*

  • turk musikisinin yetistirdigi en buyuk bestekarlardan biri, 17. yuzyilda yasamistir. sarayda yetismistir cogu bestekar gibi. en bilinen eseri ise hicaz makamindaki "nideyim sahni cemen" adli saheser yoruksemaidir.
  • 3. selim döneminin en önemli müzik adamlarından biridir. aynı dönemde birden fazla sadullah ağa olması ve hepsinin de enderûn mensubu olması nedeniyle hakkındaki biyografik bilgiler oldukça derin araştırmalar istemektedir. buna son yeltenen de yılmaz öztuna olmuştur.

    sadullah ağa 1730'da doğmuş. fatih camii müezzinlerinden hâfız kerim efendi'nin oğluymuş. enderûna girip asker olarak isim yapmış, 1768-74 rus harbine katılmış. kimi kayıtlara göre bu savaş esnasında, siperde elinde yanlışlıkla patlayan tabancanın korkusundan ölmüş, kimi kayıtlara göre geri gelip enderûndan ayrılıp saray muhasipliğine başlamıştır. ali rıza bey'in aktardığı sadullah ağa hatıraları, sonradan zıyâ şakir'in bir romanına konu olmuş hatta filme alınmıştır. bu filmde sadullah ağa'yı münir nurettin selçuk, sevgilisini de perihan altındağ sözeri oynamıştır. 3. selim'in gözde cariyelerinden birine tutulan sadullah ağayı padişaha ispiyon ederler. 3. selim bu densizliğe çok kızar. sorup soruşturmaksızın idamına karar verir. sadullah ağa'yı tutup hapsederler. lakin selimin ani parlayan sonra geçen öfkesini bilen saray adamları idamı bahanelerle oyalarlar. "padışahım iki bayram arası idam olmaz" filar derler herhalde. işte o sadullah ağa, kilit altındayken ilhama gelir. uzun zamandır ellenmemiş bir makam olan "bayati araban" bir beste yapar. besteye hemencecik de söz yazar. uğruna zindanlara düştüğü rakkase/ cariyenin adının geçtiği ve "padişahım lutf'edip mesrûr-ü şâd eylê beni" dizelerini selim duyar. geceleri duyulan bu eserin sahibini merak eder idamını istediği sadullah olduğunu öğrenince hemen vazgeçer. idamı geciktirenleri de ödüllendirir. eserin devamını dinlediğinde "mihrbânım" lafını duyunca da büyük aşka hörmet eder ve cariyeyle sadullah ağa'yı evlendirir. ağa da saray fasıl heyetinin şefi olarak kalan ömrüne devam eder.
  • üçüncü selim devrinin dede efendiden sonra gelen en büyük bestekarıdır... ondan sonra da üçüncü selim üçüncü en iyi bestekar olarak gelmektedir... hakkında bir rivayet vardır ki bize hikayet etmek düşer, şöyle ki:
    üçüncü selim, sadullah ağa'yı iffetinden ötürü hareminde musiki eğitimi vermek için görevlendirir... fakat sadullah ağa'nın bu temrinler sırasında gönlü bir dilbere kayar. bu dilber padişah'ın cariyelerindendir... bunun üzerine fark edilen bu birliktelik sonucu padişah üçüncü selim, sadullah ağanın idam emrini verir... üçüncü selim'in hiddetinin geçeceğini düşünen vezirler sadullah ağa'yı öldürmek yerine bir zindana atar... sadullah ağa'da zindan da musıki ile uğraşmaya devam etmektedir... bir beste yapar ve yanında gidip gelen talebelere bunu öğretir... bir akşam padişah huzurunda terennüm edilen bu beste padişah tarafından dikkat çeker... bu güzellikte bir besteyi ya dede efendi, ya sadullah ağa, ya da kendisi yapabilir... dede efendi öldüğüne göre, sadullah ağa ölmemiştir çünkü bu besteyi kendisi yapmamıştır... vezirlere sorulur ve gerçek öğrenilir... padişah da sadullah ağa'yı affeder... işte hal budur ki osmanlının yükselme dönemiyle o dönemlerinin farkı tam da budur... yükselme döneminde bir padişah emir verdiyse o emirden kolay kolay dönülmezdi... yani o padişah fatih olsaydı hem sadullah ağa'yı hem de emri yerine getirmeyen vezirleri idam ederdi ama o dönemdeki otorite zaafı burda görülmektedir... sadullah ağa'nın af bestesinde şöyle manidar sözler geçiyordu:
    pâdişahım, lûtfedib mesrûr-u şâdeyle beni,
    nâümidim, bir nazar kıl bermurâdeyle beni.
    hâtırımdan bir nefes gitmez dua-yı devletin
    sen de ey kân-ı kerem lûtfunla şâdeyle beni. "
    bizden hikayeti...
  • sadullah ağa denince bayatiaraban, bayatiaraban deyince de önce padişahım lutfedip mesrur u şad eyle beni, sonra rakseyleyicek naz ile ol afet-i mısri akla gelmeli. gelmeli ki insan keyiflenmeli.
  • 1760 - 1808 yılları arasında yaşamış türk musikisi bestekârı. sultan 3. selim dönemimde sarayda musiki hocalığı yapmış hatta 3. selim'e bile musiki dersleri vermiştir.
    (bkz: islam ansiklopedisi) nin ilgili maddesinde şöyle magazinsel bir olaya da yer verilmiştir:
    sâdullah ağa haremde câriyelere ders vermeye başladıktan sonra mihriban adlı bir câriyeye ilgi duyar. bunu öğrenen ııı. selim sâdullah ağa’nın idam edilmesini emreder. ancak padişahın sâdullah ağa’ya olan sevgisi bilindiğinden idam hükmü infaz edilmez ve bestekâr bir müddet zindanda tutulur. sâdullah ağa zindanda iken meşhur bayatî-araban takımını besteleyerek talebelerine de meşkeder. bu eserler sarayda bir fasıl icrası esnasında okununca padişahın dikkatini çeker ve bestekârını sorar. hacı sâdullah ağa tarafından bestelendiği cevabını alınca böyle bir bestekârın ölümüne sebep olduğundan dolayı çok üzülür. ancak idam emrinin geciktirildiği ve sâdullah ağa’nın hayatta olduğunun bildirilmesi üzerine padişah bestekârın serbest bırakılmasını emreder ve onu mihriban ile evlendirir. başka kaynaklarla doğrulanmayan bu olay, ziya şakir soku’nun sadullah ağa romanına konu olduğu gibi, bu eser esas alınarak 1950’de sâdullah ağa’yı (bkz: münir nurettin selçuk)’un, mihriban’ı (bkz: perihan altındağ sözeri)’nin canlandırdığı (bkz: üçüncü selim'in gözdesi) adlı bir film çevrilmiştir.
hesabın var mı? giriş yap