kırım tatarları *
-
et ve hamurişine dayalı nefis bir mutfağı (mantı, kobete, çiğbörek) olan ve karakteristik fiziksel özellikler (tögerek bet, taşmanlay, masık burun, kıyık köz : yuvarlak surat, geniş ve çıkık alın, basık ve küt burun, çekik göz) taşıyan millet.
türkiye'de eskişehir, bolu ve adapazarı; istanbul'da ise şehremini semtinde yaşar çoğu. hatta 1960'lı yıllarda yeşilçam'da çevrilen kore savaşı filmlerinde koreli asker rolü için şehremini'nden figüran toplanırmış. yaşlıları kendi aralarında halen tatarca konuşurlar. "öbecekte kozü yok betin kayda dep soray..." (öpmeye niyeti yok yüzün nerede diye soruyor...) gibi mükemmel tatarca klasikleri vardır.
avrupa'da yaşayan kırım tatarları arasında ise "tatar mısın ? " diye sorulduğunda "milmiymen" (bilmiyorum) diyerek uzaklaşanlar olduğu gibi "oo, ekem, balam..." (ağam-kardeşim, çocuğum) diye milliyetine bağlılık gösterenlere sıkça rastlanır.
20. yüzyılın özellikle ilk yarısında her tür ve boyutta baskı, işkence, sürgün ve soykırıma mâruz kaldıklarını da belirtelim. -
(bkz: tatar)
-
ant etkenmen
(kırım ulusal marşı)
ant etkenmen milletimin yarasını sarmağa
nasıl olsun eki qardaş birbirini körmesin?
onlar içün ökünmesem, muğaymasam, yaşasam
közlerimden aqqan yaşlar derya-deniz qan olsun.
ant etkenmen şu qaranğı yurtqa şavle sepmege,
nasıl bolsun bu zavallı qardaşlarım inlesin?
bunu körüp buvsanmasam muğaymasam, yanmasam
yuregimde qara qanlar qaynamasın, qurusun.
ant etkenmen, söz bergenmen millet içün ölmege
bilip, körüp, milletimin köz yaşını silmege.
bilmey körmey, bin yaşasam, qurultaylı han bolsam,
kene bir kün mezarcılar kelir meni kömmege.
numan çelebi cihan -
(bkz: ilhan mansız)
-
(bkz: nick fury)
-
(bkz: hakan kırımlı)
-
-
-
(bkz: devlet giray han)
-
üniversite'de iken bir paris yolculuğumuzda eskişehir den bir arkadaşım bana buğra alpgiray adlı bir kırım türkünün dramatik yaşamına ilişkin kısa bir bilgi ve onun bir şiirini göndermişti ve ben çok duygulanmıştım.
paris akşamları
“1947 yılı sonbaharında paris’te sein nehri kenarında bir ceset bulunmuştur.cesedin üstünden çıkan evraktan kırımlı bir türk olduğu, 2.dünya savaşının badirelerine kapılarak yurdunu kaybettiği; savaş sonunda paris'te kaldığı ve çok yoksul bir yaşam sürdüğü anlaşılmıştır.aşağıdaki şiir onun cebinden çıkmıştır.”
- azerbaycanlı mehmet ağaoğlu’na:
bu kent her şeyiyle bana yabancı,
caddeler,binalar, bütün insanlar!..
öyle hasretim ki ezan sesine
ararım çevremde minare cami
lakin takılırım çan kulesine
her semtin muhteşem kilisesine
yad’el elemleri sarar içimi
uzaklarda yurdum,burdan çok uzak
her mevsim güneşli masmavi göklü,
camili, kubbeli, kümbetli, köşklü
ozanlı, garipli kervansaraylı
hele insanları alplı giraylı
yok haber onlardan, baba evinden
bu yüzdendir halim kopuk bir yaprak
her şey çok uzakta, benden çok uzak.
gözlerim daima engine dalar
isterim ki her an anayurdumda
dağları dumanlı yaslı kırımda
duvarında mavzer ve kur’an olan
ata ocağında, bizim konakta
bir bakır sinili sofra başında
iftar beklenilsin dua edilsin
ve sessiz sedasız yemek yenilsin
sonra şadırvanda abdest alınıp
hep birlikte teravihe gidilsin.
uyansam her sabah ezan sesiyle
görsem ayşeciği su testisiyle
ninemi yaşmaklı namaz kılarken
dinlesem dedemi kur’an okurken.
başımı huşuyla yastığa koysam
sonra toparlanıp yola koyulsam
yahut günün şavkı vururken camdan
heybetli sesiyle bağırsa babam
tutup elleriyle omuzlarımdan
o müşfik haliyle sarılsa öpse...
semaver kaynarken ocak başında
dünya türklüğünden, türk tarihinden
bozkurttan, turandan söz etse dedem
sonra türklük için eylese niyaz
gözlerinden akan yaşını görsem.
evet yurdum uzak, burdan çok uzak
bir ferahlık yahut bir şeyler umarak
düşerim yollara akşam üstleri
hep böyle çaresiz yıllardan beri
her zamanki gibi yorgun ve bitkin
artırıp yükünü hasta kalbimin
her an heyecanlı, gözlerimde yaş
görmek ümidiyle bir türk, bir dildaş
dolaşırım paris caddelerini
yorgun akan sen’i, köprülerini...
bir karakış vakti sen kıyısında
kafamın içinde türklük ülküsü
ruhumu kavuran özyurt hasreti
böyle göçeceğim ebediyete;
donmuş cesedimi bulup çöpçüler
defnedilmek üzere götürecekler,
kimim ben neyim, nereden bilecekler...
buğra alpgiray
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap