• vazo değilde eskiden televizyonların üzerinde küçük saat dururdu. kardeşimle maç yaparken 2 tane kırmışlığımız var:). daha da beteri, ev kirlenmesin diye topu içeri almazdık çorapları birleştirip top yapar onunla oynardık.
  • çoraptan top yapmıştır.
  • sut cekip indirdigi avizeyi, duserken-saniyeler icinde eliyle havada yakalayan abinin neslidir.
  • plastik topun sobaya temas etmesiyle biterdi.
  • benim bu. kesinlikle benim. şüphesiz ki bunun top haline getirilmiş çorap ile oynananı makbuldür.

    ortaokul yıllarımdan kalan en güzel anılardır onlar, annem ev gezmesine gittiği zamanlarda benden bir yaş büyük abimle oynardık bolca. salonun ortasında karşılıklı iki sandalye koyar kale yerine, bi miktar çorap bulur buluştururup başlardık maça. çok keyifliydi be. kıran kırana geçerdi ha maçlar da. *

    ha ahdım var, bi gün oğlum olursa hiç olmazsa erkek yeğenim olduğunda yapıcam yeniden şu maçı, ve anlatıcam evin annesi nasıl deli edilir.
  • kışın kullanılmayan soğuk salonda oynamıştır.
  • futbolu seven her çocuğun mutlak suretle yaptığı, hala yapmakta olduğu nesil. ha şimdi küçük toplar var, imkanlardan dolayı çorapları iç içe geçirme daha az yaygın olabilir. yalnız, masanın altını kale belleyip, çaprazdan sağ ayakla sol ayakla şut atmaların tadı ayrı.

    edit: ulan aklıma geldi, bir de topu elinle kendi soluna atıp koltuğun üzerine atlayarak kurtarma vardı. hey gidi hey. şimdi yapsam göçürürüm koltuğu.
  • dolapla duvar arasindaki bosluk kale olur, hep o bosluga calisilir.
  • sünger top ile kardeşiyle efsane maçlar yapmış nesildir.

    anneannemin evinin öyle bir dizaynı vardı ki, salonun geçişi muhteşem bir kale olurdu ve kardeşimle sünger top ile deli gibi 10-8 oynardık.
    10-8 dediğim şeyin her yerde farklı bir dili vardır. oyun şöyleydi; biri kaleye geçiyor diğeri topun dibine girip havalandırıp, kaleci eli ile geri tokatlıyor ve top yere inmeden vole, kafa, hatta röveşata ile gol atmaya çalışıyorduk. ayakla atılan gollerden kaleciden 1 puan, kafa ile 2 ve röveşata ile 4 puan düşerdi (evet o şartlarda röveşata gollerimiz vardı) topu auta atan ya da yere değdikten sonra vurup gol atan kaleye geçerdi. şimdi düşünüyorum da bayağı iyi topçuyduk kardeşim ile ben..
  • caddeye bakan camı çerçeveyi indirmiş nesildir. salondaki buzlu camı kırmak da ayrı bir kabustu.
hesabın var mı? giriş yap