• (bkz: cultural lag)
  • maddi kultur ogelerinin manevi kultur ogelerinden daha hizli degismesi sonucunda olusan bosluk.
  • hızla zenginleşip ekonomik sınıf atlayanlarda da yaşanır. eski sınıflarının kültürünü devam ettiren bu kişilerin çocuklarının, dahil oldukları ve içinde büyüdükleri sınıfın kültürünü daha çok benimsediği görülür. misal: ibrahim tatlıses ve ido tatlıses.
  • kulturun maddi unsurlari hizla degisirken manevi unsurlarinin yavasca degismesine denir. ornegin; koyden kente goc edenler kentin calisma yasamina, giyimine uyum saglamakta zorlanmaz ama gelenek ve goreneklerine uyum saglamakta zorlanirlar ve direnirler.
  • william f. ogbrun tarafından ortaya konulan kavramdır. kültürel değişme etkisi altında kalan kurumların bu değişmeye gösterdikleri tepkinin hızındaki farklılaşmayı anlatır. genellikle teknolojik yenilikler bu türden uyum zorlukları ve dengesizlikler yaratmaktadır.
  • (bkz: william fielding ogburn) tarafından kavramlaştırılmıştır. kültürel gecikme kavramı; yaşam koşulları dışarıdan bir ''modernleşme'' baskısına maruz kalmış, fakat yine de modern zihniyet ve davranış kurallarından azade kalmış ''vahşilerin'' içine düştüğü durumu tarif etmek üzere kullanılmışır. (1922)
  • “it takes three generations to make a gentleman.”

    w.m. thackeray
  • aslında marxist bir temele dayanıyor bu kavram. alt yapı üst yapıyı belirler diyor marx. yani maddi olan belirleyicidir, kültür arkadan gelir.
hesabın var mı? giriş yap