*

  • 1956 yilinda istanbul'da dogmus heykel sanatcisidir. anadolu'da yasanmis tum medeniyetleri agricultural bir boyutta ele aldigi ve ankara anadolu medeniyetleri muzesinde 1997 yilinda (bkz: yanilmiyorsam) sergilenmis olan yeryuzunun bellegi koleksiyonu en sıkı lerinden biridir.
  • irak dunya mahkemesi bunyesinde darphane i amirede isleri sergilenen sanatci
  • bu yıl, 9. uluslararasi istanbul bienalinin yan etkinliği olarak sarkusyan binası'nda 60 milyon yaşında isimli bir düzenleme gerçekleştirmiştir.
  • borusan'da sergilediği kayık ve kürekler yerleştirmesi de önemli yapıtları arasında sayılabilir, zira aynı yapıtı kore busan bienali'nde de sergilenmiş, orada da büyük ilgi toplamıştır.
  • 1984’te ispanya’da sargadelos uluslararası seramik semineri’nde anadolu seramikleri konusunda konferanslar vermiş, aynı yıl unesco’nun istanbul-göreme koruma kampanyası’nın madalyalarını hazırlamıştır.
  • 1987-88’de istanbul ataköy 9.kısım üniteleri arasına yerleştirilmek üzere hitit çiviyazısını yorumladığı 13m uzunluğunda, 6.5m yüksekliğinde, üstü mavi türkuvaz sırlı tuğlalarla kaplı, betonarme bir heykel yapmıştır. 1990’daki 2.minos kumsal sanat sempozyumu çerçevesinde düzenlenen “yeni akdeniz kültürel kimliği” sergisine ykş.2m yüksekliğinde ve 80cm genişliğindeki bakır bir kitabın üç sayfasından oluşan denizi seven küre’nin kitabı adlı işiyle katılmıştır. aynı zamanda plastik sanatlar derneği’nin kurucu üyeleri arasında yer alır.
  • 1985 tarihli kır-gör yerleştirmesiyle çok etkileyici bir iş çıkarmış olan ve o zamandan bu zamana gerek arkeolojiye gönderme yaparak, gerek de savaşın yıkımını hatırlatarak malzemenin, mekanların ve şehrin belleğini arayan, unutulmuşu su yüzüne çıkaran sanatçı.
  • eski sandalyelere monte edilmiş afrika maskeleriyle, türkiye’den fransa’ya göç etmiş kişilerin taşıdığı eski valizleri bir araya getiren yerleştirmesinin ismi bana kendini getir'dir.

    valizlerin, büyüteçlerin, varakların, sarıların, yolun ve maceranın yanında, aynı isimde -bana kendini getir- bir de şiiri vardır ki... ne söylesem eksik kalır:

    şöyle söyledi mekan:
    beni ilk gördüğün zamanki heyecanlarını getir,
    her biri bir başka işinde sana yol olan.
    bana kendini getir.
    her bir parçanın dünyaya karışmış olanından geriye kalan.
    bana eski misafirlerimden bir parça getir,
    hani senin de şu çok sevdiğin,
    yan yana dizili 19 kişinin bize bakan yüzlerini taşıyan.
    kurimbu köylülerinin yekpare ağaca yonttuğu,
    her birinin hikayesi uzaklara boş bir bavul asılı kalmış olan.
    bana 19 bavul getir,
    her biri başka birinin belleğini saklayan.
    bana kaybolduğum bütün anları getir,
    merceklerden bakıp zamanın izlerini süreceğin.
    bana eski sandalyelerimi geri getir,
    her biriyle başka bir belleği kavuşturacak olan.
    bana rumi'nin şiirini getir.
    "her gün bir yerden göçmek ne iyi.
    her gün bir yere konmak ne güzel" diye başlayan,
    "ne kadar öz varsa düne ait.
    şimdi yeni şeyler söylemek lazım" diye biten.
    bana insanlar getir,
    her biri geldiği yerin tesellemecisi olan.
    bana hayallerini getir,
    yaşarken beni baştan ayağa sen yapan.
    bana kendi belleğimi getir,
    hasretle karşılaşmayı beklediğim.
    bana her şeyi getir,
    her biri bir başka şeyin her şeyi olan.
  • sessizlik bozulmasın diye çiçekler kokularını salmadı adlı bir sergi katalog kitabı vardır.
  • salt beyoğlu 'nda ki sergisini gezdim geçtiğimiz hafta sonu.

    epey etkilendim. valizler ve tam karşısında canavarlı resimli ahşap sandalyeler ve taş toprak doğa medeniyet beşiği konulu alan (yeryüzü belleği) oldukça ufuk açıcıydı. hakeza arka fonda çok sıkıldım seslerinin duyulduğu onca çığlık atan resimin olduğu bölüm de.

    eve döner dönmez detaylı araştırdım portfolyosunu cumhurbaşkanlığı köşkünün tavan tasarımlarını da handan hanım yapmış, hem istanbul hem paris iki şehirde yaşıyor.

    sevdim. yaptığı işler artsın çoğalsın. sanat, sanata değer vermek bunlar mühim konular mirim.

    hürmetler.
hesabın var mı? giriş yap