• mk. 3/1: "bir hakkin dogumu icin iyi niyet $art kilinan hallerde asl olan onun vucududur."

    iyi niyetin varligi ilke olarak kabul edilir

    (bkz: iyi niyet)
    (bkz: hukuk)
  • (bkz: hakkaniyet)
    (bkz: husnuniyet)
  • her türlü hukuki ilişkide iyi niyetin varlığı halihazırda varmış gibi kabul edilir..iyi niyetin olmadığı, yani kötü niyetle yapılmış bir işlemin olduğu kanıtlanma suretiyle kabul edilebilir.
  • (bkz: bona fide)
  • terazi burcu sanrıları'nın temel ta$larındandır.

    gazetedeki terazi burcu meslekleri bölümünde sıklıkla hukuk yazması da bu saflığın bir ni$anesi olabilir.
  • yeni türk medeni kanunuda şu şekildedir:

    kanunun iyiniyete hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır.
    ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz.
  • babalık karinesi, ölüm karinesi gibi adi karinelerden biridir. yani aksi ispat edilebilen karinelerdendir.
  • bakalım: perde açıldı, sahnenin tam ortasında bir kadın. ancak istikbal'den satın alınabilecek bir koltukta hıçkıra hıçkıra ağlıyor. arkada zır zır çalan bir telefon...

    en önyargılı eleştirmen bile bunu henüz eleştiremez. "neden kadın?", "neden sahnenin tam ortasında?", "neden istikbal?" diye henüz yargılayamaz. yani oyunu eleştirip yargılayıp aşağılamak için bile, piyes yazarına minimum bir kredi vermek zorunda.

    iyi niyet karinesi işte bu minimum krediyi verme zorunluluğu. en hain eleştirmen bile eleştirmek için bir malzemeye sahip olmalıdır. o malzemeyi edinmek için de bir an için bile olsa "eyvallah" demelidir, pasif kalmalıdır, eleştiriciliğini askıya almalıdır.

    bilmiyorum bunun ne kadar güzel bir şey olduğunun farkında mısınız.

    şu: iyi niyet karinesi, ofsayt gibi bir kural ya da kaide değil, koyulup kaldırılabilecek bir yasa ya da kanun değil. aihm'yle alakalı bir şey değil. ayrıca masumiyet karinesi ya da suçsuzluk ilkesiyle karıştırılmamalı. hukukta olsa da çok daha derine uzanan bir fikir.

    çünkü iyi niyet karinesi bir **ilke**. yani betimleyici bir zerzevat. zaten uyguladığımız, olan bir şey. bu açıdan çelişmezlik ilkesine benziyor. ama ondan daha insani, daha canlı. sırf bu entriyi okuma sürecinizi inceleyin. en kötü olasılıkla bir noktada "ne diyor bakalım bu ibiş" demiş olmanız lazım, yani bu "ibişe" minimum bir kredi vermiş olmanız lazım ki hala okuyor olasınız. türkçenin nefis bir özelliği bunun için olumlu bir söz vermesi: "bakalım."

    ilkelerin kanıtı zor oluyor. karşıtının çürütülmesiyle oluyor. o halde kanıt istiyorsanız iyi niyet karinesinin karşıtını benimseyin, yani "sıfır" kredi verin hadi. "bakalım" demeyin bakayım. önce birbirimizi seviyor olmalıyız. demek ki birbirimizi bilmediğimiz kadar çok seviyoruz.

    "her gören ayb etti âb-ı dîde-i giryânımı
    eyledim tahkîk görmüş kimse yok cânânımı"
hesabın var mı? giriş yap