kötü şans

• talihsiz rastlantı
• sans bile diyemiyorum buna, bir nevi lanet. neye elinizi atsaniz elinizde kalir. "tamam bu is kesin olacak" dediginizde 1%'lik olmama ihtimalinin gelip sizi bulmasi, belli bir noktadan sonra cinnet gecirme nedeni.
  
  (bkz: su an agliyorum ve entry giriyorum biliyor musun)
• (bkz: sanssız olmak)
• (bkz: murphy yasaları)
• bel fıtığınızın ve hemoroidinizin ayni zamanda kendini hatırlatmasıdır. bunu henüz yaşamadıysanız kötü şanstan bahsetmeyin nolur.
• kötü şans diye bir şey yoktur. olayı yorumlayanın bakış açısı vardır.
  ağzını siktiklerim.
• (bkz: gambler's fallacy)
• (bkz: bende şans olsa kız doğardım)
• ne kadar küçük de olsa, kötülüğü (kötü şansı) asla küçümsemeyin.
  çünkü o asla yalnız değildir. kötülükler iyi şans zinciri gibi birbirine bağlıdır. şanslı ve şanssız durumlar, genellikle zincirleme reaksiyona sebep olur. bu yüzden herkes şanssız kişilerden kaçınmalı ve şanslı olanlarla ilişki kurmalıdır. güvercinler bile bütün masumiyetleriyle en beyaz duvarlara konarlar. şanssız kişi düşerken her şeyi, kendisi, sözleri ve şansı da onunla birlikte tepetaklak olur. şanssızlık uykuya daldığında onu uyandırmayın. ayağınızın kayması önemsiz de olsa, peşinden bazı ölümcül kazaların gerçekleşmesine yol açabilir. hiçbir mutluluk kusursuz olmadığı için, hiçbir kötü şans da tamamen sona ermiş değildir. yukarıdan gelecek şeyleri sabırla bekleyin, aşağıdan gelen şeyler karşısında ise sağduyunuzla kendinizi savunun.
  
  baltasar gracian
• anlatım bozukluğu olduğunu düşündüğüm ifadedir. şans, kelime anlamı olarak olumlu bir şeyi ifade ediyor zaten. haliyle başlı başına talih/uğur gibi anlamları olan bir kelimenin başına kötü ifadesinin getirilmesi oldukça anlamsız. bunun yerine şanssızlık, şanssız olmak gibi ifadelerin kullanılması daha doğru.