from the land of the moon

• orijinal adı mal de pierres olan marion cotillard dramasının ingilizce adı.
• koşan bir kadından başka birşey görmediğim, sonunda lost gibi saçmasapan bir finalle bende film çeksem cannes da gösteririz lan dedirten filmdir.
• sinema tutkunu biri olarak aynı tutkuya sahip olmakla övündüğüm ve film dedektörü olan bir dostum sayesinde haberdar olduğum film. tam senlik diyerek aklımı çeldiği ve işi gücü bırakıp yıllar sonra kadıköy'e ayak basmama neden olan, bir kaç dakika önce seansından çıktığım ve mutlaka izlenmesini tavsiye ettiğim film.
  
  moda sahnesi'nde gösterilmekte. diğer filmler için de program şöyledir.
  
  --- spoiler ---
  
  muğlak ya da aşırı doz bir romantizm beklemeyin bu filmden. konusu hakkında çok detay vermeyeceğim yalnız sonu tahmin edilemiyor o kadarını söyleyeyim.
  
  bir de duvar ustası diye kimse hafife alınmamalı. jose gibi bir insanın onda biriyle karşılaşabilmeyi hepimizin isteyeceğini düşünüyorum. aşka dair bakış açımı olumlu yönde değiştiren bir film oldu. duygusal biriyseniz mendilinizle gitmeyi unutmayın. takribi bir paket yeterli oluyor.
  
  --- spoiler ---
• film, italyan yazar milena agus’un kitabından uyarlanmış, fransa’da geçen romantik bir drama. türkçe ismi (bkz: aşk mektupları) ilk dakikalarında çok sıkıcı gelen (ara versin de çıkayım diye düşündüm) sonrasında akıllıca kurgulanmış hikayesiyle merak uyandırıp sarıp sarmalayan bir film oldu.
  
  --- spoiler ---
  
  gabriel’in hisleri abartılarak yansıtılmış. bu abartılardan dolayı drama filminde bayağı bayağı güldük sinemadaki diğer insanlarla. sevişme sahneleri gereksiz uzundu,neyse. beni asıl duygulandıran ve bahsetmek istediğim şey, jose’nin baştan beri her şeyi bilmesine rağmen gabriel’in üzülmemesi ve onu hayata bağlayan umutlarını kaybetmemesi adına ona bildiklerini söylememesi , sırf izleyici olarak da olsa onun hayatında yer almak istemesiydi. bu sabırlı davranış biçimi kendi hayatımda da eksikliğini hissettiğim için mi bilmiyorum ama beni en çok etkileyen yer oldu.
  --- spoiler ---
  
  sonuç olarak sevdim,izlenesi bi film.
• arızalı abla filmi. bu tarz aykırı dram/romantik filmlerini severim. bunu da sevdim hatta hassiktir falan dedirtti. hiç beklemediğim bir şey oldu çünkü. onun dışında filmin ilk kısmı zor ilerliyor ama marion cotillard cidden döktürmüş. baya aşmış. fakat bu kadın 40ın üstünde artık. yani o en başta üniversiteli asi kız rolünde aşırı sırıtmış. sonradan yıllar geçtikçe rol üstüne daha çok oturdu ama yine de artık yaşını belli ediyor yani. mesela o üniversiteli asi kız kız kardeşi olsa şaşırmazdım. gabriel olarak başta biraz yaşlı kalmış yine de gerçekten müthişti.
  
  seks sahnesine hayran kaldım. erotizm güzel bir şey. erotizmi bu şekilde etkili kullanabilmek ise gerçekten harika bir şey.
  
  ayrıca fransa'da geçmesine rağmen almanca konuşmaları bana bir an almanca dublajlı mı izliyorum diye düşündürüp konuşmalarına göre dudak okumaya çalıştırttı ama film almancaymış.
  
  --- spoiler ---
  
  gabriel: ama neden bana söylemedin?
  jose: yaşamanı istemiştim
  
  --- spoiler ---