• (helle denizi demektir) orkhomenos kralı athamas’ın nephele adındaki karısından helle isminde bir kızla, phriksos adında bir oğlu dünyaya gelmişti. kralın ino adındaki ikinci karısı kral athamas’ı üvey oğlu phriksos’u zeus’a kurban etmesi konusunda kandırdı. fakat çocuk kurban edileceği sırada baştanrı, hermes ile altın yapağılı bir koç gönderdi. bu hayvan insan gibi konuşur ve havalarda uçardı. nephele, oğlu phriksos ile kızı helle’yi koça bindirdi ve koç havalandı, doğuya doğru yol aldı. iki çocuk, onun tüylerine sımsıkı sarılmıştı. az sonra korkuları kalmadı. aşağı baktılar, gördükleri manzaraya hayran oldular, ne yazık ki, tam propontis (marmara)yı ege denizi’ne bağlayan boğazın üzerine geldikleri zaman helle, aşağı düştü. şimdi bizim çanakkale boğazı dediğimiz yere düştüğü için, o zaman onlara helles pontos denildi. phriksos’a gelince; o, kolkhis’e vardı. koçu kurban edip, postunu kral aeetes’e verdi.
  • mitolojik kökenli kelime. atina kralının iki cocugundan birisini adi helle digeri phriksos'tu yanilmiyorsam. uvey anne oyun edip cocuklari oldurecekken gokten inan altinpostlu koç cocuklari kapip kacirir. ancak gokyuzunde kafkasyaya dogru yol alirlarken helle düşer ve bogularak olur. düştü yer canakkale bogazidir. bu yüzden bu noktaya hellespont denir.
  • kserkses yunanistan seferi sirasinda askerlerini geçirmek için buraya gemilerden tahta bir köprü kurmak istemis; ancak, firtina yüzünden son anda köprüyü tutan halatlar kopunca hiddetlenerek nankör addettigi helles pontosa üç yüz sopa vurulmasini, ayrica da kizgin demirle daglanmasini emretmistir. sonra bununla da yetinmemiş istihkâmcılarının kafalarını vurdurmuştur..
  • (bkz: hellespont)
hesabın var mı? giriş yap