• law abiding citizen ile birlikte bu yıl karşımıza gelen kendi adaletini yaratan adam serisinin ingiltere ayağı. michael caine'in başrolde olduğu film, dul ve emekli bir subayın, yaşlı komşusunun sokak çetesi tarafından öldürülmesinin ardından girdiği temizlik işinde son derece başarılı olmasını ve haşereleri kısmen de olsa yok etmesini konu alıyor. biri gran torino mu dedi?

    13 kasım'da gösterimde.
  • (bkz: harry kewell)
  • son dönemde izlediğim en başarılı çatışma sahnelerine sahip olan film. harry brown'un türkiye şubesi için: (bkz: ramiz dayı)
  • gran torino olabilmesi icin elli firin ekmek yemesi gereken film. kendi basina degerlendirirsek cok da fena degil. yasli bir adam ve bir sokak cetesi etrafinda donen birkac olaydan ibaret zorlama bir epik hikaye. ne yuruyecek mecali olmadigi intibai veren harry brown'un kahramanliklari inandirici, ne bar sahibi sid'in uc nokta bir dusmanliga keskin donusu samimi, ne sekilde bakarsan sikinti yaratiyor film. finali desen, yuz kisiye sorduk doksan dokuzu boyle olsun istedi turunden.

    michael caine buyuk oyuncu. ama harry brown rolunu oynayacak oyuncu degil. naif adam michael caine. torunlarini sevecek, satrancini oynayacak, muhabbet edecek, o rollerin surati. istedigin kadar kahramanca bir gecmisini sun once, elinde silahi dogrulttu mu tetigi cekmez bu adam abi dedirtir. frampton rolundeki dedektif kiz. diyorum kim bu emily mortimer, nerden hatirliyorum. meger match point'tenmis. cok tatli kiz. kirsten dunst'in esmer ikizi.
  • film iyi miyidi? gran torino dan kötü müydü?.... bilmem ben de filmi bitirdiğimde 6.5/10 puan civarı verdim....
    ama michael caine babanın o yaşlı ve yorgun karizması, göründüğü her sahneyi doldurması büyük keyif veriyor.... ya adam gençliğinden daha karizmatik ve iyi bi oyuncu oldu çıktı.....
  • bence michael caine'in, dirty harry'liğe soyunmadığı, harry brown'un sakinliğine sığındığı bir film olmuş. sosyal mesajını da sadece alice'in üzerinden vermesi, fazlasıyla dar olan kurguyu genişletmesi açısından işe yaramış. sürükleyici diyemem belki ama rahatlıkla olaydan koparmıyor diyebilirim.

    "polis sizin dostunuzdur, arkadaşınızdır"

    pisliğin içine dalışı, bir dostun intikamını almaktan çok geçmişe özlem gibi. zaten şu amerika'nın emekli subayları, filmlerde çokça kullılan iş bitirici tipine uygun karakter yapıları. yalnız michael caine bu emekli subay karakterine bürünürken, "emekli dul ve yetim" havasından kurtulamamış. ben uyduramadım açıkcası. bu durumun da üzerinde eğreti durmasına gönlüm el vermedi. keşke hep birasını içip, evine dönseydi ve çocukların arasına dalıp hikâyeler anlatan, durumu kurtaracak oyunlar oluşturan adam olarak takılsaydı.

    izlerken; anarşizmin meyvesi ve hatta içten içe çöken bir adalet sistemine tükürükler/küfürler savuran çocuklara silahla değil de, emekli bir subayın askerlikten arınmış beyniyle karşılıklar verseydi dedim durdum. olmadı, silahı görünce subay oldu baba.

    yine de aslında; harry brown olmak değil de harry brown'a geri dönmek zorunda kalma halini iyi yansıtmış. ben beğendim hakikaten*, sleuth'ların intikam havasından çok uzak, dirty harry'nin balgamına çok yakın olmuş.

    etraftaki pisliklerin benzerliğinden sanırım.
  • bu filmi izleyen herkesin aklına gran torino gelmiş ama bana nedense the brave one filmini daha çok anımsattı.
  • bu filmle yapilmaya calisilan her seyin cok daha iyisini gran torino'da bulabileceginiz yapim. caine kendini izletiyor ama yetmiyor. harry brown bir intikam oykusu olarak sunulsaydi cok daha iyi olurdu ama onun yerine kisisel adaleti yucelten bir sekilde karsimiza cikiyor. hele dunyayi siyah ve beyaz cizgilerle ayirip hayat oykulerini bize tek yonlu sunan tarafi yok mu... iste orada kaybediyor.
  • daniel barber'in ikinci filmi harry brown'da başrolü, büyük hayranlık duyduğum michael caine üstleniyor... eşini kaybettikten kısa bir süre sonra, harry'nin hayatta kalan tek arkadaşı da bir sokak çetesi tarafından öldürülür... oldukça yaşlı bu eski asker, kaybedecek hiçbir şeyinin olmadığı bu noktada bir karar alır... sokaklarda terör estiren ve polisin dahi müdahale etmeye çekindiği bu çeteyi tek başına yok etmek...

    ancak, planında adım adım ilerleyen harry, olayların kaynağına indiğinde farklı bir yol ayrımına gelecektir... empire dergisinin bu film üzerine "king of cool" diye tanımladığı michael caine'in nefesimizi kestiği film, yine defendor filminde olduğu gibi, suça suç ile karşılık vermenin kabul edilebilirliği üzerine etik bir tartışma yaratıyor...
hesabın var mı? giriş yap