• halife hz. ebubekir döneminde ayetlerin üzerine yazıldığı materyallerin toplanarak bir araya getirildiği ve hz. osman döneminde ise bu nüshanın kitaplar halinde çoğaltıldığı, günümüzde gayet bilinen bir gerçek.
    ufak bi araştırma neticesinde ise bu dönemden kalan kuran'ın (-ların) günümüzde hala müzelerde muhafaza edildiği bilgisine rahatlıkla ulaşılabilir.

    tabi biraz akıl gerektiren bi çaba.

    edit:
    link istenilmiş, dedim ya; şunu google'da aratmak bile akıl gerektiriyor demekki.
    kaldı ki benim bildiğim, iddia sahibidir iddiasını ispatla yükümlü olan, kaynak gösteremediği halde karşı tarafı kaynak göstermemekle suçlamak, iyiymiş..

    ikincil olarak; hz. osman döneminden kalan nüshalar kabul görmüyor imiş. şimdi birincil olarak; hz. osman dönemi nüshaları, hz. ebubekir tarafından diğer sahabelerle birlikte toplanılan kitaptan çoğaltılmıştır, hatta hz. ebubekir, hz. osman ve hz. ömer'in teklif ve ısrarları ile bir araya getirmiştir "materyaller" üzerinde yazılı ayetleri ve bu ilk nüsha dönem itibariyle tek kaynak olarak kabul edilmiş ve kullanılmıştır. bahsi geçen iki sahabenin halifelikleri arasında uzun yıllar olmadığını da göz önüne alırsak, bi değişimin söz konusu olmasının ne kadar zor olduğunu da kavrayabiliriz.
    zira çok basit bi argüman olarak; o kısa dönem içinde değişen bi kitao, ondan sonraki yüzyıllar boyunca da değişmiş olmalıdır mantıken, yani hz. osman dönemi bi nüsha'nın bugün yazılan bi kuran ile karşılaştırılması tatmin edici bi sonuç verecektir.
  • basılan ilk nüshalardan birinin iddiacının burnunun dibinde olmasıyla anlamını yitiren iddia.

    (bkz: topkapı sarayı)
    (bkz: müze kart)

    ki bu nüsha hatırladığım kadarıyla hicri 20'li yıllarda yazılmıştır. o dönemde kuran'ın esas kaynağı olan hafızların da bir çoğu hayattadır.
  • doğru değildir.

    şüphesiz ki kuran ilk olarak e-book olarak download edilmiştir*. oradan mekke'nin en büyük ozalitçisi necdet ozalit'te(al najdat r.a.) hz. ebubekir tarafından çıktısı alınmıştır.

    (bkz: kuran'ın e-book olarak inmesi)
  • iddia sahibinin mantığına göre, ceylan derisine ya da tahtaya ne bileyim taşa falan kazılmış, yazılmış kuran nüshaları şart orjinalliğinin ispatı için. be hey dürzü, hz. peygamber'in vefatından 3 yıl sonra yazılan kuran örnekleriyle şuanda da yazılıyor olan kuran örnekleri arasında hiçbir fark olmamasını neyle açıklıyorsun sen? bindörtyüz bilmem kaç senede değişmeyen yazılar, peygamberin ölümünden sonraki 3 yıl içinde mi değişmiş? ayetleri indiği gibi ezberleyen hafızların birçoğu hayattayken kitap haline getirilen ve doğruluğu bütün hafızlarca ve şahitlerce onaylanan kitaba orijinal değil demek de heralde ishal sancısının dile vurmasından kaynaklanıyordur. başka bir anlam veremedim ben.
  • once kuran'ın değişmemiş olduğunun ispatlanması'nda tartisildi, sonra kuran-ı kerim değiştirildi mi de. yetmedi kuran'ın insanlar tarafından yazıldığını anlamamak denildi, gerekli cevap verildi.

    simdi etik degerlere sahip, durust, mert ve kaypak bir serefsiz olmayan bir inancsiz kimsenin ya da islam disinda bir inanci olan bir kisinin, konuyla ilgili meramini anlatan bu basligi acmandan once, hayvan ara'dan ve başlık içinde aradan faydalanarak ilgili basliklari ve kuran-i kerim basliginda ilgili tartismayi bulmamis olmasinin mumkunati var mi? peki tum bu bilgiye eristikten sonra, artik tartisila tartisila igdis olmus bu konuyu tekrar gundeme getirebilmek icin bu basligi acip kendisini rezil edecek kadar haysiyetsiz midir? degildir tabii. yok o kadar rezil olamaz bir insan. yani akil, mantik diyeceksin, gereklerini yerine getirmek yerine bel altindan vurmaya kalkacaksin ya da aklin en basit geregini yerine getirmeyecek kadar yuzsuz olacaksin. sirf kara bir proganda yurutebilmek icin bilginin edinilmesine dair insani ve evrensel etik birtakim degerleri cigneyen bir militan olmayi yedireceksin kendine. yok yok mumkun degil.

    (bkz: kuran-ı kerim değiştirildi mi/#21382842)
    (bkz: kuran'ın değişmemiş olduğunun ispatlanması/#22009683)

    --- spoiler ---

    neden kur'an hz. muhammed zamaninda kitap haline getirilmedi?

    vahiylerin inisi, resulullah'in son nefesine kadar devam ettigine gore, onun sagliginda tam ve kesin bir tedvin ve kitap haline getirme hareketi mevzu bahis olamazdi.

    hz. muhammed kur'an'in kendisinden sonra degismeden bir sonraki kusaklara aktarilmasi icin nasil bir yol izledi?

    tarihi delillere bakacak olursak, ne zaman bir vahiy yani kur'an'in bir parcasini alacak olsa bunu, once erkeklerden olusan bir topluluga teblig ediyor ve sonra kadinlardan olusan ayri bir topluluga teblig ediyordu. ancak bundan sonradir ki yazicilardan birisini cagiriyor ve ona kendise vahyedilmis olan ayetleri kaydettirip yazi ile tespit ettiriyordu. katip yazi isini bitirince, resulullah ona, yazdigi ayet metnini yuksek sesle okumasini emrediyor ve boylece sayet vahiy katibi yanlis veya eksik veya ziyade yazmissa duzeltme imkani hasil oluyordu.

    bunda ayri, muhammed a.s.s. yeni vahyin daha once gelen parcalar arasinda nereye ve hangi siraya konmasi gerektigine de isaret ediyordu. muhammed a.s.s. inen bu parcalari, burada izahina ihtiyac bulunmayan onemli sebepler tahtinda, vahyedilis sirasina gore bir araya getirmiyordu. yine resulullah kur'an-i kerim'in yetismis ve yetki verilmis bir muallim hocanin huzurunda ogrenilmesi icin israr gosteriyordu. boylece ilk muallim bizzat kendisi oluyor ve onun yetki verdigi diger kimseler ondan sonra geliyordu ki bu tatbikat ve usul, islam cemiyetlerinde yasana yasana gunumuze kadar ulasmistir.

    bundan ayri resulullah, ramazan ayina mahsus olmak uzere, gunduzleri yuksek sesle, o gune kadar nazil olan ayetlerden olusan kur'an metnini bastan sona kadar tilavet ediyordu. sahabiler ise yanlarina kendilerine ait ayet nushalarini da alip geliyorlar ve topluca girisilen bu mukabele (karsilastirma) esnasinda varsa kelime yanlislarini, ayet ve sure siralarini onun okuduguna gore tanzim edip duzeltiyorlardi. bu yillik karsilastirmalar esnasinda melek cebrailin de hazir bulundugunu resulullah haber vermis ve omrunun sonuncu ramazan'ina rastlayan ay icin: "cebrail bana (bir tedbir olarak) butun kur'an-i kerim'i bastan sona iki defa tilavet ettirdi ki ben bundan kisa bir zaman icerisinde vefat edecegimi anladim " demistir.

    iste bu 4 tedbir (1. itinali ve kontrol altinda yaziyla tespit), 2. yetkili bir kur'an-i kerim mualliminin yaninda ogrenim gorme, 3. ezberleme (hifz) ve nihayet 4. yillik mukabele sayesindedir ki bu ilahi metin insani tatmin eder bir bicimde muhafaza edilmis oldu.

    peki kur'an kitap haline getirilirken hz. muhammed'in biraktigi ile bir fark olusmamasi icin nasil bir metod uygulandi?

    resulullah'in vefati ile islam camiasi birkac ay suren "ridde" yahu "irtidat" adi verilen harplere suruklendi. sozde peygamber yemame(necd)'li museylime'ye karsi verilen bu savaslardan biri ozellikle kanli olmus ve bunda kitab'ul kerim'i ezberine almis ve onunla ilgili bilgileri genis olan ilk devir muminlerinden onemli sayida sehit verimisti. bu durum merkezi hukumeti alarma gecirmis ve halife ebu bekr o sirada cesitli sahabilerin elinde darma daginik vaziyette bulunan kur'an-i kerim'in butun parcalarini bir araya getirerek tam ve mukemmel bir kur'an nushasi meydana getirme kararina varmisti. bunun uzerine resulullah'in katiplerinden birisi olan ve onun sagliginda esasen ozel surette vahiylerin yazilmasi isi ile gorevlendirilmis bulunan zeyd'ubn sabit bu isle vazifelendirildi. bu vahiy katibi ayni zamanda kur'an-i kerim metnini bastan sona ezberine almis olmakla da seckin bir duruma gelmisti. hazirlanacak olan bu kur'an metninin mumkun olacan en buyuk ve genis itimat ve guveni saglayabilmesi icin halife ebu bekr zeyd'e her bir ayetin yazili bir halde metne katilabilmesi icin en az iki yazili delil ile ispatlanmasi ve katiyyen sadece hafizaya itimad edilmemesi emrini verdi; ikisi mustesna butun ayetler icin bu emir yerine getirildi ki bu iki ayet icin de sadece birer yazili delil bulunmustu, fakat bu ayetlerin dogrulugunu bir cok kimse hafizasindan olmak uzere teyid ve tasdik etmisti. boylece butun metin tek bir kitap halinde derlenip toplanmis oluyordu; buna mushaf (sahifelerin toplanip bir araya getirildigi yer) adi verildi.

    seneler gectikce kur'an nushalarinin sayisi ve kur'an'i hafizasina alanlarin miktari gitgide cogaliyordu. resulullah'in vefatindan itibaren bir yil gecmeden meydana getirilen bu resmi nusha onceleri halife ebu bekr'in kendi yaninda kaldi; sonra onun vefati uzerine halife omer'e gecti. halifeliginin son senelerinde omer kur'an-i kerim'in ozel ellerdeki nushalarini bir kontrolden gecirmeyi planliyordu. ancak kendisi bu konuda bir karar alamadan vefat etmistir. boylece onun muhafazasi altinda tuttugu resmi nusha resulullah'tan dul kalan ilimce gayet yuksek seviyede kendi kizi umm'ul mu'minin hafsa'ya gecti.

    hic suphesiz araptan gayri milletlerden olup yeni ihtida etmis binlerce, yuzbinlerce insan, hic beklenmedik meseleler ortaya cikariyor ve o sirada henuz pek az gelismis bir yazi bicimi ile bu pek cesitli milletler arasinda bu nushalarin yayilmasi kur’an-i kerim metninin katiksiz ve dogru bir bicimde ogrenilebilmesinde mes’um ve tehlikeli sonuclar doguruyordu. ucuncu halife osman, bu durumu nazari itibara alarak meselenin hallinde tesirli bir care ortaya atti: yukarida adi gecen hafsa’nin yaninda saklanmakta olan resmi mushaf’i getirtti ve yanina birtakim yardimcilar da katarak ayni zeyd’ubn sabit’e bu resmi nusha metninden 7 ayri nusha cikarma vazifesini verdi. bu hey’et mekke lehcesi esas alinmak suretiyle ayetlerin daha tam ve dogru telaffuz edilebilmesi icin yazilis tarzi ve imlasini da gozden gecirmek suretiyle kisa zaman icinde calismasini tamamladi.

    halife osman devrinde cogaltilip dagitilan yedi asil nusha ile ebu bekr zamaninda tedvin edilen nushadan hicbiri gunumuze kadar ulasamamis bulunuyor; su kadari var ki bugun istanbul ve taskent sehirlerinde teshir edilen iki nushanin da halife osman devrinden kalma nushalar olduklari mutalaa ve mulahaza olunmaktadir. eski yazarlar, bu en eski, ilk nushalarin yanip kul oldugu muhtelif devirlerde cikmis birtakim yanginlardan bahsederlerse de bugun elimizde bu ilk nushalarin henuz yok olmadiklari bir sirada bunlara bakarak istinsah edilebilmis bir cok sonraki el yazmasi kur’an nushalari bulunmaktadir. burada isaret edilmesi yerinde olur ki bu en eski el yazmasi kur’an-i kerim nushalarinin metni ile bugun elimizde bulunan kur’an’inki en ufak bir farkliliga sahip bulunmaksizin tipatip aynidir. yaziyla tespit durumunun boyle olmasi yaninda, diger taraftan kur’an’i ezberlemis bulunan hafizlar her devirde var olmus ve hatta gunumuzde mevcut bulunmaktadir.

    e peki inside the koran vs.?

    tarih kitaplarinin bazilarinda, bu eski metinlere (ilk kitap haline getirilmis mushaflara) dair bazi hatira ve ornekler verilmekte ve pek az sayida ve onemi pek bulunmasa da bugun elde olan metinden farkli oldugu anlasilan birtakim kisimlar zikredilmektedir. bu farkli metinleri daha yakinda tetkik edecek olursak, kolayca goruruz ki bunlarin cogu bu kur'an nushalarini vaktiyle elinde bulunduranlar tarafindan bazi serh ve tefsir mahiyetinde ilave kelimelerden ibarettir; muhtemeldir ki bu ilaveleri yapanlar, bunlari bizzat resulullah'tan isitmisler ve isin basinda tefsir mahiyetindeki bu fazladan kelimeleri satirlar arasina yerlestirmisken daha sonralari bilgisiz birtakim yazicilar (mustesnihler) bu ilaveli nushalari esas alarak yazdiklari yeni kur'an nushalarinda bu aciklayici ilave kelimeleri asil kur'an metni icinde gostermislerdir. bilhassa ibn'i mesud'a izafe edilen farkli ayet metinlerinde cereyan etmis olan olay boyledir.

    halife osman zamaninda, birtakim munafik kimseler tarafindan degistirilip bozulmak suretiyle elden ele dolastirilmak uzere ortaya surulmus bazi kur'an parcalari bulunuyordu; bunlari ortaya surmekten maksat, henuz dogmakta olan bu dini baltalayip karmakarisik hale getirmekten ibaretti; iste bu uydurmaci munafiklari buyuk uzuntu ve kedere bogacak sekilde halife osman bu parcalari yaktirmistir.

    kisisel not: yukaridaki alintilar m. hamidullah'in inside koran belgeseline konu olan metinler bulunmadan cok daha once yazdigi islam peygamberi isimli eserinden alintilanmistir. belgeselde bahsi gecen metinlerin mekke'ye ve medine'ye cok uzak bir yer olan san'a'da ortaya cikmasi da metnin dagilimi ve ilk islam devletinin kontrolu acisidan bu metinleri yukarida belirtilen baglamda algilama egilimine yol aciyor.

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    tahmin ediyorum ki hz. muhammed'in vefatindan sonra yazilmis, bircogunun bugun modern bilim dunyasinin kulladigi referanslama sisteminin ilk orneklerini de verdigi ve bu baglamda tarih bilimi acisidan da kayda deger bulundugunu bildigimiz siyer eserleri icerisinde hz. muhammed'in kur'an'in korunmasi ve hatasiz bir sekilde yeni nesillere aktarilmasi konusundaki titizliginden, bu konuya verdigi buyuk onem ve dikkatli tavirdan bahsetmeyen yoktur. elime gecmis birkac siyerin hemen hepsinde bu konu birakin bir iki paragrafla gecistirilmeyi, ayri bir bolum halinde oldukca detayli bir sekilde irdelenmisti.

    burada kisaca belirtmek gerekirse, kur'an'in nazil olmaya baslamasindan itibaren hz. muhammed nazil olan kisimlarin tamamini ezberinde tutmus, kendisinin beyanina gore geceleri hz. cebrail esliginde tekrarlar yapmis, bununla beraber medine'ye gocunden kisa bir sure sonra mescidinin etrafinda toplanmaya baslayip sayilari zaman icerisinde degisse de hayatinin sonuna kadar yanindan ayrilmayan ashab ı suffa'ya ve sahabeden diger hafizlara hemen hergun kur'an'i ogretmis ve ezberletmistir. hatta, hz. muhammed'in gunluk faliyetleri icerisinde en ehemmiyetli ve vazgecilmez olanin bu ogretme faliyeti oldugundan bahsedilir.

    7. y.y.'da cok dogal olarak kagidin kolaylikla erisilebilir bir kaynak olmamasindan oturu (belki o donemde arap yarimadasinda bildigimiz anlamda kagit yoktu tam bilmiyorum) kur'an'in ceylan ve diger hayvan derilerine, kemiklerin uzerine ve elde edilebilen papiruslara yazildigini biliyoruz. bu baglamda, eldeki imkanlar cervesinde kur'an'in saglikli bir sekilde gelecek nesillere aktarilmasi noktasinda hz. muhammed'in ne gerekiyorsa yaptigini, "size iki emânet bırakıyorum. onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. bu emânetler, allah'ın kitabı kur'ân ve o'nun peygamberinin sünnetidir." sozunun geregini yerine getirdigini dusunuyorum.

    son olarak bu konuda sanirim tayyar altikulac'a bir kulak vermek ve yurutmekde oldugu calismadan bahsetmek gerek:

    http://www.nethabercilik.com/…landirmak-istiyor.htm

    --- spoiler ---
  • «muhakkak ki bu kur'an'ı biz indirdik ve onu koruyacak, muhafaza edecek, devam ettirecek de biziz.:.» (hicr, 15/9)

    efendimiz tarafından nakledilen kur'an ayetleri hafızlar tarafından özenle ezberleniyordu. efendimiz'in vefat ettiği dönemde de 3000 civarında kur'an hafızı (kurra) oldugu rivayet ediliyor. hz. ebû bekir döneminde vuku bulan yemame savaşı'nda çok sayıda kur'an hafızının şehid olması üzerine, kendisi de iyi bir hafız olan zeyd bin sâbit kur'an-ı kerim'in yazılı hale getirilmesi için görevlendirilmiş, her ayet için en az iki yazılı şahid bulunarak kur'an-ı kerim yazılı hale getirilmiştir. tevbe suresi'nin sonundaki iki ayet içinse sadece ebû huzeyme'deki yazılı nüshaya ulaşılmıştır.

    kendi hafızalarını düşünüp, 6666 ayetin bu kadar cok kişi tarafından ezberlenmesinin nasıl mümkün olabileceğini merak edenlere; cahiliye döneminde edebiyatın zirve yaptığını, günlerce süren şiir panayırlarında okunan şiirleri ezberlemek için insanların birbirleriyle yarıştıklarını hatırlatmak isterim. birçok meshur şair, kur'an-ı kerim'i dinledikten sonra allah kelamı oldugunu kabul edip, şiir yazmayı dahi bırakmıştır. kur'an-ı kerim'in mucizelerinden birisi de edebiyat üstü olması ve kolay ezberlenebilmesidir.

    dileyenler için güzel bir kaynak olarak tavsiye edebileceğim baglantı.

    ayet sayisi hakkinda ekleme: "kur’ân’ın harf, kelime ve cümle sayısı bellidir. âyetlerinin sayısı hakkında âlimler arasında bu muhtelif görüşler gayet tabiî ki, muhteva ile değil, sayı/rakam ile ilgilidir. farklılık sadece noktalama işaretlerinden doğmaktadır. devami..."
  • bir insan bu kadar beyinsiz olabilir mi? sorusunu akla getiriyor. kur'an'in orijinali diye bir sey var mi bir kere? yani peygamber senin anladigin anlamda kitap haline getirmemis ve sebebi de yazilmis yukarida. onun disinda kur'an'in hangi 4 metodla gunumuze kadar korunarak geldigi de ortada. tayyar altikulac'in yaptigi calisma da.

    zaten ilk etapta toplu halde bulunmayan bir tekst sadece yazili olarak mi aktarilabilir acaba? bunun baska yolu yokmudur diye dahi dusunemeyecek kadar salak olabilir mi bir insan. illa onune elinde peygamber zamanina kadar ezber silsilesi bulunan kurra hafizini getirip onun okuduguyla eldeki kur'an'i karsilastirmamiz mi gerek? antropoloji nedir bilir misin sen kardesim. yani hakikaten bu kadar cesaret ancak cok ciddi mallikla izah edilebilecek bir sey. yazik.
  • kendi içinde paradoks barındıran insanların söylediği cümle. arkadaş sana sorarlar inanıyor musun diye "yok" dersen o zaman değiştirilse ne olur değiştirilmese ne olur. sonuç olarak sen onun bir insan tarafından yazıldığını düşünüyorsun zaten. senin için bir anlamı yok. inanıyorsan eğer allahın verdiği sözü bil bu sana yeter. hadi bakalım zamanın ötesine...
hesabın var mı? giriş yap