• (bkz: hatay'ın suriye'ye katılması) gibi saçma sapan bir başlık görmemle aklıma gelen bir mustafa kemal atatürk sözüdür.

    tam hali "40 asırlık türk yurdu düşman elinde esir bırakılamaz. hatay benim şahsi meselemdir. hatay’ı mutlaka alacağım" dır.

    atatürk'ün hatayı ne kadar önemsediğini, anavatana katılması için ne mücadeleler verdiğini bilmeyenler, unutan ya da unutturmak isteyenler için birkaç şey yazmak istedim.

    hatay ekim 1921'de fransa ile yapılan ankara anlaşmasına göre fransa idaresindeki suriyeye türk bilinci korunmak, türk dili yaşatılmak ve özerk bir yönetim olması şartı ile bırakıldı. uzmanlara göre bu şartlar hataydan vazgeçmeyeceğimizi zaten gösteriyordu. sadece dönemin şartları bunu gerektiriyordu.

    yıl 1936'ya geldiğinde fransa tüm haklarını suriyeye devrederek bölgeden çekildi. bu ankara anlaşmasını ihlal anlamına geldiğinden fransa da geri atmadığından konu birleşmiş milletlere taşındı. fransa yine geri adım atmayınca türk ordusu hatay sınırına yığıldı. atatürk ilerlemiş hastalığına rağmen ordumuzun adana ve mersindeki geçiş törenine katılmış bu adım da fransaya geri adım attırmıştır.

    önce hatayın özerklik statüsünü türk ve fransız askerlerinin korumasına karar verilmiş. sonrasında hatay cumhuriyeti ilan edilmiştir. avrupada artan nazi tehtidi sonrası fransa askerlerini çekmiş ve hatay meclisi anavatana katılma kararı alıp 1939'da katılmıştır.

    atatürk, 29 ekim 1937’de katıldığı son cumhuriyet balosu’nda, fransız büyükelçisine, “…büyük meclis’in kürsüsünden milletime söz verdim. hatay’ı alacağım. milletim benim dediğime inanır. sözümü yerine getiremezsem onun huzuruna çıkamam…” demiştir.

    özetle;
    artan suriyeli sayısı, şehrin demografik yapısındaki değişiklik can sıkıcı olabilir. buna önlemler alınması gerekir. isyan edilebilir. ama
    her karış toprağımız gibi hatay da bu ülkenin namusudur. suriye toprağı oldu, olacak vs diyerek normalleştirilmemelidir.

    hatay ilelebet türk toprağı olacak, türkiye cumhuriyeti de ilelebet yaşayacaktır. bizim inanmamız gereken budur.

    ey türk gençliği! birinci vazifen; türk istiklalini, türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
  • "40 asırlık türk yurdu düşman elinde esir bırakılamaz. hatay benim şahsi meselemdir."
    mustafa kemal atatürk
  • belkide sırf bu yüzden düşmanlar hatay'a
  • bu sabah hatay'dan şu fotoğrafları görünce aklıma gelmiş ve duygulandırmış cümledir. fotoğraflar
    hatay bize atamızdan mirastır. kendisinin hasta yatağından kalkıp giderek hatay için mücadele ettiğini biliyoruz. artık bizim de şahsi meselemiz olmalıdır.
  • pek bilinmez belki ama hatayda sandığınızdan çok daha fazla atatürk sevdalısı insan var. ırkı, dili, dini ne olursa olsun atatürk diyorlar hep.
  • benim şahsi davam

    mustafa kemal’in kafasında hatay’ın vatan topraklarına katılması konusu her zaman birinci önceliğini koruyordu. atatürk’ün “kırk asırlık türk yurdu düşman elinde kalamaz” söylemi hatay konusundaki düşüncesini belirtiyordu. atatürk, 1 kasım 1936’da tbmm açış konuşmasında “...milletimizi gece gündüz meşgul eden başlıca büyük mesele, gerçek sahibi öz türk olan iskenderun, antakya çevresinin geleceğidir. bunun üzerinde ciddiyet ve kesinlikle duruyoruz” demişti. hatay fransız işgali altındaydı ve konu milletler cemiyeti’ne aktarılmıştı. atatürk fransız büyükelçisine, “hatay benim şahsi davamdır. şakaya gelmeyeceğini bilmelisiniz” dedi. fransızlar, hatay için silah gücünün kullanılacağını anlamaya başladılar.

    atatürk’ün son hastalığı 1937 yılı kış aylarında baş göstermiş ve karaciğer hastalığı 1938 yılının ocak ayında saptanmıştı. bursa’da yapımı biten merinos fabrikasının açılış törenine katılmak için yalova’ya geldiğinde kendisini muayene eden prof. dr. nihat reşat belger, karaciğerinin büyüdüğünü ve biraz da sertleştiğini saptamıştı. kesin tanı için ankara’dan çağrılan neşet ömer irdelp de bu görüşe katılmıştı. böyle olmasına karşın 2 şubat’ta merinos fabrikası’nın açılış törenini izleyen atatürk, üstelik akşam düzenlenen baloda da sarı zeybek oynamıştı.

    dünyaya mesaj

    o sıralarda hatay sorunu en üst düzeyde seyrediyordu. atatürk, cumhurbaşkanlığı görevlerini aksatmadan yürütmeye ve özellikle çok önem verdiği hatay sorununu çözüme ulaştırabilmek için bütün gücünü toplayarak hasta görünmemeye çalışmıştı. bununla birlikte 28 şubat 1938’de balkan dışişleri bakanlarına verilen yemek öncesi burun kanaması geçirdi. 6 mart 1938’de çankaya köşkü’nde yapılan muayenede karaciğerde büyüme saptandı. atatürk’ün hastalığına dair ilk resmi bildiri 30 mart 1938’de yayınlanmıştır. bu arada hatay konusu ciddiyetini koruyordu.hatay konusunda, her türlü girişimde bulunabileceğini göstermek için bütün dünyaya bir mesaj vermek istiyordu. 19 mayıs 1938’de ankara’daki törenden hemen sonra trenle adana’ya hareket etti. hastalığını umursamıyordu. çukurova bölgesinde 5 gün süren bir yorucu gezide hasta olmasına rağmen askeri birlikleri denetledi. çok yorulduğunu hissedince askeri geçidin sonuna doğru “marş-marş ile geçsinler” diye emir verdi..

    amacı, bütün dünyaya ayakta olduğunu ve hatay davasından ödün vermeyeceğini göstermekti. bu aradada fransa’yla yapılan bir anlaşma gereğince, kurmay albay şükrü kanatlı kumandasındaki birliklerimiz hatay’a girdi. 13 ağustos’ta seçimler yapıldı ve hatay cumhuriyeti kuruldu. 2 eylül 1938’de hatay cumhurbaşkanlığına tayfur sökmen seçildi. atatürk ölmeden önce bu gelişmeleri görmek ve duyumak mutluluğuna erişti. hatay cumhuriyeti 9 ay sonra, 30 haziran 1939 tarihinde türkiye’ye katılma kararı aldı. hatay devleti sınırları türkiye-suriye sınırı olarak kabul edildi. 23 temmuz 1939’da hatay türkiye devleti’ne dahil oldu ve hatay vilayeti kuruldu.anayurdun bölünmez, vazgeçilmez bir parçası olan hatay anayurtla bütünleşti. hataylılar yaşamlarının son günlerine kadar hatay için çalışan atatürk’ü hiçbir zaman unutmadı.

    kaynak
  • demişti... belkide o nedenle...
  • canım atam kemikleri sızlamıştır.

    "hatay benim şahsi meselemdir. meseleyi fransız büyükelçisine ta başta açıkça ifade ettim. dünyanın bu durumunda böyle bir meselenin türkiye ile fransa arasında silahlı bir ihtilafa yol açması katiyen söz konusu değildir. fakat ben, bunu da hesaba kattım ve kararımı vermiş bulunuyorum. şayet ufukta bu yolda binde bir ihtimal belirse, türkiye cumhuriyeti başkanlığından ve hatta büyük millet meclisi üyeliğinden de çekileceğim. ve bir fert olarak bana katılacak birkaç arkadaşla beraber hatay'a gireceğim. oradakilerle el ele verip mücadeleye devam edeceğim." mustafa kemal atatürk

    "türkiye de 7 temmuz 1939"da 3711 saylı yasa'yla"hatay ilini" kurarak bağlanma işlemini tamamlamış, 23 temmuz 1939'da yapılan tören ile hatay türkiye' ye katılmıştır. böylece türkiye, hatay konusunda amacına ulaşmış, kırk asırlık türk yurdu düşman elinde esir kalmamış, atatürk'ün bu konudaki isteği ve özlemi gerçekleşmiştir."

    sökmen, t.(1978). hatay'ın kurtuluşu ıçin harcanan
    çabalar. ankara: ttk yayını
  • (bkz: affet atam)
  • hatay bizim de şahsi meselemiz.
    göz bebeğimiz.
    yeniden inşa edeceğiz.
    memleket olarak yeniden o şehri var edeceğiz.
    malatya, adıyaman, kahramanmaraş gibi.
hesabın var mı? giriş yap