*

  • elektronik güçlendirici (power/pre amp) veya filtrelerin (equalizer, bas tiz ayarı) çeşitli frekansları atenüe etme eğrisi
    (bkz: frekans)
    frekans eğrisi de denebilir.
  • sistem kontrol teorisinde pid kontrol mekanizmalarinin parametre degerlerini bulmak icin de kullanilir. onemli degerleri amplitude ratio ve crossover frequency. uzerinde en cok cali$mi$ adamlardan bazilari morari ve rivera.

    ilginc plot edilme ozellikleri mevcut, bode, nyquist nichols vb. vb.
  • kulakliklarin sesi yeniden uretirken hangi frekansi ne kadar yuksek verdiginin anlasilmasina yarayan grafik. ideal bir sekli yoktur, amaca gore degisir. ama cok fazla zigzag cizen bir grafigin basarisiz bir kulaklik anlamina geldigi de asikardir.
  • frekans cevabı/tepkisi'nin s-domain ve t-domain'e göre üstünlükleri $öyledir:

    - t domeni üzerinde parametre değerlerinin deği$im etkilerini belirlemek zordur. frekans cevabında bu kolaydır.
    - routh hurwitz kararlilik kriterleri ile ancak sistemin kararlı olup olmadığını bilebiliriz. oysa nyquist kararlılık ölçütü ile sistemin bağıl kararlılığı bilinebilir. (bkz: nyquist plot) ayrıca kararsız bir sistemin nasıl kararlı hale getirilebileceği de kolayca belirlenebilir.
    - sistem üzerinde testler yaparak frekans cevabı yardımıyla sistemin transfer fonksiyonunu belirlemek mümkündür.
    - frekans cevabı testleri sistemin açık döngülü çalı$masına uygulanır. (bkz: açık döngülü sistem) böylece, geribeslemeden dolayı kapalı döngü halinde kararsız olan bir sistem, açık döngü halinde kararlı olarak test edilebilir.

    frekans cevabının en büyük dezavantajlarından biri ise, sistem çözümlemesi ve tasarımı açısından frekans tepkisi karakteristikleriyle t domeni karakteristikleri arasında doğrudan bir bağıntı vermemesidir.
  • (bkz: frequency response). tiklamaniza gerek yok, zaten bu basliga yönleniyor.

    hoparlör alacak olanlara yardimci olabilecek bir kullanim alanina deginmek gerekirse, bir hoparlörün hangi frekans araligindaki sesleri verebildigini gösteren grafik. brosürlerdeki spesifikasyonlarda cogu zaman alt ve üst limit olarak verilir, mesela 40-20000hz ya da 35hz-30khz gibi.

    insanin kulagiyla algiladigi ses frekans araligini 20-20000hz olarak kabul ediyoruz. burada ilk etapta "kulakla algilanan ses" ifadesi bir anlatim bozuklugu gibi gelebilir, "ne yani, diger frekanslari götümle mi algiliyorum?", gibi. tam olarak olmasa da buna yakin. cok hassas ve egitimli bir kulagimiz yoksa genelde 30-35hz altindaki (subsonic) sesleri duymayiz ama vücudumuz bu titresimleri algilar, deprem sarsintisi, filmlerdeki patlama efektlerindeki titresimler vs gibi. mesela home theater ses sistemlerinde böylesi düsük frekanslar bu is icin özel tasarlanmis subwoofera yönlendirilir.

    teorik olarak bir hoparlör (piyasadan satin alacaginiz hoparlör diyelim) insan kulaginin algilayabilecegi tüm frekans araligini verebilir, ama frekans degistikce hoparlörün bu frekansi hangi siddette verebildigi de degisiklik gösterir. iyi bir hoparlör, mümkün oldugu kadar genis bir frekans araligina dahil sesleri birbirine mümkün oldugunca yakin siddette verebilmelidir. mesela hasan mutlucan ile ibrahim tatlises'in birlikte söyledigi bir sarkiyi düsünelim. iki sanatcinin da stüdyoda 90db bagirarak söyledikleri bir cd kaydini hoparlörden dinledigimizde hasan mutlucan'in 50hzlik bas sesi ile ibo'nun 10000 hz lik tiz sesini birbirine yakin siddette duyabilmeliyiz. ortalama bir insan kulaginin ses siddetinde algilayabildigi en kücük degisiklik yaklasik 3 desibeldir. bu yüzden kaliteli hoparlör markalari frekans tepkisini 3db araliginda verirler. 40-20000hz (+-3db) gibi. böyle bir bilgi bu hoparlörün 35 hz sesleri veremedigini göstermez, sadece 40hz altindaki ve 20000hz üstündeki seslerin diger seslerden bizim farkedebilecegimiz kadar düsük siddette verdigini gösterir. dolayisiyla bir hoparlörün spesifikasyonlarini incelerken frekans tepkisinin +-3db araligindaki degerlerine bamak anlamli olacaktir.
  • en temelde, bir sistemin (elektronik, mekanik yahut ikisinin karışımı olabilir) kendisine uygulanan giriş(ler)e (kuvvet, gerilim, akım vs.) verdiği tepkinin, bunların sahip olduğu frekansa dayalı biçimde belirtilmesidir. büyüklük* ve faz* olmak üzere iki kısımdan ibarettir.

    büyüklük, sistemin verdiği tepkinin, verilen girişe kıyasla ne kadar büyük/küçük olduğunu desibel cinsinden ifade eder. herhangi bir frekans değeri için; büyüklüğün sıfırdan büyük olması sistem çıktısının o frekanstaki bir girişten büyük ölçüde etkilenmesi anlamına gelirken, sıfırdan küçük olması ise çıktının o frekanstaki girişlerden çok az etkilenmesi yahut çok düşük değerlerde pratikte hiç etkilenmemesi demektir. genelde tepeler şeklinde gözlenen çok büyük pozitif değerler, bulundukları noktada sistemin bir doğal frekansa sahip olduğuna ve verilen giriş karşısında rezonansa girebileceğine işaret edebilirler.

    faz, sistem tepkisinin verilen girişin sahip olduğu periyodik formu ne kadar ileriden veya geriden takip ettiğini gösterir. genelde derece cinsinden ifade edilmekle beraber bütün açı birimlerinde yazılabilir. herhangi bir frekans değerinde fazın sıfır olması giriş ve çıkış formlarının çakıştığını, pozitif olması çıkışın girişten ileride seyrettiğini* (bkz: lead), negatif olması ise geriden seyrettiğini (bkz: lag) ifade eder.

    frekans tepkisinin nasıl bir biçime sahip olması gerektiği tamamen eldeki uygulamaya bağlıdır. kulaklık, hoparlör gibi aletlerde elektrik sinyallerinin sese en düzgün biçimde çevrilebilmesi için duyulabilir frekans aralığındaki seslerin nispeten düz büyüklük ve faz eğrilerinde verilebilmesi en idealidir (bkz: #10879631). söz konusu bir köprü ise faz çok mühim olmamakla beraber köprünün rüzgar (bkz: tacoma narrows bridge), deprem, üzerinden geçen araçların titreşimi ve hatta yayaların adımları (bkz: millennium bridge) gibi girişlerden etkilenmeyen bir büyüklük grafiği çizmesi gerekir. diğer yandan bir radyo tuner'ı ele alındığında bunun alınması istenen radyo frekansına yüksek, diğer frekanslara düşük tepki veren bir büyüklük grafiğine sahip olması ve grafikteki bu tepenin ayarlanabilir bir eleman yardımıyla ilgilenilen frekans aralığında gezdirilebilmesi istenir.

    (bkz: bode diyagramı)

    * elbette ileriden seyretmekten kasıt sistemin girişin geleceğini tahmin ederek cevap vermesi değil, giriş ve çıkış formlarının periyodik olması sonucunda aradaki faz farkının bu şekilde "görünmesi"dir. giriş sinyalinde bu periyodikliği bozan bir değişikliğin gerçekleşmeden evvel çıkışta görünmesi mümkün değildir.
  • bir sistemin cevabının bode ve nyquist diyagramlarıyla incelenmesidir. kararlılık, faz marjini, kazanç marjini gibi kontrol dizaynında önemli yer tutan kavramları açık bir şekilde ihtiva ederler. ayrıca sistem tanılama için biçilmiş kaftandır. kara kutu bir sistemin transfer fonksiyonu en doğru olarak frekans cevabının irdelenmesi yoluyla bulunabilir.
  • frekans cevabı olarak kullanılır literatürde. belli bir aralıkta sinüzoidal sinyal taraması yapmak suretiyle, bu aralıkta her bir frekans değerine denk gelen transfer fonksiyonu değerinin tespit edilmesi ile elde edilen grafik. bu sinyal taraması ile elde edilen transfer fonksiyonu değerleri ile, sistemin rezonans noktaları ve bu noktalardaki dinamik davranışı hakkında da fikir sahibi olunur, bir kestirim yapılmış olur.

    transfer fonksiyonu, sistemdeki çıkış fonksiyonunun giriş fonksiyonuna oranı (output/input). transfer fonksiyonu, çıkış/giriş olarak tanımlandığı üzere, time-domain veya s-domain şeklinde olabilir.

    time-domain, bildiğimiz zaman cevabı. herhangi bir zamana bağlı input verisine karşılık gelen output değerini tanımlar.
    s-domain, zaman cevabından bağımsız, zaman kavramının olmadığı karmaşık sayı düzlemini tanımlar.

    frekans cevabının kullanılmasının sebebi, sistemin zaman cevabı üzerinden denklem veya denklemleri çözmeden s-domain'e geçerek performansının gözlemlenmesine olanak vermesi. her bir input'a karşılık gelen zaman cevabını çözmeye çalışmak uzun zaman alabilir, denklemler karmaşık hale gelebilir. bunun yerine, s-domain verileri incelenerek belirli frekans aralığında, output davranışının kritik bölgeler de dahil (rezonans) başarımı görülmüş olur.
  • neden nötr yerine harman response gibi farklı frekans tepkileri tercih ediliyor sorusunu akıllara getiren terim.

    öncelikle harman response kulaklıklar için yaratılmış bir frekans tepkisi yönergesidir.

    mükemmel nötr bir tepkinin ideal olacağını düşünmek sezgisel olarak mantıklı gelebilir, çünkü bu orijinal kayda ekstra bir şey katmaz ya da ondan bir şey almaz. ancak müzik ve ses içeriği karmaşıktır ve kulaklıklarla dinleme deneyimi, bir odada hoparlörleri dinlemekten farklıdır. sesin nasıl algılandığı, kulak anatomimiz ve çevremizdeki objeler de dahil olmak üzere çeşitli faktörler tarafından etkilenir.

    harman tepki eğrisi bu faktörler için bir düzeltme olarak görülüyor ve amacı kulaklıkların iyi bir dinleme odasındaki iyi kalibre edilmiş hoparlörler gibi ses çıkarmasını sağlamak. her dinleyicinin tercihleri değişkendir ve herkes harman tepki eğrisini tercih etmeyebilir. ancak ortalama olarak, araştırmalar birçok dinleyicinin bu tepkiyi tercih ettiğini göstermişler.

    (bkz: harman response)

    ayrıca boş bir odayı simüle eden frekans tepkisi için (bkz: diffuse field response)
hesabın var mı? giriş yap