• 1300’lü yılların son döneminde, timur (timurlenk) ve osmanlı’lara dair “göz tanığı” kaynaklarından birisidir.

    1392’de şam’da timur tarafından esir edilerek semerkand’a götürüldü.

    1412’de çelebi sultan mehmed’in (çelebi mehmet) yanına geldi, onun musahibi (yol, kader arkadaşı) ve şehzade hocası olarak çelebi’nin ölümüne kadar osmanlı hizmetinde kaldı.

    1421’de vatanı şam’a döndü. çelebi sultan hizmetinde bayezid ve timur arasındaki olayları görmüş, duymuş ve eserlerine nakletmiştir.
  • acaibu'l makdur un yazari. diger timur tarihcilerinin aksine timurdan korkusuna onu evliya gibi gostermeyip, timurun tum vahsetini anlatmistir. zafername; timur'un yaptigi katliamlari efendimiz, degerlimiz insaf buyurdu diye anlatirken ibn arabsah sivas, harezm, şam'da yapilan vahsetleri her ayrintisiyla anlatmistir.

    ancak kitabin önsözünde onun memleketini yerle bir eden timur'un ne kadar vahşi, ne kadar rezil biri oldugunu anlatmak icin bu kitabi kaleme aldigini soyledigini goz onunde bulundurursak ne derece tarafsiz bir tarihçidir bilinmez.
  • 1388 yılında dımeşk şehrinde doğmuştur.timur'un şamı fethetmesiyle annesi ve kardeşleriyle semerkant'a götürüldüğünde 12 yaşındaydı.timur,fethettiği ülkelerdeki bilim adamlarını semerkant'a yığmıştı. ibn arabşah'ın yaşadığı dönemde bilim ve ilim yönünden dımeşk,bağdat,kahire gibi şark yıldızı şehirlerinden biriydi.semerkant şehrinde ilim adamlarının rahle-i tedrisatından geçmiştir.

    daha sonra maveraünnehir şehirlerini dolaşmış,moğolistanı gezip çin sınırına kadar gitmiştir.bu gezileri esnasında farsça,moğolca ve türkçe'yi öğrenmiştir.deşt-i kıpçak şehirlerinden saray ve astrahan'da 4 yıl kalmış,hafızuddin bezzazi'den 4 yıl boyunca fıkıh,usul-ü fıkıh dersleri almış,oradan da kırım'a geçmiştir.

    karadeniz üzerinden osmanlı sınırlarına girmiş.osmanlı başkenti edirneye gelmiştir.sultan çelebi mehmet'in yakın çevresinde bulunmuş,çocuklarına öğretmenlik yapmıştır.1421 yılın çelebi mehmet'in ölmesiyle şam'a dönmüştür.1428 yılına kadar burada münzevi bir hayat yaşamıştır.1429 yılında mevlana alaaddin ebu abdullah el buhari'nin hacdan dönüşünden sonra onun yanında kalmış ve ölünceye kadar yanından ayrılmamıştır.şeyhin 1437 yılında ölmesi üzerine kahire'ye geçmiş buradaki ulema ve ilim adamlarıyla münasebeti olmuştur.

    1450 yılında ölmüştür.

    en önemli eseri ''acaibu'l makdur fi nevaib-i timur''dur.bu eseri şamda iken yazmıştır.eserin tam anlamı ''timur'un yol açtığı felaketler konusunda kaderin cilveleri'' şeklinde çevirebilir.

    nizameddin şami ve şerefüddin ali yezdi'nin aksine ibn arabşah eserinde timur'dan ''vicdansız'', ''aşağılık'',''boyu devrilesice'', ''deccal'' , ''iblis'' diye bahseder. timur'un topal kalmasına sebep olan çoban için de ''ellerine sağlık o çobanın'' diye minnet duyar.

    ibn arabşah, timur'un karşısında olan herkesi över.arabşah'a göre timur ile savaşan herkes iyi insanlardır.

    acaibu'l makdur yanlı bir eser olmasına rağmen 1.el kaynak olduğu için timur devrini anlatan kaynaklar arasında en önemlilerinden biridir.
  • geriye bıraktığı muhteşem eseriyle (bkz: acaibu'l makdur) bizlere 1402 yılından göz kırpmaktadır. bir tarihçinin insanlığa bırakabileceği en güzel şeyi bırakmıştır; 1400lü yıllardan bu zamana uzanan bir ışık. bilgi.
  • acaibü'l makdur'unun 1451 tarihli kopyasında görüldüğü üzere eserinde timur satrancı'nın farklı bir dizilimle oynanan türüne yer vermiştir.
  • timur hakkında inanılmaz bir karşı propaganda yapmış, kötülemek için yalan yanlış bir çok olayı götünden uydurarak abartmıştır. hala günümüzde de gördüğümüz timur hakkındaki şehir efsanelerinin ve kendisine karşı negatif bakışın sorumlusu zattır.
hesabın var mı? giriş yap