*

  • deniz kuvvetlerinin düzenlediği 19 mayıs'ın 2005 yılı kutlamalarının sembol ismi.

    üniversite öğrencileri savaş gemileriyle 16 mayıs'ta istanbul'dan samsun'a yola çıkacaklar ve 19 mayıs'ta samsuna varacaklar. ardından trenle havza, amasya ve sivas a gidecekler ve 21 pare top atışı ve törenlerle karşılanacaklar. son durak ise 20 mayıs günü ankara, anıtkabir.

    edit : bu entry'ye çok kötü veren birey(ler)i görünce ikinci kurtuluş savaşı'nın başlangıcını işaret eden bir organizasyon şekliyle kafama kazınmıştır.
  • dahili bedhahları rahatsız eden organizasyon. bu organizasyonu eleştirmek için uğraşmışlar ancak bula bula kafamızdaki şapkayı ve denizin neden dalgasız(?) olduğunu eleştirmişlerdir.

    http://www.aksam.com.tr/…/yazarlar/yazarlar284.html

    oysa sözkonusu organizasyon belki de unutturulmak istenen gerçek vatan sevgisini bir nebze de olsun uyandırabilmeyi başarmıştır.

    türkiye'nin 4 bir yanından gelen öğrenciler istanbul inönü stadında buluştu, burada hazırlıklarını tamamladıktan sonra gemilere bindiler.

    istanbul'da boğazdan çıkana kadar teknelere, vapurlara doluşan insanlar genç mustafa kemaller'i büyük bir coşku ile uğurladı ve gerçekten de özlediğimiz bütünlüğü sergilediler.

    tcg sokullu mehmet paşa, tcg cezayirli gazi hasan paşa ve tcg osmanpaşa ve bu gemileri koruyan yeni nesil bir fırkateyn 3 gün süren bir yolculuk ile istanbul'dan samsun'a ulaştı. gemilerde askerler ile siviller arasındaki duvar da yıkılarak, ülke için ayrı bir güzellik de sağlanmış oldu.

    samsun'da gemilerden ayrılırken duygusal anlar yaşandı. ne öğrenciler üç günde alıştıkları bu aile sıcaklığını bırakmak istediler, ne de askerler misafirlerinin gitmesini.

    samsun'da bandırma vapuru ziyaret edildi ve birçok törene iştirak edildi. ardından trenle yola çıkıldı.

    ilk durak olan havza'da inanılmaz bir coşku ve heyecan vardı. çoluk, çocuk, yaşlı, genç herkes gara koşmuştu. herkesin gözünde bu anı yaşamanın heyecanı görülüyordu.

    ikinci durak ise amasya idi. amasya halkı genç mustafa kemalleri tıpkı çocuklarını karışlarmışcasına kucakladılar.

    sivas'da ise tuhaf bir mahcubiyet vardı. halk sivas'ın imajını kurtarmak istercesine gara koşmuştu. akşam 10'da yapılan törenlere katılan binlerce insan, bizlere en büyük coşkuyu yaşattılar. ve bir istekleri vardı, sivas hep sivas katliamı ile anılıyor, bu yüzümüzü kimse görmüyor. bu yüzümüzü anlatın, biz atatürk çocuklarıyız, dediler.

    ankara'da ise gar'dan anıtkabire yürüyüş, atatürk'ün mozalesine çiçek bırakma, anıtkabire ağaç dikme ve atatürk'ün gençliğe hitabesine karşılık, gençliğin ataya cevabını hep beraber okumak gibi genç mustafa kemallerin programlanmış son törenleri gerçekleştirildi.

    trenin durmadığı birçok kasabada, trenin geçişini bekleyerek ellerinde bayraklarla coşkumuza coşku katan bir türk halkı göze çarptı. demek ki türk halkı bazılarının düşündüğü kadar vurdumduymaz değil. önemli olan o insanların içine hapsedilmiş coşkuyu dışarı çıkarmak.

    hele hele duygulanıp ağlayan amcaları, teyzeleri görmenizi isterdim.

    ankara'da 90 yaşında bir amca ve aynı yaşlardaki eşi ağlayarak ve heyecandan kalp krizi geçirecek korkusunu bize yaşatırken söyledikleri sözler de çok anlamlıydı.

    amca : gençliği doğru şekilde yetiştiremedik diye üzülüyordum evlatlarım. sizin sayenizde artık gözüm arkada gitmeyeceğim. heyecanlandım diye korkmayın. şu anda ölsem razıyım. bu yaşıma kadar yaşamamın tek sebebi bu günü görmekmiş.

    genç mustafa kemal olarak isimlendirilmem neticesinde ve bu inanılmaz organizasyonda yer almam sebebiyle dünyanın en mutlu insanıyım desem yeridir. bazılarını rahatsız etsede, bu ağır sorumluluğu ömür boyu yaşatabilmek için çaba harcayacağım.
hesabın var mı? giriş yap