• sundance film festivalinde uc odul almis , makedonyada geleneksel yontemlerle bal yetistiriciligi yapan hatice kadinin oykusunu anlatan etkileyici drama-belgesel. ulkemizde de bu sekilde insan ve oyku cok belki ama sacma komedi filmlerinin istilasindan sira gelmemekte ne yazik ki.
  • dün gece adana altınkozafilm festivalinde izlediğimiz çok başarılı bir yapım. görüntü yönetmeni de vardı, güzel söyleşi oldu. izlerken gerçekten duygulanıp, bazen şükretmeyi bilmek gerektiğinin farkına varıyorsunuz. mutlaka izlenilesi.
  • büyük bir şans eseri katar’da ayjal film festivalinde konusu değişik geldi diye izlediğim belgesel. çok bir şey öğrenmeden gittim, ne göreyim anlatılan hikayede ki karakter türk, haliyle dilde türkçe. hepsini olmasa da çoğunu anlıyorsunuz.

    ben anlamadım nasıl çekmişler, senaryo mu, olağan haliyle mi çekmişler... çünkü inanılmaz doğal. oradasınız yani. ama tüm bu olanların kayıt altına alınması, bunu kabul etmeleri, “oynamamaları”.

    oldukça duygusal bir belgesel olmuş diğer yanda. baştan sona kadar. yani azıcık filme tutkusu olan birisinin hep yapmak istediği bir şeydir “insan hikayeleri”. işte bu yapım bunun nasıl yapılabileceğinin dersi gibi.

    türkün türkten başka da düşmanı yok. bir yan hikaye olarakta bu sonucu çıkartabiliriz. ayrıca annesinin hastalığını çok merak ettim. en çok o sahneler yüreğe dokunuyor zaten. ayrıca iyi bir yapım olarakta anlatmak istediğini direkt anlatıp, metaforda barındırıyor. yani zorlama hiçbir sahne yok. hiçbir şey aramasınızda filmi anlayarak çıkıyorsunuz. birkaç göndermenin olduğu sahneler var, çok güzel eklenmiş./yedirilmiş. nasıl derseniz artık.

    denk gelirseniz izleyin.

    --- spoiler ---

    kendisine allahtan rahmet dilerim.

    --- spoiler ---
  • dün akşam ev arkadaşımla birlikte izlediğimiz aşırı güzel ve güçlü belgesel.
  • izledigim en iyi belgesellerden biriydi.

    ---- spoiler ---

    lakin ilk yarısından sonra komsusundan oyle nefret ettim ki anlatamam. once kendi arilarini ac birakti ve haticenin arilari bu yuzden öldü. sonra su başındaki kütükte bulunan haticenin arilarina ve balına saldirdi. sonra allah cezasini verdi ve 50 inegi öldü.

    haticeyi bulsam 2.000 lira filan para vermek isterdim elden. makedonya’ya vize de yok. sanırım üsküp yakinlarinda bir köy.

    --- spoiler ---

    edit: belgesel torrent sitelerinde mevcut. 1337 torrentten indirdim.
  • ismini çok aramışlar mı dediğim muazzam belgesel. insanlar 3-4 senede çekiyor bu belgeseli ve isim olarak bunu buluyorlar. gene de tebrik etmek lazım.
  • güzel, tıpkı bal gibi organik bir belgesel olmuş.
  • 2019 yılı film festivallerinde seyirci ile buluşan, hatidze adlı bir kadının yaşam mücadelesini konu edinen belgesel.

    hatidze, doğa ile birlikte yaşamayı öğrenmiş, deyim yerindeyse arılar ile arkadaş olmuş biri. arıları onun arkadaşı olduğu kadar geçim kaynağı da. öyle ki arılardan bal alınca dahi yarısını onlara bırakıyor ve hasat ettiği az miktarda bal ile kendisinin ve yatalak olan annesinin hayatını idame ettirmeye çalışıyor. günler böyle devam ederken hatidze ve annesinin hayatı, bir ailenin onlara komşu olması ile geri dönüşü olmayacak şekilde değişiyor.

    kaliteli yapımlarda spoiler yemek sorun olmaz diye düşünsem de bu noktadan sonrası bir miktar spoiler içerecektir.

    --- spoiler ---

    hatidze öylesine iyi niyetli ki komşularının da öyle olduğuna hiç şüphe etmeden sıcak kanlılıkla yaklaşıyor. arıları komşusunun ilgisini çekince anlatıyor bildiği ne varsa ve yardımcı oluyor onlara. ancak söz konusu insanlar yalnızca işlerine yarayacak bilgileri alıp hatidze'nin uyarılarını dikkate almıyor ve bencilce davranarak hatidze'nin arılarına zarar veriyor. bu da yetmiyor, sonradan geldiği yerden hatidze ve ailesini kovmaya çalışıyor.

    hatidze'nin ise içi içini yiyor, tek sahip olduğu şey olan arıları ve mütevazi hayatına atılan darbeleri izlemek durumunda kalıyor. yalnızca izlemek durumunda kalıyor çünkü her ne kadar sorunu konuşarak çözmeye çalışsa da elinden birşey gelmiyor. hayatının yıkılışını izlemek zorunda kalıyor.

    hatidze mutluluğa aç ve yaşam dolu bir insan. çok az şeye sahip olsa da elinde olanlar ile mutlu olmayı başarabiliyor. annesi ile ilgilenmekten de doğa ile bir olmaktan da memnun. bu kadar az şey ile bu kadar mutlu olabilmek ne kadar zordur tahayyül etmek bile zor iken bu iki insanın kederine ortak oluyor ve tekrar görüyoruz ki gerçekten de dünya hassas kalpler için bir cehennemdir.

    hatidze'nin yaşananlar üzerine annesine hitaben kurduğu şu cümle ise benim için en vurucu kısımdı; "bebek olsaydın eğer, seni alıp kollarıma kaçardım buralardan."

    --- spoiler ---
  • az önce kardeşimle gözlerimizden pıt pıt yaşlar dökerek bitirdiğimiz harikulâde etkileyici drama belgesel. kuzey makedon türklerinden olan hatice'nin hayatını, annesine bakmak için hiç evlenmemiş olması haricinde kendi annemizin hayatına benzettiğimiz için gözyaşlarımızla izledik muhtemelen.

    hatice annesine ve kendisine bakmak için arıcılık yapıyor ancak bunu o kadar doğayla iç içe yapıyor ki dağ köylüsü hatice her canlının hakkını gözetiyor. arıların balının yarısını alıyor. onlara türküler söyleyerek, onlarla konuşarak yapıyor her işini. bir göz odada ve kıt kanaat yaşamalarına rağmen kedilerini ve köpeğini bakmaktan vazgeçmiyor. onlara da türküler söylüyor. şehirden bal mevsiminde köyüne gelip köyü birbirine katan aç gözlü komşularına rağmen sevgisinden ve merhametinden hiç vazgeçmiyor.

    hâlâ bir miktar durgun olduğum için daha fazla yazmayacağım. izleyin, izlettirin efendim bu belgeseli...
  • ne bir cep telefonu, ne bir sosyal medya.
    balkanlarin ortasinda bizden bir cografya.
    hasta annesiyle bir basina hatice(hatidze) "sen de olursen ben ne yapacagim" dediginde, filmdeki arilar cikip sizi sokmuscasina iciniz aciyor.
    film gibi belgesel, belgesel gibi film. rol yok, replik yok.
    baska her sey var.
hesabın var mı? giriş yap