• (bkz: ayrılık).
  • çekip gitme isteğini uygulayış.
  • bir oruc aruoba siiri;

    " nereye- ne yere- gittigini, gidecegini,
    gitmek istedigini bilmeyen kisi icin,
    her yol aldaticidir.

    bir yol, bir yonde yurunmekle varolur.

    yola cikan kisi, yolun gerektirdiklerini
    sonuna dek kabullenmek zorundadir.

    yola bir kez cikmis kisi, dursa bile,
    artik, hep, yolda kalacaktir.

    kendi yolunu bulamayan,
    butun yollari bosuna yurur.

    yerinden huzursuz olan kisi, yola duser
    -yeni bir yer bulmak icin olmasa bile,
    biraz yurumek yol almak icin...

    yolunu kendin yuruyebilmek icin,
    yonunu kendin koymak zorundasin.

    yurunmemis yol yol degildir.

    sahici yurume,
    yol acmadir.

    insanin ozgurlugunun temeli,
    kendisinden once zaten acilmis, belirlenmis
    yollarda yurumek 'zorunda' kalarak,
    yonlendirilmektedir
    - ozgurluk de, yol acabilmektir.

    zaten, hep, kirik-dokuk, param[arca iliskiler
    birakip ardinda, boylesine
    yikici, yirtici bir yolda yurumuyor mu
    yasam?

    yola cikan kisinin tek 'yardimci'si,
    yolu, yaninda, onunla birlikte yuruyendir
    - yoldastir...

    yolcuya, yurunmeden, 'yardim' edilemez.
    - duran, yuruyeni anlayamaz.

    insanlar yanyana yurumesini bilmiyorlar ki-
    hep birbirlerinin ustune ustune yuruyorlar.

    homerosun deyimi hala gecerli:
    cogunluk, insanlarin neredeyse hepsi,
    'bir(er) yuk olarak yasiyorlar yeryuzun(d)e'..."
  • ''gidiş yolunu en iyi, dönenler bilir.. bilenler de dönmez ama..''

    özdemir asaf
    yuvarlağın köşeleri
  • “süzüldü gitti martı
    gölgesini sürüyerek
    esintinin içinden
    güneşe.

    gök bulutlandı
    kum ürperdi
    gül dalgalandı
    deniz eskisi gibi.”*
  • "gidişi yollar değil, adamlar var kılar.dönüşü de adamlar değil yollar.."
    (bkz: özdemir asaf)
    (bkz: yuvarlağın köşeleri)
  • birhan keskin şiiri:

    "senin gözlerin benim gerçeğim
    (sendeki telaşa onlarla inandım)
    bakmıyor bana, benden uzakta

    aramızdaki mesafede gerilen
    bir teli inletiyorum seninle
    sesi ben duyuyorum tek,
    bir şey duyduğu yok kimsenin
    benden başka.

    bir hülyanın hatırasında
    kasıp kavuruyorum kendimi
    diyorlar ki, hayat yalandır,
    aşk da.
    nasıl inanırım, o;
    olmak istemiş de olmamış
    bir yarım nefes gibi şuramda.

    sana dokunamayacak kadar
    ürkek kalmış olduğum bu mesafeden
    dön/erken sen
    önce ayaklarının gerçekliğine inandır beni,

    inanmak istesem de
    senin gidişin yalandır bende.”
  • gıdıkın bir diger adi. cene kisminda birikmis yag, sarkar kimilerinde titresir yururken konusurken, kimilerinde sevimli mincirilasi durur.

    en meshur gıdışlardan biri seda sayan'inkiydi aldirmadan evvel tabii ki.. siyasetcilerin bir cogunda, gut olma yolunda ilerleyen kisilerde, irsi olarak buyuk aile bireylerinden miras kalanlarda kacinilmaz olarak gorulmektedir..

    gidisini sevsinleeer diye sevildikleri cok gorulmustur sahibi olanlarin.. boole iste

    (bkz: gıdık)
  • kabul görmemekle açığa çıkar.

    işteşlik eki sahibi olması, yüreğinizin o an için karşıt görüş bildirmesindendir bedeninize.

    "gitmek" daha güzeldir mesela. biri arkanızdan "gitti" dediğinde bir anlam taşır en azından.

    gidiş, henüz vazgeçememektir. soru işaretini büküp, ünlem yapmaya çalışmaktır, kaba kuvvet kullanarak.
  • 'gidiş

    bu gece ay sarkıyor ömrüm üzerinden
    bavulumu toplamışım canım derlenmiş
    şarkı söyleyin diyorum ben giderken

    damıtılmış şarap da katmışım aşka
    kurutulmuş çiçekler cama derkenar
    gittim kaç ağaç geçtim bilemem

    nerde günlük tutuyorum evim orası
    telefon defterim ah rakam mezarları
    bir han adı: ıhlamur gölgesi
    kaç kez kaldım kaç kez ayrıldım

    bu gece ay savrulur ömrüm üzerinden
    kıvılcım bende, yağmalanan kül
    yağmalansın'

    görüldüğü gibi bir hulki aktunç şiiridir. hem de muhteşemdir.
hesabın var mı? giriş yap