• çok büyük beklentilerle izlemiştim. film eleştirmeni ya da 50li yıllardaki alman sinemasında şiddet örüntüleri semineri katılımcısı falan da değilim. o düzey benim için uzay.

    izlerken müthiş bir çözümleme ve ağır tespitler bekledim. pek fark edemedim. sosyal eleştiri de alamadım. göndermeler konusunda bir şey algılamamayı kendi cahilliğime vereyim hadi. adamlar gönderme yaptı da ben anlamamışımdır.

    amaçsız geldi bana.
  • çoğu almanca ama bir kısmı da ingilizce ve başka dillerde olan film.

    üç öyküden oluşan filmdeki öykülerin adları şöyle:

    - final girl
    - make a wish
    - alraune

    öykülerin olay örgüleri ve çekimleri, oyunculukları baz alınırsa, en çok beğendiğim "alraune", en azı da final girl. make a wish ise diğer ikisinin ortasında kaldı.

    türün hollywood işi yapıtlarından kesinlikle daha iyi. kötü değil. çok iyi değil. sadece, iyi.
  • almancadan ıngilizceye gecmis ender kaliplardandir. almanların diger ülkelerdeki çekingen ve endiseli olma durumundan esinlenilmiştir.
  • almanların karakteristik olarak siyasi ve sosyal gelişmeler konusunda oldukça tereddütlü olmaları, bireysel veya topluca aldıkları kararlarda hep bir endişe altinda olmaları kabûlüne dayanan ifade.
  • genelleme yanlış olsa da sürekli bir kontrol altında tutmaya çalışma çabası, sürekli bir acaba goethe gelir miyiz endişesi vardır almanlarda.
hesabın var mı? giriş yap