaya çıkış anını belirler. bununla beraber doğu avrupa’da, zamanla evrim geçirir ve 1980'lerin ortalarında hareketin modern versiyonu oluşmuş olur.

    o zamanlar, toni kukoc, hırvatistan'ın split kentinde jugoplastika kulübünde oynayan 17 yaşındaki bir fenomendi. antremanların rutin olarak sekiz veya dokuz saat sürdüğü ve teknik direktör slavko trninic'in potaya ulaşmak için farklı yollar bulmaya çalıştığı zamanlardı. hücum faulu yaptırmaya çalışan bir savunmacıyı temsilen, trninic boyalı alanın tepesine bir sandalye yerleştirir, sonra oyunculara 3 sayı çizgisinden driblinge başlayıp potada bitirmelerini ister.

    kukoc, "bize iki adım atabileceğimiz açıklandı." diyor. "ya iki ileri adım atacaksın, ya da zikzak yapacaksın, ya da ileri geri yapacaksın, aynı şey. iki adım olduğu sürece, kuralların içinde."

    bu sırada hırvat drazen petroviç, cibona zagreb'de başrolde forma giyiyordu. petrovic sibenka adlı küçük bir klüpte duroviç için oynuyordu, ama duroviç ona asla eurostep’i öğretmedi. petrovic diğer yugoslav oyuncuları izleyerek bu işi kaptı ve ardından cibona’da oyununa ekledi. duroviç, "yugoslav liginde bu hareket zaten vardı," diyor. "bence en az 10 oyuncu aynı şeyi yapardı."

    yine de, bu hareket avrupa'ya yayılmışken, amerika birleşik devletleri'nde bir şaka olarak görülüyordu. duroviç sık sık kolej takımlarıyla maç yapmak için kulübünü abd'ye götürürdü ve hakemler kuralları aynı şekilde görmezdi. duroviç, "her maç, hakemler en az 10 kez bize hatalı yürüme çalıyorlardı" dedi. "çıldırdım. üç, dört teknik faul aldım. şikayet ettim, ama sen çılgınsın, sen normal değilsin. bu hatalı yürüme diyorlardı."

    duroviç'in deli olduğunu düşünen sadece kolej hakemleri değildi. o gezilerden birinde, oscar robertson'u tanımak için cincinnati'de zaman geçirdi. robertson, duroviç'i bazı arkadaşlarıyla birlikte maç yapmaya davet etti ve daha sonra ne olduğunu tahmin edebilirsiniz. duroviç, "oscar'la üç’e üç oynadım" diye hatırlıyor. “[eurostep] yapmaya başladım ve dediler ki,“ hey, adamım, ne yapıyorsun? hatalı yürüme bu! bu f --- bu nedir? ”

    yine de, eurostep denizaşırı gelişmeye devam etti - ve 1980'lerin sonunda, nba uluslararası oyuncuların gelişini görmeye başladığında, eurostep sonunda basketbolun en yüksek liginde bir duruş kazandı. petrovic, 1989-90 sezonunda trail blazers'a katıldı, ancak yine de nba'de bir çaylaktı.

    sarunas marciulionis, eski sovyetler birliği'nde büyüyen ve uluslararası yarışmalarda düzenli olarak petrovic ve yugoslav takım arkadaşlarıyla karşılaşan bir guard’dı. “uzunlarımızın etrafında dolaşmak için çok iyilerdi” diye hatırlıyor, bu yüzden yugoların sırlarını çalmaya başlıyor.

    warriors, 1987'de altıncı sıradan onu seçiyordu; 1989-90 sezonu için onlara katıldığı zaman, litvanyalı, potaya giderken herhangi bir yönde iki adım atma sanatını mükemmelleştirmişti. üçüncü sezonu boyunca, oyun başına 30 dakikadan daha kısa sürede 18.9 sayı ortalamasını yakalamıştı bile..

    “ben oakland'da büyüdüm ve marciulionis, bu hareketin kullanıldığını gördüğümü hatırlayabildiğim ilk kişiydi,” diyor cavaliers'in 2013'ten geçen sezondan oyuncu gelişimi direktörü olarak çalışan ve kyrie ırving'in eurostep'i geliştirmesine yardımcı olan phil handy.

    kukoc 1993 yılında bulls'a katıldı ve başlangıçta marciulionis'in sahip olduğu kadar etkili bir şekilde kullanamıyordu. kukoc, "birçok kez bana hatalı yürüme çalınıyordu." diyor. “ama kendimi ligde kabul ettiridiğim kadarıyla, daha fazla kullanmasına izin verildim.”

    yine de, kukoc ve marciulionis, bu şekilde potalara akıyor olsa da, nba’deki rakipleri eurostep'i benimsemeye zahmet bile göstermedi. neredeyse gördükleri inanılmayacak gibiydi.

    ilk sıralarda nba hayranlarının beyinlerinde bir düşünce vardı ve bu düşünce bize on yıllardır eurostep'in hatalı yürüme olması gerektiğini söylüyordu.

    ama hatalı yürüme değildi kesinlikle.

    kural 10, nba kural kitabının 13. bölümü, bir topun tutulurken yere düştüğü zaman ne olduğuyla ilgili bir pivot ayağın nasıl kurulduğuna dair her şeyi detaylandıran, sekiz bölümlü bir açıklamada bunu açıklar.

    olay şudur: oyuncular her zaman iki adım atmalarına izin verilirler, sonra şut atılır. nba'nin hakem geliştirme ve eğitim şefi monty mccutchen, “uzun adımlar, kısa adımlar, yavaş adımlar, zig zag adımlar, hızlı adımlar - hala eşit adımlardır” diyor.

    yine de, mccutchen, antetokounmpo’nunki gibi iki adımı asla hayal bile edemezdi. boyalı bölgenin tepesinden potaya kadar mesafeyi kaplayan iki adım.
  • socrates youtube kanalında onuncu yayınını gerçekleştirmiş son zamanların en geyik basketbol programı. haftalık euroleague maçlarının yanında alain digbeu ve murat murathanoğlu ile cidden büyük goygoy dönüyor.
hesabın var mı? giriş yap