• tavernier'nin doksanların tam ortasından bu filmi, bir nevi fransız "natural born killers" olarak algılanmışsa da, ustanın çok sevdiğini düşündüğüm bir tür "ölçüsüzlük", bir tür "değer yargılarının standardının olmaması" filmidir. pariste yaşayan üç genç, amerikaya gidip zengin olabilme hayalleriyle insanların evlerine girip soymaya başlarlar. evlerine girdikleri insanların para sahibi olup olmadıklarını bilmedikleri gibi, planları da her seferinde o kadar çocukça yaparlar ki, neredeyse hepsi cinayetle sonuçlanır. ama yaptıkları işin farkında olmayacak kadar akılları havadadır, hayatı gangster filmlerinden öğrenmişlerdir.

    başrollerde güzeller güzeli marie gillain oynuyor, ve müjdem var: kendisini bir iki yerde çırılçıplak görebiliyoruz. oley. filmin görseli enerjik, esprili ve tüm ağır konusuna rağmen, tavernier izlememiş olanlar için belki coen kardeşleri andıracak, tavernier sevenler için tanıdık bir mizah duygusu, içimizi hafifletmese de, filme iyi gidiyor. rakıyla balık gibi.
  • 1995'te altın ayı ödülünü almış filmdir.

    1996'da, 15. uluslararası istanbul film festivali'nde de gösterilmişti.
  • özellikle amerikan ajan ve polisiye filmleriyle dalga geçmeyi amaçlayan film. çok ciddiye almadan sadece gülmek için izlenmeli diye düşünüyor insan fakat filmde o kadar yüksek bir tempo varki ne zaman başlayıp ne zaman bittiğini anlamak mümkün olamıyor. dalga geçmeyi amaçlayan derken komedi filmi anlamı çıkmış olabilir fakat açıkçası espriler zayıf ve pek güldürmüyor ama yine de eğlenceli.
  • bir "durum" filmi olarak nasıl bu kadar akıcı ve yormadan izletti hauret doğrusu. başroldeki ablanın güzelliği her sahnede mest ederken, filmi "yahu bunu da düşünmeden yapmayın" deyip dizlerinizi dövebilirsiniz.

    ayrıca yaşadıkları evin kaosu, pisliği eve kafa göz dalıp temizlik yapma isteği uyandırdı bende ahahaha. neyse güzel filmdi izleyin.
hesabın var mı? giriş yap