• ne olacağı son ana kadar belli olmayan demokratik bir seçim sistemimiz olmasına rağmen kesin kazanacağı iddia edilen ve ismi bir türlü belirlenemeyen aday.

    “kazanacak aday ile seçime girmeliyiz”. nasıl yani? bu nasıl bir tanımlamadır? kazanacağı garantiyse hiç seçim falan yapılmasın o zaman. herkes kendi kafasında belirlediği bir ismin toplumun büyük çoğunluğu tarafından kabul gördüğünü sanıyor. o işler öyle değil beyler bayanlar. sayın erdoğan'ın başardığı gibi toplumun büyük kısmının teveccühünü kazanmak öyle sandığınız gibi basit bir iş değil.
  • erdoğan' a karşı kesin kazanacak aday yoktur ama kazanma ihtimali en yüksek aday halkın istediği adaydır ki o da şuan görüldüğü kadarıyla mansur yavaş . herkes rehavete kapılıp sosyal medya anketlerine bakarak seçim cepte diye düşünmeye başladı ancak kırsal kesim o anketleri hiç görmüyor bile. onun dışında gurbetçilerin büyük kısmı akp' ye veriyor. aynı şekilde vatandaşlık verilen sığınmacılarında büyük kısmı akp' ye verecek.
  • ismail küçükkaya'nın 3 ekim 2022 tarihli halktv.com.tr'deki yazısında "siyaseten yanlış ve stratejik açıdan tehlikeli bulduğunu" söylediği kavram.

    link
  • kemal kılıçdaroğlu değildir.
  • öyle bir aday yoktur. bir çok faktör bir araya gelir ve birine kazandırır.

    anketler size kazanacak adayı söylemez. yarın seçim olsa en kuvvetli adayı söyler. o yüzden anket sonucu değil trendi önemlidir. siz ei'nin giderek eridiğini göremiyorsanız diyecek bir şey yok.

    mesela seçim yarın olsa koy muharrem inceyi chp adayı, keyfine bak. kesin kazanır. ama seçim yarın değil.

    bana göre millet ittifakı seçimi kazanacaksa da kaybedecekse de adaydan bağımsız olacak bir konu.

    deprem konusu iktidarı muhalefet kadar sarsmadı. kendilerini hızlı toplayıp, hızlı hareket ediyorlar. muhalefet kucağında bir aday meselesiyle gerçek sorunlara eğilmiyor. bugün seçime 75 gün falan var. her gün kalan zamanınızdan %1 den fazla götürüyor. siz hala aday pazartesi şu bu diyorsunuz.

    bak ben istanbul'u olarak söylüyorum, ekrem imamoğlu cumhurbaşkanı adayı olsa oyumu mecburen vereceğim. ama mesela tekrar belediyeye gelse kesinlikle oy vermem. ittifak oy verin dedi verdik. kazandık. ben memnun değilim. tanıdığım, oy vermiş bir sürü insan bir daha vermem bu adama diyor. siz neye istinaden kesin kazanacak diyorsunuz.

    daha önce akp ye oy veren tanıdıklarım var artık vermek istemeyen ama kesinlikle ei'ye karşı bir bariyerleri var. kk ya da mansur olsa veririm diyor.

    kürtler kk ya da ekrem olsa veririm diyor.

    olm herşey ortada işte en ideal kk. en az karşıtlığı olan adayla devam edip seçimi kazandıracağız. demokrasiyi tesis edip seçim yapacağız ve kime istersek ona oy vereceğiz. azıcık oluruna bakın şu işin.

    iyi partinin gazına geliyorsunuz, iyi parti seçim sonrası oluşacak yeni düzende ei ile daha rahat edeceğini biliyor. o yüzden onu istiyor siz de gaza geliyorsunuz.
  • bir iletisim stratejisi urunu. bir soylem, safsata. ak parti'yle hayatimiza giren her soylem gibi bir merkezden turetilmis.

    algi operasyonu, dunya lideri, beka sorunu, millet iradesi, bay kemal, suretiyle, karizmatik lider... kazanacak aday.

    (bkz: michael jackson sarkicisi)
  • mansur yavaş aday olmazsa recep tayyip erdoğanın başkanlığı hayırlı uğurlu olsun ilk turda alır, mansur yavaş aday olursa da ona hayırlı uğurlu olsun ilk turda alır.
  • en başından beri kılıçdaroğlu'unu devre dışı bırakmak adına iyi partililerin çıkardığı söylem. boyle bir söylem parti ileri gelenleri tarafından gelince, iyi partili seçmen anketlerde kılıçdaroğlu'na oy vermedi. hal böyle olunca da oyu düşük çıktı.

    kılıçdaroğluna neden böyle tavır koyulduğuna gelince; hdp içinde ne kadar çok bölücü insan var ise, mhp ve ip içinde çok daha fazla mafyatik ve karanlık tipler, var. şahsi fikrim şudur ki: ip kılıçdaroğlu'nu istediği gibi yonetemeceğini, istediğini yaptırmayacağını gördü ve böyle bir tavır aldı. örneğin kılıçdaroğlu 5'li çeteden görüşme teklif gelmesine rağmen rest çekmesi ve bunun üzerine gideceğini sürekli vurgulaması. bu tür çeteler ile ip içinde ilişkiler olduğunu düşünmekteyim. aslında ip'in demokrasi, devletin bekası umrunda değil...kendi mafyasına iş adamına yer açmak dışında gayesi olduğunu düşünmüyorum.

    kılıçdaroğlu tipi siyasetçiyi türk halkı sevmez. dürüst, ahlaklı,efendi...bu toplumda bur tür siyasetçileri tabiri caizse arkasına teneke bağlarlar.
  • meral akşener'in 2025 seçimlerindeki başbakanlık hesaplarının ürünü bir saçmalık olduğunu bu akşam anladığımız ifade.

    meral akşener'in içine düştüğü acınası durumun bir tahlilini yapmak gerekiyor bu noktada.

    düşünsene;

    çatı aday olarak çıkması durumunda senin varlığına rağmen hdp'den(ufak sol partileri de buraya dahil ediyorum) oy alacak ve masanın geri kalanının oyları hariç %40 alacak bir aday var, masanın geri kalanı kendi tabanını ikna ettiği takdirde bir %20'lk pasta daha kenarda bekliyor. sen sağ tabanın tamamının bu adaya oy vermeye ikna olmayacağını ve büyük fire vereceğini iddia ederek o adaya "kazanamaz" yaftasını yapıştırıyorsun. klışdar'a "kazanamaz" diyebilmenin formülü bu olsa gerek.

    bu uğurda 13 aydır birlikte yürüdüğün ve toplumun sinir uçlarına değecek her meselede öne sürdüğün, sırtına binerek elini suya sabuna bulaştırmaksızın bugüne kadar geldiğin, bütün eleştirileri göğüsleyişini uzaktan izlediğin adamın güç belâ topladığı masanın ayağına tekmeyi koyuveriyorsun ama kafanda akla yatan hiçbir alternatif yok! aday olarak düşündüğün iki karizmatik isim de o sattığın adamın hiyerarşisinde, ikisi de daha bu hafta genel başkanlarına destek ve bağlılık bildirmişler.

    iki başkandan da alacağın o mâlum yanıtı aldıktan sonra dımdızlak ortada kalıyorsun ve muharrem ince ile kesişmeye başlıyorsun. muharrem ince'nin fazla hırslı, fazla "ben"ci, fazla coşkulu olduğunu ve muhtemelen senin önüne çıkacağını görüyorsun. adam zaten öyle restorasyon döneminde sembolik cumhurbaşkanlığı yapıp makam emanetçisi olmak falan da istemiyor klışdar gibi, açık açık ülkenin tesisatına dalacağını söylüyor takım çantasıyla. korkuyorsun, daha isimsiz ve daha kontrol edilebilir birini arıyorsun yana yakıla.

    herbokolog olarak televizyonlarda boy gösteren bir akademisyenin emekli albay gibi işsizlikten sıkılırcasına "ben aday olucam yuaaa" çıkışına sarılıp adama görüşme teklifinde bulunuyorsun. üstelik bu adam kimci olduğu belli olmayan, hemen her kesimin ayağına basacak sözleri televizyonda defalarca söylemiş biri. bir ülkücünün ya da mütedeyyin bir iç anadolu ailesinin klışdar'a oy vereceğine gidip rte'ye oy vereceğini söylüyorsun kulislerde ama tutunduğun adam iktidar tarafından defalarca terör örgütü şakşakçılığıyla suçlanmış, defalarca fetö iltisakıyla suçlanmış falan biri. kendisini milliyetçilikten nemalananlara da beğendirememiş yani.

    muhtemelen oradan da istediğini bulamayacaksın ve bir başına kalacaksın. tükürdüğünü yalayıp kendin aday olacaksın gibi günün sonunda. şahsi hırs uğruna sana dayatmalarda bulunmakla suçladığın adam var ya hani... hani şu seçilemeyeceği gerekçesiyle 13 aydır bokladığın ama yüzüne tek kelime edemediğin... yanındaki tiplerin sürekli üzeri örtülü şekilde karikatürize edip zayıf gösterdiği...

    bu adam sana o masada aday olmanı teklif etmişti hâlbuki! kimseyi bulamayıp kolsuz kanatsız kaldığında o olanca aşınmışlığınla, hain damgası yemişliğinle, elini attığın yerleri kurutmanın imajından çaldıklarıyla gidip tek başına aday olacaksın kuyruğu dik tutabilmek için. "kahramanca yok olmayı" tercih ettiğini falan söyleyeceksin sağa sola. çıkıp aday olurdun ve yok olmazdın. anlardın o koltuğun sembolik bir koltuk olduğunu, sınırlandırılmış olduğunu, ancak senin tırnak ucun kadar oy almış partilerin tamamının rızasıyla kararname yayınlayabileceğini, adeta işler hızlıca ve sertçe yürürken mühim bir makamın 2 yıllığına emanetçiliğini yapmış olacağını.

    yazık lan, çıkar hesapların yüzünden midemi bulandırışının üzerinden saatler geçmiş olmasa hakikaten üzüleceğim hâline.
  • bunu söyleyenlerin şu anda içinde bulunduğu durum için;
    (bkz: elde kumanda kanal kanal gezip aday aramak)
hesabın var mı? giriş yap