• her ne kadar kaba bir tabir gibi görünse de erkeklerin kendi aralarında en çok konuştukları hikayeler silsilesi. bazısı aşk, bazısı seks yoğunluklu. bazen acılı, bazen bol kahkahalı. bazen kusurlu, bazen huzurlu... çok yakında tüm detaylarıyla burda....
  • internet (aslında kolay iletişim) ile birlikte artan hikayeler.

    adı burçin.

    yıllar önce yonja'da tanışmıştık. fotoğraflarında fena görünmüyordu. ama her pozda anlamsız bir sevimlilik ve sürekli zafer işareti yapıp elin dışını fotoğrafa doğru tutup dil çıkaran hareketler. yapma bunu burçin yapma.

    anadolu'da küçük bir ilde, bir kamu kurumunda taşeron elemanı olarak çalışıyordu. anneannesiyle birlikte yaşıyordu. birkaç gün konuştuktan sonra telefonlar alındı verildi. msn de doğal olarak. başladık hem msn'de hem de telefonda konuşup mesajlaşmaya. bi akşam bi yandan içip bi yandan da msn'den konuşurken ya kamera niye açmıyoruz biz dedim. hemen açtık. hassiktir!! fotolarda normal güzel olan kız canlı canlı bildiğin nefis bir şey. burun, ağız, kaş, göz... mal gibi bakakaldım ekrana. o da beni inceliyor.

    msn'de iyi olan muhabbet iyice harlandı kamerada. hem içiyoruz hem de muhabbet ediyoruz. ara ara anneannesi odaya giriyor. o anda konuşma penceresini aşağı indiriyor. en sonunda tekrar geldi "ben yatacin, kapat enkini kapaaat, vazavazavaza vurup durma enkine ( klavye sesini diyor)" dedi ve gitti. ortam iyice rahatladı. kamera açık ama duyulur diye konuşmuyoruz. ıletişim hala yazışarak. hala gözümün önünde, üzerinde yavruağzı askılı bir badi vardı. alkolün ve muhabbetin samimi olmasının getirdiği gazla "göğüs uçların mı dikleşti senin ya :)))" dedim.

    güldü. kendisine baktı.
    "o kadar belli oluyor mu ya:)))" dedi.
    "oluyor. çok güzel:))" dedim. "kaldırsana badini:))" diye de devam ettim gülerek. naz yapacak, geçiştirecek diye beklerken carttt diye kaldırdı. kafamı ekrana sokacaktım nerdeyse. memeleri o kadar güzel, o kadar güzeldi ki... "çok iyi beee" deyip bakakaldım ekrana. kendisi de farkında çok güzel olduklarının. "güzeller di mi" deyip indirdi badisini. devamı gelsin diye uğraştım biraz, " ya ben çok azdım" falan dedim. "burdan yapabileceğim bu kadar. devamı görüştüğümüzde:)))" dedi kesti.

    yeni bir kadınla seks yapma umudu. yeni güzel bir kadınla seks yapma umudu. memeleri çok ama çok güzel, yeni, güzel bir kadınla seks yapma umudu.... o gece burçin'i düşünerek mastürbasyon yaptım öyle yattım.

    yaklaşık bir kaç hafta sonra telefondan mesaj attı. "hafta sonu istanbul'a gelsem mi acabaaaa :p" diye. nolur gel diye yalvaracaktım nerdeyse. kendime hakim olup "bence gelmelisin:))" yazdım gönderdim.

    cuma akşamı harem otogarında inecekti. duşumu aldım. giyindim. üsküdar motorlarına atlayıp karşıya geçtim. harem'e gittim beklemeye başladım. normalde heyecanlanmam böyle şeylerde. ama o memeleri gördükten sonra....

    otobüsten indi. yanıma geldi sıkıca sarıldı. "naber çok bekledin mi:))" dedi. "önemli değil birkaç saat daha bekleyebilirdim" dedim. taksiye binip üsküdar'a geçip motora binip beşiktaş'a geçip eve gittik. motorla karşıya geçerken "akşam nereye gidelim?" diye sordum. "bu akşam çıkmayalım. evde takılalım, içelim, yarın akşam çıkarız olur mu?" dedi. olmaz mı ya? hiç olmaz mı :)))

    eve geldik. ben bi markete gideyim dedim alkol, çerez vs alışverişi için. ne içmek istersin diye sordum. "e rakı içeriz herhalde? di mi?" dedi. gözlerim doldu. ağlamak istedim. bira, votka, şarap gibi bir cevap beklerken... en az memelerin kadar muhteşem bir hatunsun demek istedim. diyemedim....

    evden çıkar çıkmaz karşımda büyük bir market, tekel bayii, kebapçı, lokantalar vs var. hemen gidip 100'lük yeni rakı, çerez, meyve vs aldım. kebabçıya da girip ızgaraları söyledim şu saatte gelsin diye. mezeleri de alıp eve geçtim. ben gidene kadar burçin duş yapmış, salonda kafasında havluyla oturuyordu. "şimdi gel bakiiim sen buraya" dedi. "otobüsten indiğimde terliydim, yaklaşmadım sana, şimdi yaklaşabilirim:))" dedi. gittim sıkıca sarıldı. sonra yüzüme bakıp hafif bir gülümsemeyle öptü dudaklarımdan. biraz öpüştük. seviyeyi "hard" yapmadan ayrıldık. gitti saçlarını kuruttu, taradı.

    kadınlarla karşılıklı rakı içmekten çok zevk almıyorum normalde. daha doğrusu rakı içerken sofraya, rakıya konsantre olmayanlarla/olamayanlarla içmekten zevk almıyorum. genel itibariyle de kadınlar rakı sofrasına çok konsantre olamıyorlar. sofrayla, sofra muhabbetiyle bütünleşmek gerekiyor. karşımdaki insan mental olarak sofrada olmayınca ben de olamıyorum. içtiğim rakıdan da birşey anlamıyorum.

    burçin o anda sofradaydı. aklı da oradaydı, keyfi de oradaydı. bu yüzden daha bir mutlu oldum. muhabbet hiç kesilmedi. ailesinin sıkıntılarını anlattı. anneannesiyle yaşadığı zorlukları. ben de anlattım...

    rakı içmeye devam ederken kalktı, gelip yüzü bana dönük olacak şekilde kucağıma oturdu. ıki elini ensemde birleştirip muzip bir gülümsemeyle yüzüme bakmaya başladı. "kaldığımız yerden devam edebiliriz şimdi :))" dedi öpüşmeye başladık. nasıl güzel öpüyor. arada küçük ısırıklar.

    birden aklıma geldi: salonun sadece tül perdeleri kapalı. kalın perdeler açık. ev meydana bakıyor. karşıda da yüksek apartmanlar var. millete film izletiyoruz resmen. bi saniye deyip kalktım. perdeleri çektim. tam perdeyi kapatırken aşağıdaki berber savaş abiyle göz göze geldik. gülerek kafasını iki yana salladı (bu arabalarda kafası sallanan köpekler var ya, onlar gibi) sadece dudak hareketleriyle "ibneee:))" dedi. gülmemek için hemen kapattım perdeyi. "ışığı da kapatsana canım" dedi burçin. televizyon ışığında sevişmeye başladık.

    yeni biriyle sevişeceğim zaman en çok heyecanlandığım an tshirtün, badinin çıkacağı an. resmen kalbim yerinden çıkacak gibi oluyor. o görüntüyü, memelerin o kokusunu, tadını inanılmaz bir heyecanla bekliyorum. bu arada erkeklerin 2 ekolü vardır genel itibariyle. 1. göt ekolü (nazik olalım popo ekolü diyelim) 2. meme ekolü. ben meme ekolündenim. meme seviyorum.

    burçin'in tshirtünü çıkarttım. türkü çığırmaya başladım "ölmem miiiiii beni burayaaa gööömüüünnn". yok lan ne türküsü. 35 yıllık hayatımda zirvede yerini alan o memeleri gördüm. çok güzeller. çok biçimliler. rengi, tadı, kokusu... öpmeye başladım. yalıyorum da bi yandan. kafamı bastırmaya başladı burçin "ısıırrrrrr" diyerek. hafif hafif ısırmaya başladım. delirdi. "ısır aşkımmm, devam et" diye sırtımı parçalayacak nerdeyse.

    içeri yatağa geçtik. yatağın kenarına oturdu. eşofmanını çektim. çamaşırını da çıkarttım. bir kadının her yeri güzel olur mu? olur. el, ayak, dudak, meme, popo, kaş, göz... ben de soyundum. o sırtüstü yatar pozisyondayken kafamı gömdüm bacaklarının arasına. oral seksi severim. hem yapmayı, hem de yapılmasını. tabi karşımdaki kadın temiz, bakımlı ise. bazı kadınlar kendilerine yapılmasını istemiyorlar. ama burçin seviyordu. sürekli "devam aşkım, biraz daha bastır" diye komut veriyordu. sabaha kadar seviştik...

    sabah ezanı okunurken burçin içerde uyuyor, ben salonda sigara ve rakı içip müzik...dinliyordum. bir de düşünüyordum...
hesabın var mı? giriş yap