kazanmak

• kazanan taraf olmak. para, yarışma, savaş gibi şeylerden kazançlı çıkmak
• tersi: kaybetmek
• elde etme işleminin zorla ya da hile ile değil de âdil şartlar ile, diğerlerinin de gönül rızası ile gerçekleşmesi durumunu ifâde eden fiil.
  
  meselâ taraftar "bu maçı alacaz başka yolu yok" der, teknik direktör ise "bu maçı kazanacağız başka yolu yok". futbolcunun düşüncesi ise sahada belli olur, ama futbolcuların çoğu da taraftar gibidir; aynı meslekten ekmek yiyen arkadaşına sakatlayıcı bir şekilde girişmesinden anlaşılır kimisi.
• oyun(lar)da kural(lar)a sadık kalarak hedef(ler)e varan(lar) kazanmış bunu yapamayan(lar)sa kaybetmiş sayılır.
  kazanmak ve kaybetmek aslında 2 etkili uyuşturucu ve oyun(lar)ın değiştirilmesi teklif dahi edilemez olan ikinci ve üçüncü k(u)rallarıdır.
  kazanmak, diğer(ler)ine üstün gelmek ve kaybeden(ler) olduğunu bilerek varlığını taçlandırmak evrimsel bir hazdır, kaybetmek ise diğer(ler)ine nazaran silikleşen bir varlığın kırmızıya saldırmak için soluklanması gibidir.
  oyunlara devamı sağlayan ama kuralların evriminin insan(lar)ın evriminden yavaş olmasına yol açan(lar) da işte bu
  uyuşturucu-k(u)rallardır.
  peki k(u)ral(lar)ı kendinden aptal(lar)ın koyduğu oyun(lar)da kazanmak kaybetmek midir, yoksa bu oyun(lar)da oynamak bile bir yokoluş çığlığı mıdır ?
• radyoda duymuştum hmm demistim:
  "kazanmanın en etkin yolu kaybetmemektir"
• milyonlarca sperm arasından birinci gelmek, kazanmanın en yalın halidir.
• kaybedebilmeyi göze almak... kaybetmeyi göze alamadığın hiçbir şeyi kazanamazsın.
• iyi oynayanın ulaşması temenni edilen mutlu son.
• ilk seferde kazamazsan, suçu amirlerine at, ikinci seferde kazamazsan hile yap, üçüncü seferde kazanamazsan vazgeç, salakligin alemi yok.
• kaza sonucu gelen başarı serabı.