• şu ara linkedin'de dönen güncel konu.
    etstur ik yöneticisi uyguluyormuş bunu ama pek insani olmadığı yönünde eleştiriler var ki bence de öyle.

    röportaj linki.
  • "ezber bozmaya" çalışan başka bir plaza geblosu sıçmığı.

    küsleri falan barıştırıyormuş bi de bu zat. git müge anlı'nın yanında "intörn" ya da "treyniiiğğ" olarak başla o halde. hem orada bol bol milletin anasını babasını da arıyorlar. fena mı işte. "büyük kariyer fırsatı".
  • haber 1 senelik. ancak ik camiasında, genel bir saçmalık olduğu için burada müsaadenizle çığrımdan çıkacağım:

    ne haddinize be? kafayı yediniz iyice! bireysellik algısından yoksun bu şirket ve benzerleri, derhal kendine gelmelidir.

    zamanında, ilgili skandala imza atan kişi, etstur ik müdürü zeynep tarı kırkgözimiş.
    açıklaması şu:

    “kişi buraya bir rol takınıp bir kalıpla gelir, önemli olan o kalıbı kırıp altındakini görmek. ben mülakatta adayı beğendiysem onun yanında birkaç kişiyi, mesela annesini, arkadaşını arayıp bilgi almak isterim. ne diyeceği çok önemli, kendi algısı da çok önemli. bir kere bir anneyi aradım, önce oğlu için çok iyi dedi, sonra oğlunun nasıl parasını savruk harcadığını, eve geç geldiğini, babası ile olan kavgalarını anlattı. aslında beğendiğimiz de bir adaydı ama almadık. bazen de adayın küs olduğu birisiyle barışmasını istiyorum. bazen araba olsan ne olurdun diye soruyorum. cumartesi dışarı çıkacaksın nereye gidersin diye soruyorum. kişinin sosyokültürel yaşamı bizim için çok önemli. buradaki standarda uyum göstermeli. ayrıca satışçılarla yaptığım mülakatlar da çok keyifli. herkes satış yapacağına inanır, kimse ne satacağını, ne kadar satacağını sormaz. buraya herkes bir maskeyle geliyor, önemli olan maskeyi indirmek.”

    hanımefendi, ben de sizin eşinizi, kayınvalidenizi aramak istiyorum. karşı komşunuzla, çöp çıkarma saati yüzünden ettiğiniz kavgayı sona erdirmenizi rica edeceğim.

    ama yapmayın böyle! çıkarın maskenizi?! hem bi bakalım, çöplerinizi geri dönüşüme uygun ayırıyor musunuz? bunlar sizin sürdürülebilirlik politikasında ne kadar samimi olduğunuza dair ciddi ipuçları verecek doneler neticede...

    ---

    cidden sınırı aşıyor artık bu saçmalıklar. ik ayağına kişisel haklara saldırı, stres mülakatı adı altında aleni terbiyesizlik...

    valla bana fenalık geldi, allah yeni mezunlara sabır versin. insan sudan çıkmış balık gibi oluyor; normal zannediyor bu tip tuhaflıkları.

    değerli öğrenciler ve yeni mezunlar, bu tip şeyler katiyen normal değil. haklarınız var. en başında da birey olarak görülme hakkınız var. okudunuz, yıllarca emek verdiniz. küsleri barıştırmak, bir ik'cının işi değildir. ayrıca eşinizi dostunuzu arayıp istihbarat toplamak, komşu teyze tribine girmek, asla ve asla, bir ik'cının sorgu alanına girmez.

    ay aşırı sinirlendim şu an ya...
    canım öğrenciler, tatlış mezunlar... ne olur üzülmeyin e mi?! inşallah sizin kuşağınızı anlayıp, sizlere hak ettiğiniz şekilde davranacak, temel saygıyı sizden esirgemeyecek, bireysel varlığınıza tecavüz etmeyecek, harika görüşmeleriniz ve neticesinde de işleriniz olur.
  • (bkz: telefon hakkımı kullanmak istiyorum)

    saçma sapan olay.
  • bir banka müfettişliği mülakatında ev gezmesine gelinmesi değildir. allahım ne gereksiz bir stresti ya rabbi. her türlüsü sevimsiz. insanın evine gelince, anacağızını telefonla rahatsız edince hemencecik, kavun dibi koklar misali, anlayacaksınız zaten ne menem bir kişi.

    yapılmasın annemin, babamın o müfettiş eve gelecek diye yaşadığı heyecan yüzünden vaz geçmek istemiştim, ama işsizlik ne yapacaksın? yaşlı başlı insanlar vazgeçsen o da sıkıntı üzülecekler bu sefer. allahtan eve gelen kişi anlayışlı biri çıkmıştı, içlerini rahatlatmıştı.

    gereksiz, özenti harekettir.
  • ik'nın biz yatmıyoruz bak çok yaratıcıyız saçmalıklarından biri. sırf sen daha iyi ik'cı olduğunu göstereceksin ve bilinirliğini arttıracaksın(bunun sonucunda daha iyi bir şirket veya maaş zammı) diye iş başvurusu yapan insana yazık değil mi?

    şirketlerin deneme süreleri bunun için var. deneme süresinde şirkete yararlı olacağını düşünmüyorsan ayırırsın yollarını. böyle anneni arayım,misafirliğe gelelim "bak burda en yakın arkadaşın var,seni bi de ondan dinleyelim" gibi sinan çetin prodüksiyonlarına ne gerek var?
    karşındaki insan belki aile kavramı olarak sorunlu ama arkadaş ilişkilerinde mükemmel. herkes ailesiyle iyi geçinmek zorunda değil ki. bir başka yanlışlık ise şu ; sen alt tarafı günde 8-10 saat sana fayda sağlayacak birini arıyorsun. kalan kısmı özel hayatı oluyor o kişinin. sen olayı buraya getirirsen ciddi anlamda iş arkadaşı değil,köle istiyorsundur.

    kısaca plazalar artık sanayi sitelerinden daha acımasız psikolojik baskılar yapmaya başladılar insanlara.
  • bana gereksiz saçma gelen fikir. çok şükür annemle aram iyi, hakkımda kötü bir şey de söylemez (en azından elaleme karşı). mülakata ilkokul havası katan uygulama olmuş.

    tabi 'insan kalıpla geliyor' durumu bir nebze doğru, burada önemli olan tahminimce adayı rahatlatıp, kalıbından çıkarmak.

    bana bir mülakatta ik'cı, en iyi arkadaşlarınıza sorsak size ne derler diye sormuştum. dedim en iyilerine soracaksanız çok geyik cevaplar alırsınız (cidden de samimiyetten öyle olur artık).
  • böyle haberleri okuyunca sinirlerim zıp zıp zıplıyor. ne saçma bir düşüncedir bu!

    benim annem yok kimi arayacaksın değerli süper zeka ik'cı?
  • bence hanım efendi şirketine eleman aramıyor kızı için damat bakıyor. ayrıca adayın annesine dostça yaklaşıp ağzından laf almaya kalmak ta ayrı bir profesyonellik. köydeki dedikoducu koca karılar yapmaz yaptığını.
  • saçmalık.hatta saçmalık ötesi saçmalık.

    ya annesi yoksa,ya annesini kaybetmişse,ya annesi ile arası bozuk görüşmüyorsa ne yapacak. işgüzar bir ik'cının yaptığı aptalca bir uygulama.
hesabın var mı? giriş yap