• onur
  • (bkz: izzeti nefis) (bkz: izzetinefis) başlıklarının orjinal hali..
  • özsaygı, kişinin kendine verdiği değer.
    şiir içinde kullanalım ki daha iyi anlaşılsın:
    (bkz: #10540723)
  • "öz saygı"nın estetik kullanımına tekabül eder.
  • pek yakında filminde emin gürsoy'un canlandırdığı izzettin gezici'nin kebapçı dükkanı.
    polis arkadaşlar duymasın ama paravan işletmedir, alt katta korsan film çoğaltıyorlar.
  • besmele duymuş şeytan gibi
    korkuyorsun "höd" dese bir ecnebi
    padişahım* öyle alçaksın ki sen
    izzet-i nefsin arap izzet gibi
    [şair eşref bu taşlama şiirini abdülhamid ve mabeyncisi arap izzet paşa için yazmış..]

    (bkz: izzetinefis), onur
  • tdk sına da sayıp kendim tanımlıyorum. şu üç beş kelimeyi herkes mi yanlış biliyor ya hu!

    şeref: bir durumun insanın zoruna gitmesini yani onu bunaltabilmesini sağlayan ruhsal mekanizma.

    örnek: adamın biri sokakta bir kadını ya da bir çocuğu dövdü ve sizde müdahale edecek motivasyon oluşmadı. tebrikler on numara bir şerefsizsiniz.

    haysiyet: şeref kavramının cinsiyete indirgenmiş hali.

    örnek: eşiniz size senle beraberken başka biriyle beraberim gibi hayal ediyorum dedi ve siz ondan boşanacak motivasyonu üretemediniz. tebrikler sağlam haysiyetsiz çıktınız.

    izzeti nefis: şeref kavramının benlik özelindeki hali.

    örnek: patron sizden işiniz bu değilken kapısını açmanızı bekledi ve siz bu beklentiyi layığıyla karşıladınız. tebrikler zerre kadar izzeti nefsiniz yok.

    onur: şeref kavramının erdemler ekseninde uyarlanmış hali.

    örnek: yaptırdığınız inşaat yıkıldı ya da çeşitli iş kazalarında yaralanan, ölenler oldu. üzerinize düşen her sorumluluğu yerine getirmek ve bundan böyle daha dikkatli çalışmakla beraber aynı işi yapmaya devam ettiniz. tebrikler siz onursuz bir dümbeleksiniz.
  • bu nefs öyle bir şeydir ki onunla dalaşırken bile onun izzetini düşünmek ve o izzetin değerini düşürecek hâllerden uzak durmak gerekir.

    izzet-i nefs yüce zât'ın insanda zuhur eden kudsi nefsidir ki buna insan olmanın onuru denir. çok muazzam bir şeydir. bunun egodan kaynaklı sahte büyüklenmelerle alakası yoktur. tasavvuf'ta nefs tezkiyesi üzerinde çalışırken egodan kaynaklı sahte büyüklenmelerin yok edilmesine yönelik çarpıcı ve yıkıcı örnekler anlatılır. mesela mürşidinin saygın, toplumsal itibarı yüksek bir müridine çarşıda ciğer sattırması vb.

    ancak bunların hiçbiri izzet-i nefse yönelik küçük düşürücü ve insanın onurunu kırıcı uygulamalar değildir. çünkü izzet-i nefs allah'ın hakkıdır ve gerçek mürşitler bunu bilir ve o alana girmezler bilakis o alandaki izzetin ortaya çıkması için alanı çevreleyen sahteliği yıkmak isterler.

    o izzet ya ortaya çıkacak ya çıkacak. başka yolu yok. çünkü insan kendisindeki ilahi ihtişamı ortaya çıkarmakla vazifelidir. çünkü tanrı insanı kendi suretinde yaratmıştır ve bu, insanın yüceliğinin ve aynı zamanda imtihanının neden bu kadar ağır ve zor olduğunun açıklamasıdır.
  • insanı zillete düşmekten alıkoyan onur, şeref, haysiyet gibi nitelikleri barındıran nefis anlamına gelir. nefsin izzeti en başta allah'a iman ve imanın gereği olan ibadet, ahlak, muamelat gibi rukunleri yerine getirmek ile olur. nitekim ayet-i kerimede "izzet allah'ın resulunun ve müminlerindir" (el-münâfikûn, 63/8) buyrulmuştur.

    bugün gazze'de "altı çocuk doğurayım nasılsa dördünü israil şehit edecek, diğer ikisi de dinine milletine hizmet etsin" diyen kadın izzet'in şekil bulmuş halidir.
hesabın var mı? giriş yap