aynı isimde "homeland (roman)" başlığı da var
742 entry daha
  • daha önce hiç bu başlığa yazmadım, şimdi izninizle birkaç şey karalamak istiyorum.

    dizinin ilk bölümünden itibaren burayı da okuyarak paralel bir şekilde ilerledim. yetiştim ve herkesin kafasında düşündüğü kimi sıkıntılara değinerek kendi çapımda çözümlemelere ulaşmaya çalışacağım.

    homelandsever kardeşlerim umarım keyifle okurlar, katılmadıkları şeyler olursa lütfen mesaj atsınlar oradan tartışalım.

    4x10 spoiler'ı için en aşağı direkt inebilirsiniz.

    ***

    bu dizinin iki ayrı dizi olması lazımdı, çünkü dizi 4. sezonda bambaşka olaylar silsilesiyle ilerliyor.

    mesela ilkinin adı şu anki haliyle 'homeland', ikincisinin adı 'homeland, the collapse of terrorism' gibisinden. 4. sezondan itibaren de ikinci isim ile devam etmeliydi, ancak olmadı, yapmadılar.

    herkesin dem vurduğu 4. sezonun ilk 3 sezondan kopuk olması da tamamen türkiye'nin suçu. çünkü adamlar iran'la bağlantıyı gerçekleştirmişler, araya ismen veremeseler de dolaylı yoldan gerçek kuruluşların yediği bokları eklemişlerdi. üzerine carrie istanbul'a tayin olacak ve rıza zarrab ile iran'a uygulanan ekonomik ambargonun nasıl kırıldığını yine dolaylı yoldan göstereceklerdi. bunu hedefleyen bir dizi vardı ilk 3 sezon, hatta hatırlarsanız hsbc yerine hlbc yapmışlardı banka ismini. 4. sezonda da reza zarrab yerine, misal mehmet varyemez diye birini uyduracaklardı, daha sonrasında dizi yürüyecekti. sezonlar arasında kopuş olmayacaktı. hatta iyi bir dj'in bir şarkıdan diğer bir şarkıya ustalıkla geçişi gibi geçecekti dizi 3'ten 4'e.

    ancak olmadı hepimizin de bildiği üzere: homeland'in türkiye çekimlerinin engellenmesi. evdeki hesap çarşıya uymayabiliyor kimi zaman. akp'nin diziye izin vermemesi sebebiyle dizi bok gibi kaldı. adamlar da mecburen bir şekilde haqqani diye bir karakter uydurup, diziyi taliban isimli terör örgütü üzerinden yürütmeye karar verdiler.

    işte bu sebeplerden ötürü, 4. sezonun ilk bölümlerinden itibaren tamamen başka bir dizi ama aynı oyuncuları izlemeye başladık. ilk bölümlerde de karakterlerin izleyiciye aktarılması ve yepyeni bir kurgunun ne olduğunun anlatılabilmesi için böyle bayık bayık ilk bölümler izlemek mecburiydi. altyapıyı oluşturduktan sonra da verdiler gazı.

    ***

    --- 4.sezon spoiler ---

    şimdi benim anlamadığım birkaç husus var:

    1) madem türkiye izin vermiyor, neden başka bir şehirde çekip istanbul diye yutturulmuyor? istanbul'a benzeyen şehir çok azdır okay, ama zaten istanbul'da reina'yı göstermeyecekler ki. kapalı çarşıda sakallı hacı amcaları, mısır çarşısının önündeki dilencileri, laleli'deki tezgahtarları gösterecekler zaten. o yüzden hani şöyle boğaz manzarasına gerek yoktu. nitekim istinye'de bulunan istanbul başkonsolosluğu zaten bir tepeye kurulmuş bayağı yüksek duvarlara sahip kale gibi bir yer. sırf onun içinde bile çekilebilirdi. neyse.

    2) ulan türkiye izin vermiyorsa, pakistan nasıl izin veriyor? resmen 4. sezonda koskoca pakistan devletiyle taliban'ın işbirliği yaptığını görüyoruz. oha lan bu akıl alır şey değil. bu dizide gerçeklikten pay olduğunu düşünürsek, hassiktir be rıfat abi olmamız an meselesi.

    3) istanbul'da dizi çekilseydi, skyfall'daki gibi istanbul'u kanaatimce yanlış tanıtan saçma sapan yerlerin çekileceği gibi olacağını düşünüyorum, daha önce de böyle bir entry girilmiş. bu nitekim pakistan'da da öyle oldu dizide, yanılmıyorsam ürdün'de de aynı şekilde. ilgili yerleri görmüş suser'lar, kesinlikle yanlış gösterildiğini söylüyorlardı. zaten tüm entry'leri okumuşsanız siz de denk gelmişsinizdir.

    4) dizinin hakikaten çok ciddi bir şekilde kendi menşe ülkesini yerdiği de oluyor, nitekim masum yerel insanların devamlı abd iha'larıyla öldürülmesi buna delalet. hemen olayı kendimize çevirirsek; düşünsenize bir dizi çıkacak türkiye menşeli, tsk bir okulu bombalıyacak güneydoğuda ya da pkk'nın bulunduğu sınır kasabalarında ve sonra dezenformasyon sebebiyle denilecek ki 'yine pkk okul bombaladı' vs... orayı yıkarlar. adamı yaşatmazlar. anında savcılar kapıya dayanır. örnekler bire bir uymuyor tabi ama neticede aynı terane.

    5) dizi sübliminal yoldan islamofobi yayıyor. çünkü dizide 2 ana karakter tipi var: abd'li ve müslümanlar. nedense müslümanlar hep terörle bağlantılı, ancak abdliler hep böyle dünyayı kurtarıyor falan. diyeceksiniz ki, ne alaka yani. ben de haklısınız diyeceğim, çünkü orada 2 tane müslüman gösterdiler diye elbette müslüman=terörist imajı bir anda yaratılmıyor. ama dizide görüldükten sonra, islama karşı zaten daha önceden de olan negatif bir duygu silsilesi yaratılıyor. izleyenler bence karakterlere özgü duygular besliyorlar, ama bu günlük yaşama da ister istemez etki ediyor. şu an türkiye'de her sakalı uzun olan adamın ışid militanına benzemesi, hiç değilse bile zihinlerde bunun canlanması gibi bir olay bu. dolayısıyla bence bu dizi ister istemez islamofobi yayıyor.

    6) ben bu dizinin gerçeklik payı olduğuna inandığımdan, dizide yenen bokların çok daha fazlası olabileceğine inanıyorum. o yüzden de bana yeni perspektifler katıyor.

    ***

    4. sezonun başının çok sıkıcı olduğunu yukarıda anlattım, ama dizi sonrasında toparlıyor ve sonlara doğru acayip güzelleşiyor.

    çünkü dizi ilk 3 sezonda daha thriller modunda, böyle george clooney'nin the american isimli filmindeki gibi bol gerilimli ama aksiyonsuz olaylar üzerinden ilerliyordu, ancak 4. sezon itibariyle daha aksiyona kayış var. hatırlarsanız ilk 3 sezon devamlı 'hassiktir' çekiyorduk. hatta hassiktir dedikten sonra hassiktire hassiktir çektiğimiz oluyordu. yani siz çekmediyseniz ben çekiyodum öyle diyim. 4. sezonda bunu az görür olduk. çünkü gerilimler azaldı, aksiyonlar arttı. işin içine aksiyon girince her şey alenen çözülüyor. arka plana iş kalmıyor. dan dun dan dun. quinn çıkıyor temizliyor. carrie daha elinde tutamadığı m4a1 ile afedersiniz ebesinin amındaki siper almış keskin nişancıya neredeyse head shot atıcak yani.

    falan filan işte yav nerelere geldim.

    --- 4. sezon spoiler ---

    şimdi ise 10. bölüme özel birkaç bir şey gireyim de bari gelenek bozulmasın.

    --- 4x10 spoiler ---

    agalar ve hanımagalar, 4.sezonun ilk bölümlerinde altyapıyı oluşturdular demiştim. volkanın patlamasından önce lavların yeryüzüne yakınlaşıp ardından patlaması gibi, şu bölüm itibariyle volkanın en tepelere lavlarını püskürttüğü bir bölüm izledik. öyle ki, te izlanda'daki eyjafjallajökull'un patladıktan sonraki havanın küllü müllü olması sebebiyle istanbul uçaklarının izleyen birkaç günlük süre içerisinde uçuşlarının iptal edilmesine benziyordu. çatışmalar, vurdu kırdılar, asset list'in haqqani'ye geçişi, en sonda isi çalışanı o uzun saçlı ile elçilikte cesedi bulunan teröristin aynı telefonlara sahip olması falan feşmekan çok şey oldu.

    ancak o kadar aksiyona kapıldık ki, o kadar doyduk ki, o kadar bizi bekletmişler ki bu volkan patlamasına, kimse de dememiş ki aga bu bölümde ne oldi. fark ettiniz mi bilmiyorum, senaryoda en ufak bir ilerleme olmadı. haqqani zaten bir önceki bölümün sonunda elçiliğe giriyordu. bu bölümde elçiliğe girdikten sonra asset list'i aldı kaçtı. hatta kaçtı mı onu bile bilmiyoruz. abu nazir gibi binanın içine bile sığınmış olabilir. bi işte quinn'in uzun saçlı isi ajanını yakalaması var olay olarak, bir de asset list'in haqqani'nin eline geçmesi. onun dışında koskoca bölümde hiçbir şey olmadı. ancak göze hitap ettiğinden ve bol aksiyon olduğundan izleyici tatmin edildi.

    fara'nın ölmesine çok üzüldüm çünkü kendisi hakikaten çok hoştu. onu izlerken keyif alıyordum. carrie'nin oyunculuğunu izlerken de keyif alıyorum ayrı konu ama carrie'nin çekici bir yanı yok. ama fara hakikaten esmer güzeliydi, gözlerim onu arayacak.

    loser diye bir kelime var ingilizce'de çoğunuz biliyorsunuzdur. bilmeyenler için söyleyeyim, argoda ezik, gerçek anlamda kaybeden, derin anlamında da tutunamayan gibisinden anlamlara tekabül ediyor. işte bu loser kelimesi tam elçi ablamızın kocası için. arabanın içinde o oturuşunu gördükten sonra güldüm vallahi. o kadar anlamlı konuştu, 10. bölümün yarısı adamın intihar edicem konuşmasıyla geçti, sonra arabada iki tane marine askerinin ortasında gördük. herif tam bir loser.

    kadın isi ajanı ile yakışıklı subay abimizin arasında nasıl bir korelasyon yok anlamış değilim. devamlı beraberler falan, o kadar ortaklaşa iş yapıyorlar, ikisi de üst düzey memur; gel gör ki subay abinin bir sikimden haberi yok. ilginç.

    --- 4x10 spoiler ---

    yeteri kadar uzun oldu, daha fazla uzatmak istemiyorum.

    sağlıcakla.

    edit: sevgili homelandseverler, pakistan sahneleri güney afrika'da çekiliyormuş. bilginize.
  • spoiler adı altında orhun kitabeleri yazılan dizi evet, ve işte homelandseverler keşke daha uzun olsa o kitabeler diye can atıyor.

    bilgisayar: 1000 tl
    internet: 40 tl (aylık)
    torrent: bedava

    ekşi'deki o spoiler adı altında orhun kitabelerini okumak, paha biçilemez.
  • başıma bir iş gelmeyecekse 4. sezonunu beğenmediğimdir.

    gösterip vermiyor çünkü türk kızı gibi dizi aynen.

    --- 4x11 spoiler ---

    yine bölüm boyunca quinn efendi tek başına dizide bir şeyler kovalıyor, bomba yapıyor falan. bombayı tam patlatacakken carrie engel oluyor.

    yine bir bölüm boyunca oyaladılar, ilerleme olarak carrie'nin babasının ölmesi, ki dizinin senaryosuyla pek bir bağlantısı yok, diğeri ise arabada dar adal'ın bulunması gösterilebilir sadece.

    onun dışında 44 dakika çöp.

    --- 4x11 spoiler ---

    lütfen eksilemeden önce bir düşünün, ilk 3 sezondaki gerçekte yaşanan olaylar ile**4. sezonun ne bağlantısı var?

    durup durduk yerde 4. sezonun başında haqqani diye bir düşman yarattılar, öyle dizi gidiyor işte. halbuki dizi; iran istihbaratına sızan cia'in, iran'ın ekonomik ambargosunun nasıl kırıldığını, cia istanbul şefi olarak atanacak olan carrie abla üzerinden anlatacaktı...

    dizi reyting alıyor diye 2 aksiyon kattılar, fiksiyon bir karakter uydurdular, herkes de sazan gibi atlamış. bir dönün bakın lütfen eski entry'lere, 4. sezonun başında ne kadar sıkıldığımızı hatırlayın.

    siz seviyor olabilirsiniz ama ben böyle yanar döner işler sevmiyorum. zaten bu entry'mde de dizinin ikiye ayrılması gerektiğini söylemiştim. ben böyle para kokan hareketleri sevmiyorum, neyse...
  • --- 4x11 dizi hatası ---

    1) haqqani elinde serumla arabaya zar zor biniyor. sonra arabanın sunroofundan dışarı halkı selamlarken elinde serum yok.

    2) haqqani arabanın sol arkasına biniyor. araba sokakta ilerlerken sol arkada dar adal'ı görüyoruz. haqqani sunroof tan cıkar cıkmaz dar adal 'lan dur şuraya ben geçeyim' mi dedi?

    - hayır, carrie abla'nın bombanın üzerinde durması sebebiyle arabanın dönüşünün iç açısında kalıyordu, mecburen carrie'nin bakış açısından dar adal'ın gözükebilmesi için sol arkaya oturması gerekiyordu. ama bizden kaçmaz.

    3)carrie misyonun arabasından inip (siyah chevrolet) pazar gibi olan yere karışırken, arkadan çekimde deri ceket vardı. sonra önden çekime geçince siyah bir ceket olmayan bir üste dönüşüverdi.

    ---4x11 dizi hatası ---

    diyeceksiniz ki öeh yani bunlar böyle olsa ne olur olmasa ne olur...

    dikkatinizi çekerim mantıksızlık farklı bir şey, hata farklı bir şey. mantıksızlık mevcut olabilir, küçük bir oran da olsa o mantıksızlık gerçekleşiyor olabilir. ancak hata bir kusurdur ve diziyi çeken kişilerin bunu yapması direkt olarak perdeye çarpar, çarpıyor.
  • sevgili arkadaşlar! homelandseverler! romalılar!

    4. sezonun boktanlığı konusunda, hele ki finaline çok bok atılıyor, anlamadığınız veya anlayamadığınız bir husus var bence.

    bakın tek tek anlatıyorum:

    bu dizi gerçekleri biraz süsleyip püsleyip anlatıyor. bu dizinin konusu bitmemişti, 3 sezonda koskoca iran'ın istihbarat teşkilatına sızabilmişlerdi ve carrie'nin istanbul'a atanmasıyla husus devam edecekti.

    (bkz: türkiye'nin homeland çekimlerini sansürlemesi) gibi bir beklenmedik durumla karşılaştıklarından alakasız bir şekilde 4. sezonu pakistan üzerinden devam ettirdiler. benim önceki entry'lerimi de okursanız, 4.sezonun tamamen kurgusal olduğunu söylediğimi görürsünüz. ancak bir arkadaşın verdiği linkten okuduğum kadarıyla 4. sezondaki çoğu şey yine doğruymuş:

    1) hakikaten pakistan'da haqqani network diye bir olay varmış.
    2) gerçekten kabil, afganistan'da amerikan elçiliği basılmış ve 12 kişi ölmüş.
    3) abd'nin harıl harıl aradığı usama bin ladin, pakistan'daki bir askeri üse 1 milden yakın bir yerde bulunmuş. sonra öldürülmüş.
    4) abd beyaz saray sözcüsü, pakistan'da terör sığınakları olduğunu pakistan devletinin bildiğini ve bunlara dokunmadığına dair açıklama yapmış.
    5) mumbai katliami diye bir olay olmuş ve 170 kişi ölmüş. içinde 6 kişi abd vatandaşıymış ve gerçekte de aynı isimde varolan pakistan istihbarat servisi isi 'haberimiz yoktu'yla yetinmiş falan.

    şimdi bu haberlerden sonra homeland senaristlerinin gerçekleri bu kadar perdeye aktarmaya çalışma çabasını ben minnettarlıkla karşılıyorum.

    ***

    bakın tekrar diyorum, bu dizi gerçekleri yansıtan bir istihbarat dizisidir.

    bu dizi 24'teki gibi, rambo'daki gibi, terminator'deki gibi aksiyon sahneleri barındırmayan; aksine tamamen psikolojik ve karakteristik unsurlardan kendine yol çizen bir dizidir.

    ulan biz demedik mi, carrie'nin brody'yi sorguya çektiği o odadaki mükemmel oyunculuktan iyi bir sahne yok diye?

    ***

    şimdi sezonsal olarak bakacak olursak, 4. sezon tamamen ilk 3 sezon ile alakasız bir sezondu. ilk 3 sezonda devamlı hassiktir çekerken, 4. sezonda iş dıkşın dıkşına döndü bir anda; ki bu da homeland'in fıtratına uymuyor, ters mıknatıslanma yapıyor.

    şimdi 4. sezonun son bölümünde dikkatinizi çektiyse, quinn 'turkish border'a gidiyor.

    peki neden, hiç sordunuz mu kendinize?

    ben kendi cevabımı söyleyeyim izninizle:

    hani 40 kere söyledim ya bu dizi gerçekleri anlatıyor diye. heh işte, 3. sezon sonu türk sansürüyle göte gelen dizinin toparlanabilmesi için 1 sezonun bu şekilde araya 'bağımsız bir sezon' olarak alakasız bir şekilde girmesi gerekiyordu.

    şimdi quinn türkiye'den suriye-ırak arasında dolanacak devamlı, hatta kobane'de bile görebiliriz. çünkü şu an ışid denen bir örgüt var. bu ışid denen örgüt, tam da homeland'in aradığı, resmen diziye konu madeni bir örgüt şu anda.

    dolayısıyla 5. sezonda eskiye geri dönüyoruz. tekrar ilk 3 sezonki yaşadığımız karakter analizlerini bolca göreceğimiz, uzun diyaloglar ve mükemmel oyunculuklar falan olacak. belki terör bölgesine gidildiği için eskiden biraz daha fazla aksiyon olabilir. ama homeland'in esasında aksiyon yoktur.

    homeland'in sezonlarında: 1-2-3-(boşluk)-5-6-... şeklinde gidiyoruz yani şu an. tarih bunu böyle istedi.

    ***

    he bana kalırsa yine önceki entry'lerimde belirttiğim gibi, dizi ilk 3 sezon olarak ayrı, kalan diğer sezonlar için ayrı olmalıydı. expansion pack hessabı.

    ***

    sözlükte saçma sapan 4x9-10-11'e hayran kalmış, kendini homelandsever sanan ama aslında alelade bir aksiyonsevici gereksizce homeland izleyen izleyicilere sözüm:

    ya bu diziyi böyle dramatik olarak sevin, ya da gidin tom cruise'un gereksiz saçma aksiyonlu filmlerini falan izleyin de buraya gelip ağlamayın gözünüzü seveyim.

    başıma bir iş gelmeyecekse, 4 sezon finali, ondan önceki bölümlerden çok daha iyiydi ayrıca. çünkü dizi ilerledi, olaylar gelişti, neyin ne olacağını gördük.

    halbuki o ayılıp bayıldığınız 4x11'de ne oldu? sadece carrie'nin babası öldü, bir de dar adal arabada göründü. o kadar aksiyon sadece süs püs.

    bazı arkadaşlara önerim, gidip başka dizi bulsunlar. çünkü bu dizi aksiyon dizisi değil.
  • hakkında radikal gazetesi yazarı tayfun atay bir yazı kaleme almış.

    http://www.radikal.com.tr/…and_nereye_gider-1267412

    yazının başlığı: homeland nereye gider?

    yazının sonunda da iki opsiyon belirtip, 'bakalım göreceğiz!..' demiş. ancak yazının başlığını okuyunca, ben yazarın belirli bir cevabının olduğunu düşünüp yazıyı okumuştum. yani yine her türlü okurdum, okumazdım anlamında demiyorum; ama saikim yazarın tek bir düşüncesi olduğu üzerineydi, o sebepten de heyecanlanmıştım. yanlış başlık ya da yanlış bir son ile bitirmiş bence tayfun atay.

    *

    bu arada benim yazılarımı da okuyor sanırım, biraz spoiler çakmış benden. aşk olsun tayfun abi. egomu tatmin etmesiyle beraber, çoğu hususta benim yazdıklarımla onunkiler de örtüşüyor:

    1) dizinin dramatik ögelerinin aslında dizinin temeli olduğunu belirtiyor.(sizin sevdiğiniz aksiyon değil yani homeland'i homeland yapan)
    2) dizinin 4. sezonu bir geçiş sezonuydu.
    3) quinn bey ışid ile savaşmaya gidiyor. bu benim 5. sezon iddiam. tayfun atay'ın yazısında da en sonda 2 ihtimalden 1'i olarak belirtilmiş.
    4) dizinin seyirci kaybettiğini söylemiş 4. sezon itibariyle, ki ben de 3. sezonda dizinin bitirilmesi gerektiğini daha önce söylemiştim. burada da nispi olarak örtüşüyoruz.

    velhasıl, tayfun abi olduğu gibi benim entry'leri allayıp pullayıp radikal'de yayınlatmış, darıldım. ben yazınca dilenciye sadaka gibi çaylaklardan 1-2 favori, tayfun abi yazınca tüm türkiye. ohoo ne anladım ben bu işten...

    edit: parantezi kapamayı unutmuşum onu kapadım.
  • carrie'nin ellerini, artık giymekten üstüne yapıştığı o gri kumaş pantalonunun arka ceplerine sokup, hafifçe gülümseyerek karşısındaki erkeğe flörtöz bakışlarını özledim.

    hasretle 5. sezonunu beklediğimizdir efem.

    ***

    not: bir de bu dizide jip virali var. jipler hep güzel böyle yeni cilalanmış gibi. markalar da hep belli oluyor, jeep'ti, chevrolet'ydi vs. halbuki ben nerede aynı jipleri gözümle görsem leş gibilerini görüyorum hep, hiç de bir atraksiyon uyandırmıyor içimde dizidekinin aksine.

    yalan olmasın geçen amerikan başkonsolosluğunun yakınlarından geçerken aynı böyle 2 tane siyah cillop gibi jip gördüm, plakası yeşil ve cc idi. içimden, 'carrie hanım selamlar ehe' dedim yeni cilalanmış gibi jipleri görünce, sonra uzaklaştım o diyarlardan.

    not 2: bir de geçen spor salonumda kız gibi bir oğlan vardı. yani tamam hafif bir temel kas yapısını oluşturmuş ama vücudunda kıl yok adamın. pardon dedim kaç set var, demesin mi ingilizce konuşuyorum deyü. tamam hadi başladık ingilizce konuşmaya, derken tanıştık ettik. ne yapıyorsun dedi, anlattım, sonra aynısını ben sordum, kız gibi olan çocuk "i am a marine" dedi. lan bıcırık dediğim marine çıktı ya lan. oğlum o kız gibi oğlan oldu mu sana bildiğin deniz piyadesi midir komandosu mudur ondan? (bkz: adamın götünden kan alırlar kamil kan)

    ee temel durur mu yapıştırmış hemen "do you watch homeland?", "yok hayır ne o?" diye yanıtladı. "tv cereal" dedim mal gibi, kast etmeye çalıştığım şey series'e benzeyen serial kelimesiydi ancak işte katakulliye gittik. sonra çocuk "o cereal değil series" dedi sırıtarak, nasıl da şirin bir şey. git yanaklarını ısır. 1.75 boylarında, taş çatlasa 70 kilodur. "hahahahasiktir amk di mi la o sabah kahvaltıda yenen şeydi" dedim, güldük falan. kız gibi de oğlan böyle. canım. bir de badisi var geliyorlar beraber iki kırıtan marine, yeminle kızları falan kesiyorlar ama keserken yaka bağır dal taşak her şey açık. bu ne oksimoron yahu. hayır salona eşcinseller de geliyor da, adama dışarıdan baktığında kel kafa rambo gibi herif görüyorsun, adama bakmaya korkuyorsun. nerede ağzını açtığında "hassiktir bu ses bundan mı çıktı" oluyorsun. bunlar hakkaten böyle yaka bağır açık, saçlar yandan kısa traşlı, bacakta kıl yok falan. bacakta kıl yok ama, epilasyon da değil. çünkü anlaşılıyor vücudunun kıllara falan pek altyapılı olmadığı. neyse amma yazdım amk.

    bunları yazdım diye sikmeseler bari. carrie'nin gerçek versiyonu okuyorsa buraları yazımda ciddi değilim belirteyim.

    şunu tekrar paylaşmakta fayda var.*
  • * öncelikle mülteci kampı berlin'de inşa edilmiş. grafiti yapsınlar diye üç tane grafiti elemanı çağrılmış. bunlara 'apolitik ve diğer şeyler'den bahsedin demişler. set çalışanları çok yoğun olduğu için, ve grafiticiler de arap kökenli olduğu için, ilk başta istememişler ama sonra akıllarına homeland ile dalga geçmek fikri gelmiş. en sonunda, hepimizin izlediği 5x2'deki grafitiler meydana gelmiş. homeland dizi değildir, homeland bir karpuzdur, homeland ırkçıdır, homeland'i ciddiye almayın gibi grafitiler yapılmış. 2 günde hazırlanan mülteci seti, 3. günde çekimler için hazırmış. bu sebepten de kimse grafitileri sallamamış, sonunda böyle götlerine kazık gibi girmiş. alex gansa denen lavuk da metaforu çakmış hemen: we admire their act of artistic sabotage.

    * lübnan turizm bakanı, ülkemizi çok kötü gösteriyorsunuz size dava açacağız diye dizi yetkililerine tehditler savurmuş. keza pakistan üst yönetimi de durumdan rahatsız. pakistan'ın abd eski büyükelçisinin adı hussain haqqani. 4. sezondaki teröristin adı da haqqani'ydi hepmizin bildiği gibi. şunu da biliyoruz ki, bin ladin pakistan ordusunun bir üssüne çok yakın mesafede yıllarca saklanmıştı. hmm karşılıklı bok yemeler görüyoruz okay ama lübnanlı'nın suçu ne ki? beyrut'taki çekimlerin olduğu yerde bir sürü bar, restoran falan varmış. skyfall'un tr'deki bölümlerinin çekilmesi hesabı. köşe yazarları da buna karşı ama işte böyle gelmiş böyle gidiyor.

    * edward snowden olayları şu anda kurcalanıyor. ayrıca hatırlarsanız bir ara cia'in alman başbakanına kadar herkesi dinlediği ifşa olmuştu. şu anda da bir yandan bu süreci görüyoruz. aktörler farklı elbette, edward snowden eski cia ajanı olmasına rağmen, bizdeki kerhanecilerin ne bok olduklarını bilmiyoruz. kaldı ki edward eski ajan, kerhaneciler laga lugadan hackleyip bir sürü veri sızdırdılar, dizideki eski ajan da burada carrie reyiz ama sızdıran da o değil ki? çorba oldu her şey la. gerçekte edward snowden rusya'da bilinmeyen bir yerde yaşıyor. iltica ettiği konusunda şüphe yok. ancak şu anda suriye üzerinde iki büyük karşı karşıya: abd ve rusya. rusya suriye devleti tarafında, abd ise pyd'ye daha geçen günlerde 50 tonluk askeri destek sağladı. bu durumda bizim kerhaneciler(hakkaten kerhaneciler ama kızmayın) rusya'ya ileriki bölümlerde iltica etmek zorunda kalırsa, ki hatırlayın gazeteciyi sıkıştırıyorlar, o zaman iş rusya-abd ajan savaşına kayabilir. homeland'de bunu yapabilecek ne kadar göt var bilemiyorum, zira daha türkiye'de çekemediler diziyi sfsdad. gerçi türkiye orta doğu'daki en büyük müttefik, rusya olaylarını başka bir yerde çekerler illa rusya'da olmasına gerek yok, hmmm. bakalım, güncel olayları takip ettikçe senaryoyla ilgili tahminler yürütebiliriz şu an. ancak 6. sezonda sankt petersburg'da beyaz geceleri de görebiliriz vesselam.

    * claire danes'in ölmesi mümkün değil, zira olay örgüsü onun üzerinden yürüyor. quinn reyizin hele ki onu öldürmesi hiç mümkün değil. 5x2'de kimseyi öpüştürmediler carrie'yle, 3. bölümde quinn + şu anki turuncu lavukla double öpücüklü sahneler bekleyin derim. sırf recruiting yapacağım diye el kadar bebeyi yatağa atmış kadın bu her şey beklenir. neymiş recruitingmiş, yedik biz de. (bkz: ortamlarda recruiting dersin kim bilecek)

    * müjdemi isterim! obama ve yardımcılarından sonra, homeland security başkanı da kamuya homeland izlediğini ifşa etti. mösyö evveliyatında da önemli kişilerle çalışmış, örneğin bill clinton.

    * 5x2'de bomba jipin çok yanında patlıyor, ancak jipe bir şey olmuyor. ilk başta siktir lan dedim ama sonra bir anım aklıma geldi: öncelikle belirteyim o jip mercedes gl serisi, muhtemelen gl 500'dür çünkü bildiğim kadarıyla en yükseği o. o jiplerin zırhlılarını bizim orta doğu elçiliklerinde de kullanıyorlar. hatta bunu bana anlatan diplomat bir üstad, 4-5 tane gl 500'den oluşan türk konvoyuna bir teröristin yapıştığını söyledi. ardından orospu çocuğu kapıyı açmaya çalışmış, zırhlı aracın kapısı açılmayınca bombayı orada patlatmış kapıyı açamadan. zırhlı araba, ki zırh sebebiyle 4-5 ton en az, 4-5 metre havaya fırlamış. diğer jiplerdeki özel harekat polisleri, patlatılan arabadan tüm personeli sağ-salim alıp götürmüş. öyle de sağlam bir araba yani.

    * ben bu dizideki gerçeklik temasını seviyorum. evet arada patlıyor, lübnan çekimleri gibi. ancak belirli bir temele dayandırıyor olmaları hoşuma gidiyor. abuk subuk uçan adamları bilmem neleri izleyeceğime, böyle gerçekleri izlemek tercihim.

    not: önceki yazılarımda söylemiştim, ışid suriye denklemine girilecek diye. bu doğrultuda tezim de doğru çıkmış oldu.

    not 2: hepinizden önce bir marine ile tanıştığımı söylemiştim önce entry'lerimin birinde. bu yaz berlin'e gittim yine, homeland dizisinin 2-3 tane karavanını görmüştüm. 6 ocak'ta vizem bitmeden tekrar gideceğim umarım, bu sefer carrie'yi bulmayan carrie gibi olsun ama çevremde o kadar kız yok :/ otto da olur, hem size önceden spoylır veririm hala burada olduğuna göre gitmiyor falan diye ehehe.

    (bkz: homeland/@dragonlady) üzerinden öncekiler okunabileybıl.

    geçici not: kaynaklar bilgisayar başına geçilince eklenecektir. biz kaynaksız konuşmayız.
  • yeni sezonu başlayana dek narcos isimli iki sezoncuk dizinin izlenmesini salık verdiğim. 15 ocak'a kadar çıtır çerez gibi izler, akabinde homeland bacımıza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz...

    tüm bunlar olurken, global politikadan kopulmamasını tavsiye ederim.

    unutmayın, bu dizi biraz kıçından biraz başından değiştirerek reel ögelere dokunduruyor. 2 sene önce yazdığım entry'lerde, daha 5. sezon yokken yeni sezonlarda ışid örgütü ile bir temasının olacağını iddia etmiştim. biraz edward snowden, biraz terörizm, biraz cia, geri kalan da senaristlerin yazdığı karakter analizleri şeklinde ilerleyip gidiyor. ayrıca hemen hemen her bölümün arkasından çok ilginç şeyler çıkıyor. ingilizce google'lasanız bile haberlerin görülmesi oldukça kolay.

    örneğin son sezonlardaki bir bölümdeki arap grafitilerde aslında "homeland is racist" gibi cümlelerin yazması, bunu hiç kimsenin fark etmemesi ve akabinde dizinin bu şekilde yayına girmesi gibi...

    bayaa trollendikleri oluyor falan, ya da ilginç ilginç haberler.

    araştırın derim.

    o yüzden bol bol küresel siyasi haberler okumayı da ayrıca salık veririm.
897 entry daha
hesabın var mı? giriş yap