• ahududu likörü içip alışverişte başka diyarlarda görülmeyen kadın türü. terziden giyinirler. kefenleri yoktur.
  • ünlü türk ressamlarindan osman hamdi beyin ünlü tablolarindan biri.
    http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/448378.asp
  • hani hep geyiği yapılır ya "ben bu devrin insanı değilim" diye. ben geyik olsun diye değil ciddi söylüyorum bunu. ben, istanbul hanımefendilerinin yaşadığı çağda yaşamalıymışım.

    şimdi sorsalar, zıpır sen büyüyünce ne olmak istiyorsun deseler, "istanbul hanımefendisi olmak istiyorum" derim. istanbul hanımefendisi benim idolüm, ulaşmak istediğim yegane hedef.

    ipekli elbiselere bürünmek, çivi topuklu iskarpinler giymek, saçlarımı kısa kestirip bir kısmını yüzüme düşürmek, şapkalar takmak, sokaklarda salına salına yürürken laf atanlara "reca ederim beyefendiciğim muhitimize geldik" demek istiyorum ben. piyer loti'de çay içmek, beyoğlu'nda göz süzmek, münir nurettin konserine gitmek, seyyan hanım plaklarıyla çay partilerinde dans etmek, akşam kız sanat okulunda biçki dikiş öğrenmek, kalamışta kayıkla mehtaba çıkmak istiyorum. 20 yaşımda hayırlı bir kısmetle evlendirilmeyi de isterdim. misal necip beyle. necip bey ne olsun, doktor olmuş olsun mesela. yahut almanyada mühendislik tahsil etmiş olsun. 70lerde yaşasam ünlü bestekar neciple evlenirdim. ama 40larda doktor iyi, doktor güzel.

    küçük güzel evimde, beyimin gelmesini beklerken yemek yapar, perşembe günleri öğleden sonraları müzeyyen senar'ın radyo programını dinlerdim. belki akşamları beyefendiciğimle dost meclislerine giderdik. belki ben ud çalmayı biliyor olurdum, ud çalar şarkı söylerdim. hatta belki piyano çalmayı biliyor bile olabilirdim. belki gençliğimde piyano öğretmenime aşık bile olmuştum, kim bilir.

    gönlüm yerine göynüm der, ama yerine mamafih kullanır, kıpkırmızı rujlar sürerdim. çocuklarıma kitaplar okurdum. hatta boş vakitlerimin çoğunda kitap okurdum. beni engelleyecek televizyon, internet olmazdı. yazlık sinemada filmlere giderdim ancak. inanamıyorum ama, belki bir packard'ım bile olabilirdi. belki şevrole bel air'imiz de olurdu yaşlılık dönemlerime doğru.

    o yıllarda doğsam, istanbul hanımefendisi olsam bunların hepsi olabilirdi. ama değil. ama ben yine de olsun istiyorum. öyle naif olayım, öyle kibar olayım, öyle düzgün türkçe konuşayım, öyle güzel olayım istiyorum. cebinde kumaş mendil taşıyan beyaz kolalı gömlekli bir istanbul beyefendisi ile olayım istiyorum. ben, bana olan aşkını "her yerde sen, her şeyde sen, bilmem ki nasıl söylesem" diye şarkı söylerek anlatacak bir istanbul beyefendisi bulma ihtimalini düşünebilmeyi istiyorum. ben aşkı türk sanat musikisi şarkılarındaki gibi yaşamak istiyorum. akşamları cumbalı evimin balkonunda bir kadeh rakıyla demlenirken rum komşumu selamlayayım istiyorum.

    böyleyken böyle işte. benim gibi bir kazuletin istanbul hanımefendisi olma ihtimali sıfır. ama hayali ne kadar güzel değil mi?
  • nesli tükenmek üzere olan hayran olunası insanlar. istanbul'un kalabalığı insanları öyle bir hale getirdiki en iyi eğitimi almış, kültürlü insanlar bile asil davranışlara sahip olamıyor veya kabalaşmak zorunda kalıyor.
  • hayatimda tanidigim en kibar, en ozenli, en mukemmelliyetci insan olan ananemdi(r). kendisine kotulugu dokunan insanlara bile tek bir kelam kotu sozunu duymadik hic agzindan, bir insan cizgisini bir kere mi bozmaz? kelimelerim yetemedi anlatmaya, cok seviyorum seni guzel insan. huzur icinde uyu.

    cevrenizde genc/yasli varsa kiymetini bilin arkadaslar.
  • bendenizdir. 5 kuşak istanbullu olmanın haklı gururunu yaşamaktayım. küfürbaz, dobra ermeni komşularımızdan da yardımsever rum komşularımızdan da çok şey öğrenmişimdir. zinciri bozmak istemezdim. istanbullu adamdan çocuk yapıp 6. kuşağı götürmek isterdim lakin denk gelmedi. doğma büyüme trakya; aslen trabzon sürmeneliyle evlenip çocuk yaptım ama adam tam bir öküz çıktı. oğluma gelince dünya yakışıklısı iyi ki doğmuş...
  • osman hamdi bey’in tablosu, viyana'da yapılan bir açık artırmada 1.5 milyon euroya alıcı bulmuş, tablonun bu yıl avusturya’da, bir açık artırmada en yüksek fiyata satılan eser olduğu belirtilmiş.
  • canan hanım teyzem. eski komşum. bugün vefat haberiyle sevgili betthy'i için hissettiğim üzüntüyü katlayan gerçek bir istanbul hanımefendisi.
    beylerbeyi'nde boğazı ayaklarının altına almış bir köşkte doğan, yıllar sonra aynı köşkün yerine yapılan apartmanda hayata gözlerini yummuş, bütün bir ömür gözlerini açtığında gördüğü boğazın mavisi gözlerine içine yerleşmiş güzel ve zarif insan.
    sabahları apartman görevlisine kapı açtığımızda canan hanım erkenden uyanmış güzel güzel giyinmiş makyajını bile yapmış olurdu. bense daha yüzümü bile yıkamamış pijamalı halimle karşısında olmaya utanırdım.

    gün içinde mutlaka bir saat kadar piyano çalar hiçbir özel günü unutmazdı. ben hayatımda ondan daha zarif daha asil bir hanımefendi görmedim. kahkahası neşesi, insana hayat güzel aslında diye düşündürürdü. 80 yaşından fazla olmasına rağmen benden daha hayat doluydu.

    nasıl da üzülmüştü taşınacağımızı öğrendiğinde.
    kızlar çok ağlıyor rahatsız ediyoruz özür dileriz dediğimde olur mu öyle şey ben onların seni duydukça mutlu oluyorum hoşuma gidiyor sesleriniz demişti zarifçe.

    ahh şu virüs yüzünden gidemedik yanına yanlarına. gösteremedik kızların büyüdüğünü ona.
    huzur içinde uyu istanbul hanımefendisi, boğazın kızı, cumhuriyet kadını.
  • ben bunlardan birini tanıyorum. eşimin iş yerinde çalışan 65 yaşında bir ermeni hanımefendi.
    yıllardır tanırım bir kez bile bakımsız görmedim. masmavi gözleri, şıkır şıkır giyimi, bembeyaz teniyle gençliğinde nasıl bir afet olduğunu tahayyül edemiyorum.
    istanbul koca bir köy olmadan önce istanbulda yaşayanlardan.
    ne zaman eşimin iş yerine gitsem önce onun yanına uğrarım. hediye almaya ve vermeye bayılıyor.

    her gittiğimde mutlaka küçük bir hediye alırım acayip mutlu olur.

    ışığı takip ettim direkt beni sizin yanınıza getirdi, bu gün yine çok güzelsiniz diyorum.
    filmlerdeki, dizilerdeki tatlı ermeni şivesiyle;

    aman efendim eşiniz hanımefendinin yanında benim güzelliğimin lafı mı olur? diyor.

    sonra eşime dönüp;
    x hanımcığım eşiniz çapkın mı centilmen mi bilemedim ama çok kibar adam diyor. (centilmen centilmen)

    ben gençliğimde yolda yürürken bir kaç kişi iltifat etmediyse üstüme başıma bakardım bi eksiğim mi var diye? demişti bir gün. demek ki o dönemlerde kadınları taciz etmeden, laf atmadan iltifat eden kibar erkekler de varmış.

    bu gün emekli oluyormuş, çikolatamı alayım da gideyim.
hesabın var mı? giriş yap