• supersonik film.

    --- spoiler ---
    kimse*nin kapıdan çıkıp "ne ola ki la oralarda" gibisinden ilerleyişi, giderek daralan tavan ve taban mevzuu, eğilerek yürümesi, kapının küçülmesi, akabinde açılış sahnesinde diğer tarafın oldukça normal boyutlarda olması ve benjamenta hanımın da büyüleyen güzelliği filmin izlenir kılınmasını çabuklaştırıyor.
    --- spoiler ---
  • görsel bir şölen. her karesi mükemmel bir fotoğraf.
  • (bkz: quay brothers)
  • filmde kullanılan dil almancayla başlar sonra ingilizce olur araya almanca girer,ingilizce cümlede almanca sıfatlar bulunur,almanca yazılar bazen ingilizceye dönüşür.acaip.ışığın kullanımı,izole olmuş mekan,stres altındaki kadın,genel olarak karanlık ve sisli atmosfer gibi öğelerle gotik bir filmdir belki de.
  • quay biraderlerin postyapısalcı anlayışın dibine vurmuş olduğu filmi.
    eğer filmin tümüne yayılmış olan ve çoğu kez insanı rahatsız eden psikanalitik imgelere yönelik takıntıdan bir parça kendinizi kurtarabilirseniz, her karesi fotoğraf olan ve bence şimdiye kadar gördüğüm filmler içinde görüntü yönetmenliği anlamında tartışmasız bir numara olarak çıkan bu filmden korkunç bir zevk alacaksınız. özellikle okuldaki dans sahnesi, filmin giriş bölümü ve diyalogsuz her an (ki hemen hemen filmin tamamı). filmi izlemiştim şimdi tekrar izlemek için bekliyorum (sağolasın emule).
  • eraserhead'le benzeşim kuranların yanlış düşündüğünü düşündüğüm film. dilleri tamamen farklı iki filmi sırf diyalogsuzluk düzleminde birleştirmek bence çok büyük bir hata.
  • quay brothers'ın görüntü yönetmenliği anlamında benim kafamda çığır açmış olan filmi. bir diğer adıyla "this dream people call human life" (1995). film üzerine çok farklı yorumlar var ancak bence bu filmin değeri iktidara ilişkin bir takım 'çarpık' anlatıları ya da psikanalitik takıntısı etrafında değil daha çok görsel dilinin zenginliği ile kavranabilir. özellikle de ensititüdeki eğitim sırasındaki beden hareketleri (ki biraderlerin kuklacılığını ironik bir yerden çağrıştırır bence) mükemmel. bir de nesnelere dair özgün bir detay takıntısı var. görsel olarak müthiş.
  • quay kardeşlerin bir türlü beğenemediğim filmidir.

    (bu tür bir filme sadece beğenemedim mi denir ayı! demelerinizi duyar gibi olsam da sevgili sinema severler, ne yazık ki ben de bundan başka bir hissiyat uyandırmıyor hastası olduğumun quay kardeşleri, bu filmlerinde)

    ancak öteki filmleri için istesinler böbreğimi verebilirim.
  • jacob, benjamenta enstitüsü'ne ilk geldiğinde kayıt olurken şuna benzer bir şey söylüyordu;

    "hayattan pek fazla bir beklentim yok, büyük amaçlar peşinde değilim o yüzden tüm benliğimle hizmet edebileceğim birini arıyorum"

    öğrencilerin eğitim gördükleri sınıftaki dans sahnesi beni ciddi anlamda büyüledi. uşaklık okulunda verilen eğitime göre ellerindeki kitaptan tekrar tekrar ve yüksek sesle okudukları her satır, bizlere ilkokuldan beri verilen ve yıllardır kendini tekrarlayan eğitimden hiç farklı değil.

    sen de bu dünyaya kusursuz birer uşak olmak için geldiğinizin farkıdasın, biliyorum. üniversite, yüksek lisans, mba, phd, bu adımları birer birer ilerledikçe kusursuzluğun artıyor, uşaklığında ise gram değişme olmuyor.

    kusursuz hizmet edebilen kusursuz uşaklar.
  • efendim iş bu benjamenta enstütüsü denilen yer bir uşaklık okuludur, gönüllü giriş sözkonusudur yani öyle zorlama yoktur.

    --- spoiler ---

    kapı çalınır. maymun kafayı gösterir ama insan sesi gelir. kapı açılır ve maymunun eli tutularak ilerlenir.
    --- spoiler ---

    içerde acayip ışıklar altında bir kadın ve bir erkek *tarafından yönetilen bir öğreti verilir.
    bulanık görüntüler, her yana dağılmış tertipli ve sistematik olarak verilen imgeler aklı yorar.
    kadın öğretmen yakupun yanına yaklaşır ve gözlerini bağlar.

    --- spoiler ---

    seni bir yere götüreceğim, görmen lazım.
    --- spoiler ---

    yahu gözleri bağladın, ve görmen lazım diyorsun. *
    aklınıza gelecek öeşitli hikayeleri anlatmanız için her türlü imkanı veren görsel olarak çok başarılı filmdir kendisi.
hesabın var mı? giriş yap