• not: imgur engellendiği için dns ayarlarını değiştirmeyen, hotspot shield gibi programlar veya vpn kullanmayanlar linkleri açamaz. boyutları yüksek olduğundan yüklenmesi de uzun sürecektir. napak gardaş fidyo yükeleyemiyoz.

    aslında derbi öncesi takımın ne durumda olduğunu görebilmek için yapacaktım bunu ama biraz ekseninden kaydı. yine de oynadığımız oyun konusunda fikir verecektir. maçı canlı izleyememiştim. önce yorumları okudum, ondan sonra da sindire sindire izledim. doğal olarak yorumlarda dile getirilen konulara daha fazla dikkat etme şansım oldu. neyse, seçtiğim pozisyonlara geçelim.

    http://i.imgur.com/ndk1ehq.gifv

    ilk pozisyonumuz doğal olarak maçın da ilk pozisyonu olan gol. büyük oranda gaitan'ın güzel hareketleri için koydum bunu ama dikkat çekmek istediğim bir noktaya da değinmiyor değil: chedjou'nun hep aynı hareketler ile kolay çalım yemesi ve 'sazan gibi' her topa atlaması. bir stoper olarak bu takımımızı sık sık tehlikeye atıyor. biraz da mecbur kalıyor, anlıyorum ama derbide chedjou'nun bu tarz hareketlerden uzak kalması lazım. bunun da yolu ön liberoların yardımından geçiyor.

    http://i.imgur.com/9ovm1v8.gifv

    pas alanı yaratamama. topu alan her oyuncunun sağ ön tarafına baktığınızda büyük bir boşluk görüyorsunuz. bu boşluk pas hattı kurulmasının önüne geçiyor, oyuncular sürekli sağına-soluna dönmek zorunda kalıyor. topla çıkarken orta yuvarlak çevresinde top isteyecek sürekli birinin bulunması lazım. bu, bence bizim takımın en büyük sorunlarından biri.

    http://i.imgur.com/t3gollo.gifv

    görüntüde 6 futbolcu var ve top kapıldığı anda hepsi birden hücuma kalkıyor. işte benim takımdan beklediğim bu. gol kokusunu alır almaz üstüne gitmek. iştahlı olmak futbolda çok önemli. bu sayede pozisyon şansınızı artırıyorsunuz. son olarak; bu yazının eksenini kaydırmayı başaran adama geleyim: sabri. aslında çok fazla yazmaya gerek yok. gif'in en sonunda sneijder'in hareketi her şeyi anlatıyor.

    http://i.imgur.com/s0qeut0.gifv

    bu defa da podolski anlatıyor. sabri'nin ne kadar kötü bir futbolcu olduğunu bunun gibi detaylar ortaya döküyor zaten. karambole bir asist yaptığı anda hemen göklere çıkarılıyor ama bu tarz hataları hep yapıyor.

    http://i.imgur.com/zu0xkwt.gifv

    yine iştah. tek başına deli dana gibi koşturup pres yapılmaz. baskı dediğin takım halinde olur. çok iyi olur, çok güzel olur. fenerbahçe karşısında da bu tarz takım halinde baskılarla rakibin yıldırılabileceğini düşünüyorum.

    http://i.imgur.com/c7tpewy.gifv

    sneijder ve diğerleri. işte sneijder bu yüzden büyük futbolcu. top aayağına gelmeden ne yapacağını biliyor ve uygulayışı da mükemmel. bu iki noktadan biri düzgün olmayınca olmuyor işte. ikisini birden yapabilmek önemli. belki biraz zorlama olacak ama adamda yasin farkındalığı olmasa o top ceza sahasına hiç gelmeyecek ve penaltı olmayacaktı.

    http://i.imgur.com/fpwc9z7.gifv

    hahah oyuncularımız hiç lafa gerek bırakmıyor ya. çok sevdim bunu. selçuk da sabri'nin mükemmel oyun anlayışından nasibini almış.

    http://i.imgur.com/bqiqrn4.gifv

    bakın, bu konuda ciddiyim. sabri taç kullanmayı bile bilmiyor. sadece çizgiye pararlel taç kullanmayı öğretmişler adama. önünde bomboş biri dursa, zinhar o topu ona atmaz. o tarafa bakmaz bile.

    http://i.imgur.com/s0fy84x.gifv

    atmaz abi, atmaz. o top çizgiye paralel gidecek!

    http://i.imgur.com/tehpprw.gifv

    sıkışan oyun üç adımda nasıl açılır? burada selçuk pas atmıyor bilal'e. bilal topu kendine çekiyor resmen. işte bu da altın kurallarımızdan biri olmalı. kimse olduğu yerde durmayacak. top arkadaşındayken pas açısı oluşturacak. bu sayede bayık futbolun önüne geçilebilir.

    http://i.imgur.com/vbo4zoe.gifv

    beyler daha yeni konuştuk ama. durmayın dedik. hareket biraz. derbide böyle oynarsanız pozisyona nasıl gireceksiniz?

    http://i.imgur.com/pydpsru.gifv

    burada da aslında başta bahsettiğim pas alanı açmama sorunu var ama chedjou harika bir pasla podolski'yi buluşturmayı başarıyor. burada pasın üstünde durmak istiyorum. şiddeti de falsosu da tam olması gerektiği gibi. daha mükemmelini düşünmek zor. podolski'ye sadece vurmak kalıyor. vuruşu da oldukça 'sade'. sert ve dümdüz. çeşitli atraksiyonlara girip çatala sokmaya uğraşmıyor. vurmak demişken bu pozisyona burak veya umut'un girdiğini düşünün. sonra, 'neden şampiyonlar ligi'nde başarılı olamıyoruz?' kazmaları doldurursan olamazsın tabii.

    http://i.imgur.com/vtnsqcw.gifv

    umut pres yapıyor diye oynatılıyor ya. ben bu presin doğru düzgün işe yaradığını görmedim. yaldır yaldır koşmaktan başka hiçbir işe yaramıyor.

    http://i.imgur.com/0cdpm3s.gifv

    benim değil mi, atmıycam.

    http://i.imgur.com/zk7uwru.gifv

    melosuzluk. bilal ve selçuk. çok kolay çalım yiyorlar. rakibi ısıramıyorlar. bu da çok yumuşak kalmamıza neden oluyor. bir de sabri'ye odaklanıp tekrar izleyin lütfen. adam kanadını bırakıp chedjou'nun alanına girmeye çalışıyor. sola açılsa çok daha tehlikeli bir atak olabilirdi.

    http://i.imgur.com/tohazdl.gifv

    futbol basit bir oyun. sabri'nin pozisyonunda tek yapmanız gereken havadan gelen topu podolski'nin önüne doğru tek dokunuşla yuvarlamak. o kadar.

    http://i.imgur.com/3f0sdgx.gifv

    yasin bey nereye gidiyorsunuz? bi adam içeride hiçkimsenin olmadığını görüp neden yine de çizgiye koşmaya devam eder, mantıklı hiçbir açıklaması yok. bu arada yasin çıkıp olcan girdi diye çok sövülmüş. bu, son zamanlarda futbol ile ilgili olarak duyduğum en saçma şeylerden biri. yasin'in oyundan alındığı dakikaya kadar hem hücum hem de savunma anlamında tek bir olumlu hareketi yok. bir tane bile.

    http://i.imgur.com/ejarehn.gifv

    bakın, eğer kötü oynuyorsanız şans da yanınızda olmaz. yaptığınız saçma sapan vuruş kalecinin orasına burasına çarpıp ağlarla buluşmak yerine, geri döner. bu pozisyonu herkes şanssızlık olarak görür ama biraz beceriksizlik de var. ayağını biraz daha farklı bir açıyla uzatıp topu dümdüz göndermek yerine azıcık sağa ya da sola yuvarlamak çok zor olmasa gerek.

    http://i.imgur.com/bnvsjys.gifv

    yine yumuşak karın. selçuk ikili mücadelelerde rakibini yıldıracak adam değil. bilal de değil. jem paul de değil. rodriguez de tam değil. bu adamların suçu değil çalım yemek. böyle bir özellikleri yok.

    http://i.imgur.com/xgg6ewk.gifv

    sabri ile top kontrol etmeyi öğreniyorum.

    http://i.imgur.com/cmhy0ck.gifv

    takımın bir diğer handikapı da genel olarak herkesin çok yavaş olması. tamam, gaitan ortalamanın üzerinde bir hıza sahip olabilir ancak galatasaray inanılmaz yavaş. futbolda bu çok büyük bir eksiklik bence.

    http://i.imgur.com/lgj7pzj.gifv

    şimdi, sabri'nin orta yaptığı anda topun tam da altı pasın üstünde umut'un kafasıyla buluşturacağı noktaya göndermeyi başardığını düşünün. top sonuçta yine umut denen futbolcuya gelecek ama daha büyük bir tehlike oluşturma şansı hiç mi yok? belki kaleci araya girer, belki savunma çabuk davranır ama önemli olan zaten doğruyu uygulamak. birincide araya girerler, ikincide girerler, üçüncüde gol olur ama hep yanlış oynarsanız o şansa hiç sahip olamazsınız.

    http://i.imgur.com/ibfscf4.gifv

    bir diğer nokta da forvetleri yıldırmak. semih şunu bir türlü beceremiyor. yakın oynayamıyor adam. sok kolunu bacağını aradan topun forvete gelmesini engellemeye çalış bi ya. iki metre geride bekleyerek olmaz.

    http://i.imgur.com/zt88ita.gifv

    tek başına deli dana gibi koşturmakla olmaaaaz.

    http://i.imgur.com/8qhwfck.gifv

    işte bu ya. chedjou yine yerini bırakıyor ama bu sefer arkada onun yerini kapatacak oyuncular var.

    genel olarak baktığımda galatasaray'ın benfica karşısında gayet iyi maç çıkardığını söyleyebilirim. son bölümdeki baskının da abartıldığını düşünüyorum. mükemmel olmasa da rakibinin çok tehlikeli gelmesini engellemiş oyuncular. yalnız fenerbhaçe deplasmanında bu oyun da yetmez. o ilk yarıdaki iştahı tüm maç boyunca kaybetmemek lazım. yoksa bir şekilde fenerbahçe golü bulup aradan sıyrılıveriyor. hamza hamzaoğlu'na en çok kızdığım konu da bu maçta nüksetmiş. sabri ve umut gibi adamlara bel bağlanmaz. melo'nun yeri yamanmaz. bu konularda azıcık dikkatli olsaydık çok daha iyi durumda olabilirdik.
  • vermek istediği mesajın "sabri'nin amk, böyle futbolcu mu olur" olduğunu düşündüğüm analiz. yalnız sorun şu ki yoldan galatasaraylı teyze çevirsen o da der bunu. bunun için analize ne gerek var. yine de emektir ellere sağlıktır.
  • hiç bir şey olmasa entry'nin amacı tebriği hak ediyor. görmek istediğimiz yapıcı yorumlar
  • ilk nice maçındaki uzun analizi görmüştüm, onunla ilgili de baya notum vardı da vazgeçtim yazmaktan.

    cidden bu işe emek vermek istiyorsanız eğitimini alın, zira görüntülerle yorumlar ağırlıklı olarak tutmuyor. hata zannedilen şeyler hata değil, doğru zannedilen şeyler doğru değil.

    sırf entry ile geyik yapmak yerine, videolu geyik yapmak oluyor böylesi.
  • "yurdumun aynştaynları nasıl harcanıyor?" sorusuna güzel bi cevap.
  • "öff yha yine çok kötü oynadık" temalı bir çalışma.

    abi tamam, mükemmel oynuyoruz demiyorum, ama ilk başta yediğimiz talihsiz golün ardından yardıra yardıra kazandığımız, cillop gibi bir maçın ardından şöyle bir analiz yapmak bana iyi niyetli bir hareket olarak gelmiyor. evet, açıkça söylüyorum: kötü niyetli bir çalışma bu. sırf kötülemek için başlık açılmış resmen.

    bütün kötü pozisyonları, bütün hataları alıp araya iki tane güzel hareket sıkıştırarak bir maçın görüntülü analizi yapılmaz. bu şekilde yapılan, bir maçın kötülemeli analizi olur. eleştireceksek edebimizle ve adabıyla eleştirmek lazım. 150 tane kötü pozisyona iki tane güzel pozisyon koyarak analiz yapılmaz. 4-0 kaybedilen bir maçın yıldızı sabri'ymiş gibi iki paragrafta bir sabri'yle dalga geçmeler falan... başlık neden "gs-benfica maçında sarbi'nin görüntülü analizi" olmamış ki?

    "analiz" kelimesinin hakkını vereceksek, iyi-kötü ayırt etmeden girdiğimiz (ve karşılık verdiğimiz) bütün pozisyonları incelemek lazım. aksi takdirde "kötü niyetli bir çalışma" olmaktan öteye geçemez bunlar. debe'ye de girer girmesine, zira ekşi'de galatasaray'a çakmak o kadar moda ki, galatasaray taraftarları da bizzat bu "şenliklere" katılmayı çok seviyor. takım ruhundan bu kadar uzak taraftarlar, takıma "takım ruhu"nu öğretiyor sonra. (bkz: #55257939)

    velhasıl, eksimi verdim. eleştirme demiyorum, hobi olarak yine eleştir ama açılan bu başlık bir analiz değil, bir eleştiri bile değil, bariz bir kötüleme başlığı.
  • analiz değil, kötü bir yorumdur. hadi "kötü niyetli" lafımı geri alayım, sadece "kötü" diyeyim.

    "analiz" tanımın baştan yanlış gardaş: analizin amacı eksikleri görmek olabilir, ama bunu yalnızca eksiklerden bahsederek yaptığın zaman o analiz, "analiz" kavramının hakkını vermez. eksiklerden bahis açacaksak, o zaman başlığı "galatasaray benfica maçındaki eksikler" olarak açmak gerekir. "bunu ne diye koyalım ki analize?" diye maçın iyi taraflarını sakladığını itiraf ediyorsan, o zaman o kadar uğraşıp ortaya çıkardığın şeye "kötüleme" dendiğinde de kızmayacaksın gardaş.

    bu arada vazgeçtim, hala "kötü niyetli" olduğunu düşündüğüme karar verdim. iyi niyetli biri, eleştirisini yaparken iki şekilde davranır:

    1. yapıcı eleştiri: "bakın böyle eksikler var ama şu şekilde geliştirilebilir" diye, kendi açısından doğrusunu gösterir.
    2. yapıcı olmayan eleştiri: "bakın böyle eksikler var" der, işin doğrusunu bulmayı eleştirdiği kişiye/kuruma bırakır.

    bu bağlamda, "ahaha sabriye bak taç atamıyor" demek kötü niyetli bir harekettir. iyi niyetle sabri'yle dalga geçilir mi? benim de dalga geçtiğim oluyor, ben o durumda "ama aslında sabri'yi çok seviyorum" demiyorum, kötü niyetli bir şekilde dalga geçtiğimi kabul ediyorum.

    "analize" (!) dönecek olursak, yarısı sabri'yle dalga geçen, öteki yarısının da çok ufak bir kısmı hariç "burası olmamış, burası da bok gibi" diye maçın en saçma pozisyonlarından oluşan kısımları yorumlanan bir şey olsa olsa zayıf bir yorumdur. analiz olması için, tekrar edeceğiz mecburen, maçın tüm pozisyonları değerlendirilmelidir. evet, selçuk 87489 tane isabetli uzun top atıyorsa, bunu da yorumlayıp örneğin "bakın ne güzel uzun top atıyor, kornerleri sürekli sneijder'ın atmaması lazım" dersen o zaman "analiz" kavramının hakkını vermiş olursun. (örnek epey kötü oldu, özür.)

    "eleştirme demiyorum" diye bitirdiğim bir entry'ye "eleştirmeyek mi gardaş?" diye tepki geliyorsa, iyi niyetli düşüneyim, benim anlatımımda bir bokluk vardır. bu sefer biraz daha açıklayıcı olmaya çalıştım, umarım anlaşılır ve bir sonraki "görüntülü analiz"de "bakın şurası çok kötü, bakın burası bok gibi, bakın sabri yine sabri" gibi sıkıcı bir kötüleme şenliğine maruz kalmayız.

    sevgiler.
hesabın var mı? giriş yap