• sâbit, asl(ilke), akîde’ye ilişkindir, fiilî havâdise değil; bu nedenle sâbiteler, asıl olmaları bakımından değişime konu değildirler; ancak tarih boyunca, sâbitelere ilişkin şek ve şüpheler başkalaşacağından, bunları tenkit ve isbât/istidlâl yöntemleri de değişecektir; bu yöntemleri, ilm-i usûl-i dîn yani ilm-i kelâm inceler. ahvâl ise dünyanın sonuna değin(kıyâmet) değişeceğinden beşerî bilginin kuşatımı yönünden neredeyse sonsuzdur; bu nedenle ilm-i furû‘-i fıkıh ucu açık bir ilimdir; hasr edilemez, çünkü fiilî havâdise bağlıdır. ancak, ahvâlin bilgisinin çokluğu gelişi güzel değil, yasalar (kavânîn) altında, genel örüntülerle tespit edilirler; bu yasalar da bir usûle/yönteme göre inşâ edilir ki bu usûlu ele alan ilm-i usûl-i fıkıh’tır.

    ramazan efendi/ .
hesabın var mı? giriş yap