*

  • duygusal karmaşaları ele almayı hedefleyip, entrikanın direğinden dönerek anlamsızlığın kucağına düşen dizi türü.
  • boş zamanımızı dolduran, hoş vakit geçirmemizi sağlayan çıtır çerezler. (bkz: ilk öpücük) (bkz: gençlik rüzgarları)
  • en başta ortaya koydukları konular ve ilişkiler her ne kadar farklı olursa olsun, her bölüm geçtikçe birbirine benzeyen, benzetilen, benzemek zorunda olan bi kaç liseli ya da üniversiteli* zıptırık öğrencinin ortalıkta takıldığı dizilerdir. burada temel bikaç karakter vardır. bunlardan biri esas kızdır ki bu kız özgürlükçü, özgürlükçü olduğu kadar çılgın, çılgın olduğu kadar duygusal, duygusal olduğu kadar akıllı bi hatundur, okuldaki tüm sosyal lay lay lom olayları bu kız idare eder, hiç göstermese de kültürün allahına sahiptir ve illa ki bakire ve paris in helen i kadar `güzeldir:?`. bi olmazsa olmaz ise bu kızın ailesi pek mi pek sorunlı bi ailedir. sonra bi de esas oğlan vardır ki o da pek bi mert, yakışıklı, güçlü, kaslı, mantıklı bi çocuktur. elbette esas klzla esas oğlan birbirlerini severler. bakmayın oğlan dediğime, esas çocuğun ibnelikle uzaktan yakında hiç bi alakası olamaz çünkü o erkekliğin, zeus un bi simgesidir ama bu dizilerinde bi apollo su, bi eşcinseli de olmazsa olmaz. nedense de herkes çok çabuk kabullenir bu çocuğu, bağırlarına basarlar, ve diziyi izleyen kızları hasetlerinden çatlatacak kadar da yakışıklı sevgililer bulur bu ibneler kendilerine*. aynı zamanda verilmekten vazgeçilmeyen bi mesaj da vardır bu eşcinsel arkadaşın da illaki babasıyla sorunları vardır; böylece anlarız ki babamızla aramız bozulursa götü kaybedebilme ihtimali ortaya çıkmaktadır. ve elbette başka birileri de vardır bunlar genelde esas kız-oğlan ikilisinin en yakın arkadaşları, kardeşleri, yeğenleri, kuzenleridir. dizide ki gençlerden birinin ailesi de yine olmazsa olmaz bi şekilde çok anlayışlı kişilerdir, olamaz böyle ebeveynler başka diyarda düşüncesiyle her genç onlardan akıl almaya gider, onlar da mevlana misali evlerine her gelene öğütler verir ve her zaman mutlu sağlam ilişkilerini gençlerin önünde öpüşerek ve yiyişerekten ispat eder , tüm dünyaya gösterirler. bu gençlerin aşk hayatları bölümler ilerledikçe renklenir, saf aşklar bozulur, arada kavgalar çıkar, seyircinin her şeyin düzelmesi için dua etmesi beklenir ki herşey düzelir ama iki sezon sonra herşey kontroldan çıkar herkes birbiriyle yatmaya başlar, dizi karmakarışık bi ilişkiler batağına düşer, kaos olur, izleyici bu ne sikik iş diyip diziden kopmaya başlar, reytingler düşer, dizi dağılır ve ekip bir daha ki aynı temalı farklı bir dizi çekene kadar dağılır. diğer dizi başladığında yine herkes tuzağa düşüp ağzı açık izlemeye devam eder. sonra o da biter, başkası başlar ve başkası ve başkası....
  • izlemesi zevkli, varlığı gereklidir. özellikle şu sıralar, hazır yaz geliyorken, bundan şöyle sağlam bi tane patlatılırsa harika olur dizi sektörü adına. mesela nacizane bi tavsiye veriyim ben böyle bi düşüncesi olanlara, oturup bütün kavak yelleri ni, melekler korusun u falan izleyin sonra da orda ne varsa kesinlikle yapmayın. gerçi kavak yelleri nin senaristi değişene kadar ki kısmı çok güzeldi bak ordan esinlenebilirsiniz biraz. neler olmasın dizide derseniz hemen belirteyim arkadaş grubu olmasın, herkes bireysel takılsın yoksa grup yaptırmaya kadar götürüyorsunuz olayı. kimse tanıdıklarıyla yatmasın ya da en azından yatmamaya çalışsın herkesin bireysel sevgilisi olsun. onun dışında adı üstünde gençlik ya hani aile kavramını o kadar sokuşturmayın diziye. şu bekaret testi, oda hapsi numaralarını, tutucu aile zırvalarını yamamayın diziye. öğrenci olsunlar lan gerçekten, fotokopi çektirsinler, içip içip aşk acısı çeksinler ama öyle kampüsistan gibi de bokunu çıkarmayın yani. şöyle bi baktım da en iyisi dizi falan çekmeyin siz bunlar olmazsa içinde tutmaz zaten boşuna yorulmuş olursunuz.. ama keşke biri de şeetse be güzel olurdu bak..
  • okul olsaydı ama devam zorunluğulu, yazılı ve sözlüler olmasaydı, para gökten yağsaydı, çok vefakar arkadaşlar , ara sıra karşılaşılan manyaklar bulunsaydı, pireyi deve, deveyi pire yapsaydık hayat nasıl olurdu ? sorusunun televizyona aktarılmış cevabıdır.
  • herkesin yaşının üstünde bir olgunluk gösterdiği, karakterlerin adeta birer peygamber sabrında olduğu, sürreal ve kendi kendiyle dalga geçmeyi başarmış bir tanesi için (bkz: dawson's creek)
  • sinem kobal'sız düşünülemeyendir.
    hoş, arka sıradakiler kastında zat-ı muhteremlerinin boy göstermeyişi yürekleri sızlatsa da, hamdi alkan'ın yönetmenlik dehası sayesinde gerekli tırtlık mertebesine fazlaca ulaşıldığından, sinem kobal'sız versiyonları da nadiren ekranlarda dönebilmektedir.
  • bana örnek oluşturan dizilerdir. gencim madem, örnek alırım. sevgilimi biri düzer, ben de o adamın sevgilisinin annesini öperim, annesi o arada lezbiyen çıkar, sevgilimin ablasıyla yatar, bunu gören dedeler sikişir, dedelerin ortadaki olanı o birinin torunu olur. madem genciz, gönül rahatlığıyla kucak dolusu sikişsin, gençlik dizisi yapımcıları da sevinsin boşalsınlar. oh dear. ne güzel ya, hayatımızın tek derdi de böylece kurtulur. gençlik dediğin napar ki, sex ve alkol. oh oh, give it to me baby, aha aha!
hesabın var mı? giriş yap